25

949 61 43
                                    

Bu gün BENİM doğum günüm, ve şimdiye kadar kutlayan olmadı.

Arkadaşlarım dediğim insanlar, gerçekten arkadaşlarım değillermiş. Ben ikisine de, en değerli olan ürünümden vermiştim.

Kore'den bana bir abla, chopstick göndermişti. İkisinede vermiştim doğum günü için.

Şuan ikisinden de, nefret etmeliyim değil mi?

~

"Ne alaka? Yalan söylemesene sen, o kadar
da çok dolandırılmıyorum ben"

İn guk 'tabi canım' dermiş gibi bana baktığında, Yoongi'nin yanına yaklaşıyordum.

"Biliyor musun.. bu adam bana hiç iyi davranmıyor. Sürekli beni rahatsız ediyor" söylediğim yalana ben bile inanmazken Yoongi hemen atak yapmak için hazırlanmıştı.

İn guk "Lan. Ben mi?! İseul, beni rahatsız eden sensin bir kere! Kaç kere sarhoşken kapımı çaldın?!"

"Ne? Ben mi? Üstüme iyilik sağlık"

Yoongi "Sen niye sarhoş oluyorsun ki?"

Aferin sana İn guk. Aferin. Pot kırdın iyi mi. Ne diyebilirim ki?

"Yoongi, sen burada bekle. Ben bir içeri girip geliyorum"

Ona öyle söyledikten hemen sonra içeri geçip, Joon amcanın olduğu masaya giderek oturmuştum.

Joon "Ciddi misin İseul?"

"Yio ne ciddisi"

Joon "Neyle sınanıyorum ben.."

~~

İkimizde Yoongi ile yurda geldiğimiz de, ikimizinde uykusu olmadığı için koltukta oturmuş YouTube da kedi videoları izliyorduk.

"Ee bu sana benziyor"

Yoongi "Şu da sana"

"Pardon? Benim gibi biri nasıl kediye benzeyebilir"

Yoongi "Benim gibi biri nasıl benzer?"

Bir şey demeden önüme döndüm. Daha sonra reklam çıktı. Reklamda Bts vardı.

"Aa siz"

Yoongi "Aa biz"

O öyle dedikten sonra gülmüştüm ve daha sonra tekrardan televizyona bakmıştım. Konser reklamıydı ve Yoongi ile Hoseok yakınlaşıp şarkı söylemişti.

"Oha shipim moment verdi"

Yoongi "Ne?"

"Ne?"

Yoongi "Ne shipi?"

"Ship ne?"

Yoongi "Dalga mı geçiyorsun benimle?"

"Yok be ne dalgası? Hem dalga küvette olur"

Yoongi "Deniz değilmiydi o?"

"Öylemiy- neyse benim uykum geldi. Bay" tam koltuktan kalkacakken -sevgilim- olan Yoongi kolumdan tutmuş, kendine çekmişti.

Yoongi "Sen bize anti olmana rağmen, shipliyormuydun?"

Ben hayır dermiş gibi kafa sallarken, o inanmamış olduğunu belli ederekten kafasını sallıyordu.

"Aman.. n'olacak sanki? Ben herkesi shipliyorum? Mesela Hyunjin bebeğimi ve Felix aşkımı"

Yoongi koltuk da hareketlenirken, onunla aramda santimler olduğu için bende hareketlenmiştim.

Yoongi "Bebeğim? Aşkım?"

"Efendim canom"

Yoongi dayanamamış ve gülmüştü. Ardından bende gülmüştüm.

Yoongi "Tamam.. ikna oldum. Uykun geldiyse burada uyumak ister misin?"

Kolunu gösterdi. Şahsen pek emin değildim. Ama sevgilimdi ne de olsa. Kabul ederek, onun kollarının arasına uzandığım da burden bire kapı kırılarak açılmıştı.

"Oha noluyo"

Kapıya baktım.

Kameramanlar.. ah doğru. Ben ne de olsa bu gruba kısa süreliğine katılmıştım, nedeni belliydi.

Yoongi "Mahrumiyet denen bir şey kalmadı" diye söylenmişti.

Ben ise bizi çeken kameramanlara dil çıkarıp, orta parmak çekmek ile meşguldüm.

Yoongi "Napıyorsun İseul?"

"Ha..? Ben mi? Yok bir şey"

Ben onun kollarından ayrılırken, Yoongi ise kameramanlara yaklaşıyordu.

Yoongi "Şimdi bu görüntüleri siliyorsunuz"

Kameraman "Üzgünüm efendim. Görevimiz bu. Günlük hayatta neler yaptığınızı sıklıkla çekiyoruz zaten"

Dediklerini düşündüm. Sıklıkla mı?

Ne zaman çekiyorlardı, gizli kamera mı vardı?

Sinirle bende ayağa kalktım ve ardından kameraya yumruk attım.

"Aa.. pardon. Elim çarptı. Tüh ya.. kırıldı güzelim kamera"

Yoongi beni izlerken, gülmemek için dudaklarını birbirine girdi bastırıyordu. Bende ona gururla döndüm ve elimle ona bir öpücük attım.

"Senin yolundan gidiyorum hayatım"

Kameraman sinirli bir şekilde, ikimize bakıyordu.

Haklıydı.

İşinden olabilirdi. Çünkü kamerasını kırmıştık.

Aman kimin umrunda.

Yoongi'nin elinden tutmuş, merdivenlere yönelmiştim. Ardından kameramanlara son bir kez baktım.

O an, tanıdık gelen kişiye baktım.

Oha.

Bu lisede beni seven çocuktu. Vay amına koyim.

Baya yakışıklı olmuş.

Göz göze geldik. O da tanışmıştı galiba beni. Bana yiyecek gibi bakıyor, dudaklarını yalıyordu.

Yoongi benim ve onun arasında ki bakışmayı fark etmiş, kaşlarını çatmış ve ardından ellerini benim ellerime kenetleyerek yukarıya doğru sürüklemişti.

"Yoongi.. hayvan mısın acaba? Elimi kıracaksın sanki"

Yoongi "O nasıl bakışlardı öyle? Yiyecek gibi bakıyor sana. Sen farklısın sanki. Çok mu beğendin?"

"Ha yok, aslında evet. Yakışıklı olmuş bu. Önceden böyle değildi. Sivilceli, gözlüklü bir şeydi bu"

Yoongi duraksadı ve bana baktı.

Yoongi "Tanıyor musun?"

"Lisede bana aşıktı"

Yoongi "Öyle mi..? Hm. Sen beklesene beni burada"

Tamam demiştim. Ama daha sonra, mantıksız geldi bana böyle demesi. O çıkar çıkmaz bende çıkmıştım.

"Yoongi!"

Yoongi "Ne?"

"Nereye?"

Yoongi "Sadece, su içeceğim. İçmek istediğin bir şey varmı?"

"Kola"

Yoongi kafasını sallamış, ardından aşağı inmişti. Bende derin bir nefes alıp, tam kendi odama girecek iken, birinin acıyla inleme sesini duydum.

~~

İstenmeyen Üye 3 || MYGWhere stories live. Discover now