Saltuk normalde gözlerini kaçırırdı bu ithamlar karşısında ama sevdiği kadının Balamir'in yanında otururken görmüştü bugün. Sanki otağın sahibiymiş de misafir ağırlarlarmış gibi... Öfkesi yoldan çıkmış, kadının rahat durmayışı bahane olmuştu içindeki tanımakta zorlandığı canavara.

"Öcünü alacaktık hepsinin! O ite değil, bize güvenecektin!"

"Sen daha benim öcümü alamadın! Batuga da sen de boş sözler vereceğinize laflarınızın altını doldurun önce!"

Çolpan sinirle ağzından çıkanların adamı ne kadar yaraladığını gördü gözlerinde. Duruşu değişmese de içinde bir şeyleri kırdığını çok iyi biliyordu. Başını dikip baktı sevdiğinin gözlerine, kırılsındı. Çolpan da çok kırılmıştı. Onu anlamayışına, çaresizliğini görmeyişine, onu özlemeyişine... Sevdiği kadar sevildiğinden şüphesi olmamıştı hiç, bugün ondan bile emin olamıyordu işte...

"Emrin olur, Han'ım."

Lafını bitirir bitirmez döndü arkasını adam.

"Saltuk nereye?"

Dinlemedi. Bu kadar kolay mıydı yani? Çolpan hasretinden kavrulurdu, Saltuk çoktan silmişti onu belli ki.

"Saltuk dur derim!" Çolpan arkasından bağırsa da umursamadı Saltuk. Kapıyı açtığında son kez seslendi Çolpan:

"O kapıdan çıkarsan kapımda yatmadan göremezsin yüzümü bir daha. Andım olsun, Saltuk, göremezsin beni."

Saltuk döndü arkasını. Sinirle baktılar birbirlerine, adam kapıyı çarpıp çıkmadan önce.

*********

Sonraki gün Çolpan inadından çıkmadı otağından, Saltuk da gelmeye çalışmadı zaten. Kün Ata'yı çağırdı kadın öğlene doğru. Herkes çeçekli kılıçla kesilmişti, bir Çolpan kalmıştı. Oba kesilirken Batı'da, Kün Ata Batı'dayken Dağ yolundaydı Çolpan, bir türlü denk gelememişlerdi. Kün Ata Dağ'daki herkesi kestikleri için bütün karışımı Batı'da bırakmıştı ama. Yapması vakit alacaktı.

Akşama kadar şüphelenmedi kadın. Yemek yerken eli boynuna gittiğinde yüreği düştü sanki yükseklerden. Kollarını açtı hızla, adımları yaklaşırken kapıya.

"Tilbeee!"

Çolpan kadını çağırıp kapatmıştı kapıyı hemen. Kilidi çevirirken kollarındaki yaraları fark etmiş, şüphesi kalmamıştı.

"Han'ım, kapı açılmaz."

"Bilirim. Dikkatlice dinle beni, kimse bilmeyecek dediklerimi. Git Kün Ata'ya haber ver, Çolpan Han'a çeçek bulaşmış de. O buldukları tedavi işlemez tenine çoktan Erlik Han'ı değene ama hafifletecek bir şey bilirse tez hazırlasın. İkinizden başka da kimse duymasın."

Çolpan Tilbe'nin ağlamaya başladığını duydu kapının diğer ucundan ama candaşı kendini toparladı hemen emirlerini yerine getirmek için. Çolpan sofrasının başına geçip baktı önündeki yemeklere boş boş.

Ölecek miydi şimdi yani?

Onaylar gibi kaşındı yarası. Eli boynuna giderken gözleri doldu yeniden.

Ölse bacısıyla atası kabul eder miydi onu? Bu muydu yani Çolpan Han'ın sonu? Ne savaş meydanında ne intikamı uğruna... Otağında, yapayalnız, kimsesiz...

Saltuk...

Zaten gitmemiş miydi Saltuk ondan? Dün gece o otaktan çıkarken yüreğinden de sökmüştü sanki sevdasını. Ardından ağlar mıydı? Bunca yıllık sevdasını unutup yeniden başlar mıydı?

Destan - SalPanWhere stories live. Discover now