3

1.4K 82 31
                                    

"Ne?"

Dudaklarımı dişlerim. Bu projeden haberleri yoksa beni gördüklerinde kim bilir ne diyeceklerdi.

Pd'm "Özür dilerim"

"Sen çok komik adamsın" deyip kahkaha attım ve gözlerimden gelen yaşları sildim. Gerçekten komik adam.

Namjoon "Pd'm? Kim bu?" Diye sorduğunda arkamı döndüm.

Jimin gözlerini koskocaman açıp, Jungkook'un kolundan tuttu ve arkasına geçti.

Jimin "Bu kızın burada ne işi var? Benim hakkımda ki düşünceleri pek iyi değildi"

Jungkook kısa bir süre ona bakmış. Ve daha sonra bana bakmıştı. O nasıl bakmaydı öyle. Gece görsem altıma ederim.

Bismillah.

Hoseok "Pd'm bunun burada ne işi var tanrı aşkına?" Dedi ve ayağını yere vurdu.

İy. Bebek seni. Benden mi korktu az önce o. Eh tabi korkulmayacak gibi de değilim.

Seokjin "Pd'm, bu kız ile ne konuşuyordunuz?"

Sanane be. Mahrumiyet diye bir şey kalmadı bu zamanda.

Taehyung "Neydi adı? Haa Iseul, gider misin? Bizim özel konuşmamız gereken şeyler var"

"Ulan susun be! Şu moruk vermeden haberi, ben vereyim. Neden? Çünkü sizin acı çekmenizden zevk alıyorum. Doğru bildiniz."

Namjoon "Haber derken?"

Zaferle gülümsedim. Yurtta kaldığım sürece, onlara fiziksel olarak zarar vermesem de psikolojik olarak verebilirdim.

Aptal moruk, sözleşmeye bunu eklemeyi unutmuştu büyük ihtimalle.

"Ahaha, grubunuzda bir yıl boyunca kalacağım. Yani.. bende artık bir Bts üyesiyim!"

Hoseok gözlerini koskocaman açarken, Seokjin denilen maymun süratli Pd'm denilen moruğun yanına yaklaştı.

Namjoon bir şey söylemez iken, Jimin Jungkook'a sırnaşıyordu.

Taehyung da sinirle koltuğa oturdu ve bana ters ters bakmaya başladı.

Sahi.. bir üye daha vardı. Kendini diss kralı sanan bir üye. Ona baktım.

Sakince bana bakıyordu. Hiç bir şeyi umursamadığı belliydi. Gözlerini devirip koltuğa rahat bir şekilde oturdu ve telefonunu çıkardı.

"Hayırdır sen duygusuz? Ulan harbiden duygusuzmuşsun. Ben burada ortalığı karıştırdım az önce, senin umrunda değil"

Kafasını kaldırıp, bana baktı.

Ve hiç bir şey olmamış gibi de, tekrardan telefona baktı. Sözleşme olmasaydı, seni şuracıkta öldürürdüm.

Pd'm bu sese dayanamamış olacak ki bağırdı ve hepsini birden susturdu.

Pd'm "Bakın şimdi. Bu proje sadece bir yıl sürecek. Birbirinize karşı hareketleriniz, kayıda alınacak"

Hepsi kaşlarını çattı. Ulan bunlar harbiden maymuna benziyorlar.

"Off uğraşamam sizinle, ben kaçar" dedim rahat tavrım ile. Koltuğa yaklaştım.

Unuttuğum telefonumu alır iken, Yoongi denilen duygusuz kolumdan tuttu ve kendine çekti.

Kulağıma yaklaştı. Kimsenin duyamayacağı bir şekilde ise bana fısıldadı.

Yoongi "Bana bak Kim İseul, ben diğerlerine benzemem. Beni hafife alma"

Diyerek, kolumu bıraktı.

"Ayy! Çok korktum, omen tonrem!"

Dalga geçerek, hemen odadan çıktım ve derin bir nefes aldım.

Diyeceğim, ama bu şirkette ki herkes beni tanıyor. İnsanlar bana böyle bakarken, rahat olamadım.

Hemen asansöre bindim.

Asansörde ise, binen kişi ise bayâ dikkatimi çekti. Uwuu. Kim bu yakışıklı diye merak eder iken, Txt grubundan olduğunu görünce geri çekildim.

"Öğk.. bir an önce şuradan çıksam iyi olacak" diye kendi kendime söylendim.

İlk kata geldiğimiz an, hemen dışarı çıkmış ve kendi evime yürümeye başlamıştım.

Ayrıca, alacağım o para ile de.. hem borcumu, hemde evimin kirasını ödüyordum. Ve bana ise, bayâ bir miktar kalıyordu geriye.

Aklıma gelmişken, hemen numaraya yazdım.

Ben yürür iken, birden bire çantamın tutulup çekilmesi ile yere düştüm.

"Yuh amına koyayım! Tüm talihsizlikler beni mi bulur?! Bu ne ya!" Diyerek ayağa kalktım ve üstümü çırptım.

Daha sonra ise, alan kişinin peşinden koşmaya başladım.

"Ya gel lan buraya, eşek sıpası seni!" Diyerek kovalamaya devam ettim.

Kimsede umursamıyor. Peh. Bu zamanda iyi insan kalmamış. Eh, ben hariç tabi ki.

Adamı kaybettiğim an, oflayarak karakolun yoluna doğru yürümeye başladım. Bu sefer dolandırılmadım. Bu da bir gelişme.

Buna da şükür.

Karakolun kapısına geldiğim an, bir kaç polis beni görünce kıkırdamaya başladı. Hah, çok komik sanki!

"Joon amca!"

Joon "Yine mi İseul? Daha bir gün oldu sadece? Ne çabuk dolandırıldın?"

Ben kendimi sandalyeye bırakırken, Joon amca da kendi masasına oturdu.

"Yok yok.. bu sefer soydular beni! Çantamı çaldılar"

Dediğim de şaşırmış bir şekilde gözlerini açtı. Ciddi misin dermiş gibi bana bakıyordu.

"Ne oldu?"

Joon "Kolundaki çantayı mı?"

İstenmeyen Üye 3 || MYGWhere stories live. Discover now