Ten

735 54 19
                                    

Yorum yapar mısınız?

Elindeki şarabı sallayarak kadehin içini dolaşmasını izledi. Işıkları açmamıştı. Boynundaki ve sırtındaki ağrı ara sıra onu yoklarken evinin etrafındaki ışıkları izliyordu.

Kapının çalınması ile döndü. Jennifer'ın geleceğini biliyordu bu kadar geç saatte evinde kimseyi istemese de arkadaşlarını kıramamıştı. Sıkıntılı bir nefes vererek elindeki kadehi sehpaya bıraktı.

Kapıyı açtığında kafasını eğerek ona bakan beden ile o da gülerek kapının kenarına yaslanmıştı. Üstünde siyah ipek gömlek vardı birkaç düğmesi açıktı.

Siyah saçlarındaki gümüş parçalar gitmişti.

"Zayn- Pillowtalk dinledin mi Jungkook."

"Dinledim, sebep?" Jimin ilerleyerek onu da göğsünden ilerletirken ayağıyla kapıyı kapatmıştı. İkisi de az da olsa içkiliyken eğleniyorlardı birbirleriyle.

"Çıtayı yükseltiyoruz ağırdan alacağız ve hızlı gideceğiz." Jimin'in şarkının sözlerini söylemesiyle bu oyuna hayır demedi.

"Acıyı ve zevki görüyorum." Jimin oyuna katılan beden ile dudaklarını yalayarak onu geriletmeye devam etti.

"Kimse değil sadece sen, kimse değil sadece ben. Sadece ikimiz."

"Seni sımsıkı tutmayı seviyorum, bu gece ve her zaman." Koltuğun kenarına kalçasına dayayan beden ile göğsündeki elini karnına indirmişti. Jungkook'un dedikleriyle devam etti.

"Yanında uyanmayı seviyorum." Konuşurken kenardaki hoparlörü telefonuna bağlayarak istediği şarkıyı açmıştı.

Açılan şarkıyı son sese getirirken tüm evde yankılanıyordu.

So we'll piss off the neighbours
In the place that feels the tears
The place to lose your fears

(Komşuları öfkelendireceğiz
Gözyaşlarının hissedildiği yerde
Korkularını kaybettiğin yerde)

Geniş koltuğun kenarında oturan adam bacaklarının arasına koyduğu dizinden destek alarak kucağına yerleşirken belindeki eller onu kendine yapıştırıp düşmesini engelledi.

Şarkı tüm evde yankılanırken Jimin'in elleri boynunda geziniyordu.

Your reckless behavior
In the bed all day, bed all day, bed all day
Fucking and fighting on
It's our paradise and it's our war zone

(Senin umursamaz tavırların
Tüm gün yatakta, tüm gün yatakta
Sevişiyoruz ve kavga ediyoruz
Burası bizim cennetimiz, bizim savaş alanımız.)

Göğsünden ittirilmesi ile koltuğa düşerken dudakları birleşmiş ve kıyafetleri teker teker etrafa atılmaya başlamıştı.

//

Kafasını yorgunlukla geniş göğse yaslarken Jungkook'un da gözlerini kapatarak dern nefesler aldığını gördü.

Sarhoşluğu kesinlikle geçmişti. O sırada çalan kapıyla kaşlarını çattı.

"Bu kim?" Jungkook aklına gelen ile saate bakmıştı.

"Jennifer tanrım saat 2'ye geliyor bu saatte gelinir mi?" Sadece iç çamaşırı ile kapıya ilerlerken Jimin arkasından eşofmanı fırlattı.

"Eşofmanını giy!" Jungkook yerden aldığı eşofmanı giyerek kapıyı açtı.

Sarı saçlı kız elinde poşetleri havaya kaldırarak gülümsemişti.

"Ben geldim!"

"Saat 2 Jen. Sence biraz geç değil mi?"

"Biliyorum ama yetiştirmem gereken bir ödev vardı. Çocuklar aradı ve sana bakmamı söylediler. Ben de geldim. Uyuyor muydun?" Sona doğru eğlenen sesi ile Jimin kızın içeri gireceğini anlayarak pantolonunu ve Jungkook'un tişörtünü giydi.

Right where you left meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin