Three

909 58 0
                                    

Şarkının sözlerine dikkat edin çünkü arlarında ne olduğu hakkında bilgi sahibi olacağınızı düşünüyorum

Ama her şey de göründüğü gibi değilll
Bölümler gittikçe uzayacak

Friends break up, friends get married
Strangers get born, strangers get buried
Trends change, rumors fly through new skies
But I'm right where you left me
Matches burn after the other
Pages turn and stick to each other
Wages earned and lessons learned
But I, I'm right where you left me

(Arkadaşlar ayrılır, arkadaşlar evlenir
Yabancılar doğar, yabancılar gömülür
Moda değişir, dedikodular başka gökyüzüne uçar
Ama ben beni bıraktığın yerdeyim
Kibritler alev alır
Sayfalar çevrilir ve birbirine yapışır
Maaşlar alınır, dersler çıkarılır
Ama ben beni bıraktığın yerdeyim.)

Tüm üniversite öğrencileri bahçede sahnedeki adamı dinliyordu. Herkes şarkıya eşlik ederken bu yazdığı ilk şarkıydı.

Help, I'm still at the restaurant
Still sitting in a corner I haunt
Cross-legged in the dim light
They say, "What a sad sight"
I, I swear you could hear a hair pin drop
Right when I felt the moment stop
Glass shattered on the white cloth
Everybody moved on
I, I stayed there
Dust collected on my pinned-up hair
They expected me to find somewhere
Some perspective, but I sat and stared

(Yardım et, ben hala o restorandayım
Hala o köşede oturuyorum
Loş ışıkta bacak bacak üstüne atmışım
'Ne kadar da üzücü' diyorlar.
Yemin ederim tel tokanın bile düşüşünü duyabilirdin
Zamanın durduğunu hissettiğim o anda
Cam beyaz örtüde parçalandı
Herkes atlattı
Ama ben orada kaldım
Saçlarımda toz toplandı
Beni başka bir yerde bulmayı umdular
Başka bir şekilde, ama ben orada oturup durdum.)

Birkaç ay önce duydukları şarkıya artık tüm kalabalık eşlik ederken Jungkook buruk bir gülümsemeyle söylüyordu şarkıyı.

Şarkının en vurucu kısmı geldiğinde herkes sessiz oldu ve onun sesi yankılandı büyük okulda.

At the restaurant, when I was still the one you want
Cross-legged in the dim light, everything was just right
I, I could feel the mascara run
You told me that you met someone
Glass shattered on the white cloth
Everybody moved on

(Restorantta, hala tek istediğin ben olduğum zamanlarda
Bacak bacak üstüne loş ışıkta, her şey doğruydu.
Gözyaşımın aktığını anlayabiliyordum.
Biriyle tanıştığını söyledin
Cam beyaz örtüde parçalandı
Herkes atlattı.)

Duyguyu hissedebiliyordu oradaki herkes. Şarkıyı ağcın kenarında ilk kez dinlemiş olan adam da hissetti.

I cause no harm, mind my business
If our love died young, I can't bear witness
And it's been so long
But if you ever think you got it wrong
I'm right where you left me
You left me no, oh, you left me no
You left me no choice but to stay here forever

(Hiçkimseye zararım yok, işime bakıyorum
Aşkımız gençken öldüyse de tanıklık etmeye dayanamam
Ama eğer yanlış anladığını falan düşünüyorsan
Ben beni bıraktığım yerdeyim.
Bana sonsuza kadar burada kalmaktan başka seçenek bırakmadın.)

Herkes yüksek ses ile alkışlarken gözleri kalabalıkta geziniyordu. Buradaki insanların hepsi bu şarkının neden ve kime yazıldığını biliyordu.

Şarkının yazıldığı kişi de ilk kez dinlediği şarkının kendine yazıldığının bilincindeydi. Ve şarkıyı söyleyenden başka hissedecek başka biri varsa o da oydu. Bu yüzden hızlı adımlarla terk etti orayı.

Çünkü buna tanıklık etmeye dayanamıyordu.

Right where you left meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin