Azıcık da dedikodu

Start from the beginning
                                    

"Laflarını seç de konuş Balamir Yabgu! Kandaşın gibi bizi ezesin diye tutmayız senin tarafını. Kurulunu umursamayan han istesek Alpagu'ya giderdik. Planlarını sorgulamak bize düşer elbet, başka kime düşecek? Seni tahta geçireceğiz diye kellemizi ortaya koyarız burada!"

Balamir'in ağzı köpürürken Kutay Beg girdi araya:

"Tahta kimin geçeceği belli değildir, Alçin Begüm. Hele bir Alpagu Han kalksın uygun adayı seçeriz elbet."

Balamir'in dikkati hızla yön değiştirmişti. Çolpan'dan daha çok istediği tek şey kandaşının tahtıydı şu acunda.

"Ben geçeceğim tabii ki, başka kim geçecek?" dedi sinirle.

Begler Balamir'in son zamanlardaki tavırlarından pek hoşnut değildi aslında. Bir ağızdan başladı hepsi:

"Aksak Tegin sandığımız gibi akılsız değilmiş-"

"...Çolpan Han'ın planıysa hem Yabgu'yu hem Tegin'i Gök Saray'dan kaçırabilecek kadar zeki demek..."

"Temur Tegin'in Çin'le bağı İpek Yolu'ndaki aksaklıkları..."

"Kaya Tegin Gök'ün Aklı değil midir..."

"Yeter!" dedi Balamir sinirle. Hiç mi korkuları kalmamıştı bu beglerin? Karşısında nasıl cüret ederlerdi böyle konuşmaya! En iyisi yarın Eksik Tegin'den kurtulmaktı, diğerlerini de hallederdi nasılsa.

"Kısa bir sessizlik oluştu otakta. Sonunda konuşmayı başlatan yine Aybars Beg'di:

"Ne zamandır beraberler acaba?"

Az önceki uğultu geri gelmişti anında.

"Ben aslında anlamıştım..."

"Yeğenini getirdikten sonra olmuştur elbet..."

"Yasavul da az değilmiş..."

"Yıllardır casusluğunu mu yapardı acaba?"

"Çolpan Han kullanır mı dersin?"

"Öyle olsa önümüzde niye aşık aşık baksın adama?"

"Bence de eski mesele, epeydir tanışırlar sonuçta."

"Saçmalamayın, Çolpan Han sürgündeydi, ne kadar uzun süredir olabilir ki?" dedi Alçin sesini yükseltip. Yandan yandan Balamir'e bakarken ekledi keyifle: "Önemli olan ne kadardır peşinden koştuğun değil, ne kadar marifetli olduğundur bu işlerde. Aylarca dip dibe yaşasan da biri gelir iki günde elinin altından kapıverir, hiç belli olmaz."

Batuga'dan önce Alçin'İ mi boğdursam, diye düşündü Balamir elindeki butu hırsla yerken.

Otağa girdiğinden beri ağzını açmayan Güler Begüm "Boş konuşursunuz." dedi gürültüyü bölen sakin sesiyle. Yetmişine merdiven dayamış kadın az konuşurdu ama herkesin saygısı büyüktü ona karşı. O konuşunca Balamir bile susardı.

"Çolpan'la Saltuk Tılsım'la Alpagu'nun toyundan beri sevdalılar birbirlerine. Kör gözler görmez belki ama her fırsatta buluşur kaçamak bakışları. Dünkü mevzu değildir yani, sandığınızdan çok daha derindir."

Balamir'in saygısı bile sinirine söz geçiremez olmuştu artık.

"Madem bilirdin niye sustun Güler Begüm? Söyleseydin alsaydık kellesini, niye yıllarca Gök'e ihanet etmesine izin verdin?"

"İhanet etsin istedim çünkü, Yabgum." dedi Güler istifini bozmadan. "Çolpan'a yardım etsin, Tılsım'ın öcü alınsın, Alpagu yerin dibine batsın istedim. Daha koynuna aldığı evdeşlerin huylarını bile bilemeyen adamı aldık başımıza oturttuk, kıydığı masumların ahı yüzünden Tengri verdi cezamızı. Tılsım Bike bereketiyle gelmişti Gök'e, yıllarca ne kıtlık bildik ne hastalık. O kurgana girdiğinden beri dertsiz bir yıl geçti mi? Savaşı bitse kıtlığı başlar, kıtlığı bitse bitmek bilmez kara kışlar çöker tepemize, çetin kışlar geçse çeçek bırakmaz yakamızı. Bir türlü gülmedi yüzümüz."

Destan - SalPanWhere stories live. Discover now