14. ÇIKMAZ SOKAK

5.4K 383 165
                                    

Keyifli okumalar.

Açık arttırma başlayalı dakikalar olmuştu. Salon ilk geldiğimize göre daha da kalabalıklaşmıştı. "Ben çok sıkıldım," dedim, kokteylin pipetiyle oynarken.

"Biraz sabret çaylak." Dedi Savaş. Ama sanırım o da sıkılmıştı. Etrafı incelediğim sırada sabahtan beri buraya bakan adamlara takıldı gözlerim. Sahnenin en önündeki masada duran, bir tane 30'lu yaşlarda adam vardı. Gözlerimi ondan çekerek, "Şu adam mafya mı? Ve her kimse, seni tanıyor galiba." Dedim. "Evet. Bu yüzden fazla bakma oraya." Dedi.

"Ben lavaboya gidiyorum," dedim ve çantamı aldım. "Dikkatli ol, kaçırılırsan karışmam." Dedi Savaş. Göz devirip yürümeye başladım, garsondan tuvaletin yerini öğrendikten sonra tuvaleti bulup girdim.

İki tane kadın vardı fakat onlarda çıkıyorlardı. Aynanın karşısına geçip saçlarımı düzelttim ve çantamdan birkaç makyaj malzemesi çıkardım. Arabada doğru düzgün yapamamıştım. Saniyeler sonra içeriye bir kadın girdi. Çantasından rujunu çıkarıp sürmeye başladı. Kendi önüme dönüp aynaya baktım. Rimelimi sürerken aynadan gördüğüm yüz ile durakladım. Aslı buradaydı. Bence bir an önce oradan çık.

Tanımıyormuş gibi yapıp çantamı toparladım. "Yine karşılaştık Talya. Endişe etmene gerek yok, herkes gibi açık arttırmaya katılmaya geldim." Dediğinde durup ona döndüm. "Hiç inandırıcı gelmedin." Dedim. Gülerek bana döndü. "İkimizde aynı şeyin peşindeyiz Talya. Dur tahmin edeyim, kaliforniyum'u almanız karşılığında para alacaksın. Tebrikler, Savaş tarafından kandırılan bir başka kişisin." Dedi ve çantasını topladı. Kaşlarımı çattım, "Neyden bahsediyorsun?" Dediğimde, "Ona ait olmayan bir eşyayı çalacağının farkında olmanı istiyorum." Dedi ve başka bir şey dememe izin vermeden tuvaletten çıktı.

"Özgüvenli piç." Dedim arkasından.
Şu an tek konumun bu olmasını isterdim gerçekten.

Söyledikleri kafamı karıştırmıştı. Kaliforniyum Savaş'ın değil miydi cidden? Hayır bence yalan söylüyordu. Yalan söyleyen kişi Aslı değilse?

"Beni ilgilendirmiyor, paramı alacağım sonuçta." Diyerek kendimi sakinleştirdim. Milyonlarca dolarlık şeyi, sadece birkaç bin liraya çalacaksın Talya! Ya onun değilse?

İç sesim ve diğer düşüncelerim kafamı fena karıştırmıştı. Böyle beklersem delireceğimin farkındaydım, en iyisi Savaş'a sormalıydım. Gerçi doğru söyleyip söylemeyeceği muammaydı. Tuvaletten çıkıp düşünceli bir şekilde birine çarpmamla kendime geldim. Hızlıca geri çekildim.

Karşımda esmer bir adam vardı. "Biraz daha dikkatli olmanızı rica ediyorum." Dedim ve yürümek için yeltendim. Şu an kimseyle tartışamazdım.

Adam önüme geçince ilerleyemedim. "Bana çarpan kişi sensin?" Dediğinde, "Kibarca konuştum beyefendi, çekilin lütfen önümden." Dedim ters bir tavırla. Tek kaşını alayla kaldırdı. O tam konuşacakken omuzuna çarpıp yanından geçtim. Ceketinin cebinden cüzdanını almıştım. Hızlıca çantama atarken ona döndüm. Fark ettiğini pek sanmıyordum.

"İster kusuruma bakın ya da bakmayın. İyi günler." Dedim ve hızlıca yürümeye başladım. Koridoru döndüğümde çantamdan cüzdanı çıkardım. Heyecanla cüzdanı açtım ve tahmin ettiğim gibi bir sürü nakit para ile kredi kartıyla karşılaştım. Dostum, cüzdanı iç cebine koymalıydın.

Bir de kimlik kartı görünce merakla onu alıp inceledim. Fakat gördüğüm isim beni dehşete düşürmeye yetmişti. Hayattaki şansım cidden bu kadardı.

Barış Demirhan, elimdeki cüzdanın sahibi olan adam.

Savaş'ın kardeşi ve Aslı ile karşılaşmıştım az önce.

Dolandırıcılar Çetesi Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora