7. Bölüm: Kirli Rövanş

68 12 10
                                    

Roxy, Koç Lewis'in yanıt bekleyen gözlerine baktı. Sonra başını tekrar kulüplerin liderlerine doğru çevirdi. En sonunda kendini ispatlamış hissediyordu. Birileri tarafından kabullenildiği tescillenmiş gibi hissediyordu. Süper gücü olmadan da, yeteneği ve zekasıyla başarılı olabileceğini göstermişti.

Derin bir nefes aldı. Herkesin onu izlediğinin farkındaydı. Oldu olası topluluk önünde kalmaktan hoşlanmazdı, bu yüzden bakışlarını tek bir kişiye çevirdi. Akşam kendisine kahve sözü olan birine. Darren'ın yeşil gözlerine bakarak yanıtladı.

"Anka kulübünün teklifini kabul ediyorum."

Mark Richards kocaman gülümsedi ve bir yandan da alkışlayıp genç kızı yanına çağırdı. Öteki taraftan Darren ona ışıl ışıl gözleriyle bir tebessüm gönderdi. Rox da ağzı kulaklarında halde süratli adımlarla onların yanına ilerledi ve Anka kulübünün diğer üyeleriyle de hızlı hızlı el sıkıştı. İsimlerinin tamamını aklında tutamasa da o an en azından 10 kişiyle tanıştığını düşünüyordu. Bu hızlı selamlaşmanın ve alkış töreninin ardından yan yana dizildiler. Koç Lewis'in field-run fikstürü duyurusu ve kapanış konuşmasını yaparken Roxy arkadaşlarını görebilme umuduyla tribüne tekrar göz attı. Ama görebildiği tek şey James Crane'in umursamaz bir ifadeyle arkasını dönüp ve diğer ejderler ve Artemis ile birlikte tribün locasında gözden kayboluşuydu.

Hemen ardından Elain ve Stephen'ı seçebildi. Onlarla denk gelemezse şayet cep telefonunu spor salonundaki soyunma odasından alarak onlara bir mesaj göndermeyi aklının köşesine yazdı. Çünkü çıkışta randevusu vardı...

"Eve dönüp duş alsam iyi olur." dedi kan ter içerisindeki Darren, genç kızın kulağına eğilerek. Roxy de kesinlikle aynı haldeydi, onaylayarak başını salladı, "Kesinlikle ben de."

"Pekala o zaman seninle yarın şehir merkezindeki şu yeşil beyaz denizkızı logosu olan kafede buluşalım mı? Belki sonrasında da bir şeyler yeriz. Bildiğim harika bir burgerci var."

Genç kız başını salladı. Bugün hayatının en en en güzel günü olabilirdi. Darren ona doğru eğildi, Rox bir an dudaklarına yaklaşacağını sandı, ama Darren onun yanağına tüy gibi hafif bir öpücük kondurdu. Fakat bu bile Roxy'nin kalbinin bir yarış arabası kadar hızlı atması için yeterliydi.

"Görüşürüz." dedi Darren ve Ankalardaki birkaç arkadaşıyla beraber tribünün öbür tarafına doğru yol aldı. Roxy ise hala sırıtıyordu.

"EFSANEYDİN!" Stephen'ın bağırarak sırtına kocaman bir şaplak atmasıyla olduğu yerden resmen bir metre yukarı sıçradı. Arkadaşlarına mesaj atmasına gerek kalmamıştı bile.

"Bu acıttı!" diye isyan etti Roxy sırtını ovalayarak.

"Eh, Celina Evelyn'e çarpan kaya kadar acıtmamıştır, ahahaha..."

Elain ise kana ve toz toprağa rağmen arkadaşına sımsıkı sarıldı, "Öleceğini sandım! Hemen seni Doktor Bristow'a götürelim."

Demek doktorun ismi bu... diye düşünürken Elain onu kolundan çekiştirerek sahanın kenarında pansuman yapan kirli sakallı doktora doğru götürdü.

Saha kenarındaki doktor Bristow Ryan McGinnis'in suratında morarmaya başlamış olan çürüğü iyileştiriyordu. Ya da en azından Roxy bunu düşündü çünkü parmaklarını yaranın yüzeyine yaklaştırıp hafif mavi bir ışık saçıyordu. Doktor bunu yaptıktan sonra McGinnis'e bir buz torbası uzattı, "Saat başı 10 dakika buz uygula." deyip arkasını döndü. Ellerini bir bez parçasıyla kurularken onlara baktı, "Beladan kaçamıyorsun ha, Steel?" dedi eğlenmiş bir ses tonuyla. Ama suratı aynısını söylemiyordu nedense. Roxy'nin parçalanmış tişörtünün altında kalan kanamış yara dokusuna parmaklarını yaklaştırdı. Dokunmadan bir süre bekledi ve mavi ışık çaktı. Hafiften serin ve gıdıklayıcı bir histi. Yavaş yavaş Roxy'nin yarası kapanmaya başladı. "Koluna bir süre hassas davran." dedi doktor sonra ellerini cebine soktu, "Eve dönünce eczanede satılan antibiyotikli merhemlerden uygula. Benden bu kadar." Etrafı kolaçan ettikten sonra elektronik sigarasını beyaz önlüğünün cebinden çıkarıp derin bir nefes çekerek öğrencilerinin yanından usulca uzaklaştı.

Kahraman Olmak İçin Bir SebepWhere stories live. Discover now