25.Bölüm

49 4 14
                                    


Yalanlar ve gerçekler

26.07/22

Bir gün sonra****

Savaş'ın anlatımından

Geldiğim konumun en kuytu köşesine park ettim arabamı. Kimsenin görmediğinden emin olmak istiyordum. Arabadan inmeden önce Barış'a komut verdim. O ne yapması gerektiğini biliyordu. Az sonra gireceğim mekanın tüm kameralarını devre dışı bırakacaktı.

İşaretimi alan Barış, bana onay gösterdiği anda karakola doğru adımladım. Oldukça sessiz ve kimsenin dikkatini çekmeden ilerliyordum. Gideceğim yere bulduğumda direk içeri girip kapıyı örttüm. İçerinin boş olması büyük şanstı. Elimdeki küreyi aldığım yere bırakıp aynı şekilde karakoldan çıkıp oradan uzaklaştım.

Flasback

Her birimiz gözümüzü bir an olsun küreden ayırmıyorduk. Ondan gelen tek bir işareti beklerken kapı çaldı.
Küreyi izleme işini diğerlerine devredip kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişilerle sinirlerime hakim olamadım.

"Ne işiniz var burada?"

"şimdi böyle mi olduk Savaş?"

Beni mi suçluyordu? Bizi bu yolda yalnız bırakan onlar değilmiş gibi...
Yüzümdeki ifadeden onları burada istemediğimi sezmiş olacak ki, beni kenara çekip eve girdi. Arkasından da diğeri içeri doğru adımladı.

"şu an sırası değil Savaş! Söyleyeceklerimiz var."

Barış, salona girdiğinde Serkan ve Çağrı'dan da aynı tepkiyi görmüştü. Yaptıkları yanlıştı. Bensu'nun, Gaye'ye olan bakışlarında da kızgınlık vardı. Bizim tavrımız değişmezken Gaye sitemle konuştu.

"bakın biliyorum tavrımız kötüydü ama bizim de bir amacımız vardı."

"neymiş o amaç?" diye sordum.

ikisin de bakışları tek bir noktada takılı kaldı. küreye bakıyorlardı. sanki aradıklarını bulmuş gibi derin nefes verdiler.

"birkaç saat sonra bu küreyi geri vermen gerekecek Savaş!"

Şaşkınlıkla küreye bakıp bir açıklama yapmalarını bekledik. Anladığım kadarıyla olaylar çok farklıydı. Ve onlar bu karışıklığın fazlasıyla farkındaydı. Bazen hikayenin açık yüzü göründüğünden çok daha farklı olabiliyordu.

Flashback son

Kısa bir araba yolculuğunun ardından eve gelmiştik. Bensu ve Çağrı kapının sesini duyar duymaz soluğu yanımızda almışlardı.

"abi ne yaptınız? Vallahi ağaç olmayı geçtik meyve verdik artık."

Sıkıntıyla oflayıp salona doğru ilerledim. Televizyonun tam karşısındaki tekli koltuğa attım kendimi.

"Çağrı! Yine hangi dilde saçmaladın?" diye yakındı Barış.

"abi çatlatmayın da söyleyin ne oldu?"

"susarsan anlatacağız Çağrı!" dedi Gaye. Cümlesi biter bitmez o da salona doğru ilerleyip üçlü koltuğa oturdu.

Çağrı, Gaye'nin sesiyle anında susmuştu. Hemen koltuktaki yerini alıp beklemeye başladı. Sıkıntıdan ayağını sallayıp duruyordu. Bu hali beni güldürmüştü. Derin nefes alıp anlatmaya başladım.

Yaşayan Ruhlar |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin