6.bölüm

99 60 39
                                    

Semih'in anlatımı ile,

Elimde babannemin en sevdiği kek ile yola koyulmuşken aklımda hâla Hazal var. Neler yaşamış diye düşünüyorum. Nasıl iyileştirebilirim diye düşünüyorum.

   Bir insanın yaralarını sarabileceğinin güvencesini vermek ne kadar zormuş meğer. Ne kadar zor bir meslek seçmişim, farkında bile olmadan. Mesleğimin ilk yılı ve karşılaştığım hayata karşı çok duygusal davranıyorum. Yapmamam gerek. Nasıl iyileştireceğimin çok güzel bir yolunu elbette ki bulacağım, bulmalıyım..

  Kliniğe yüzümde büyük bir gülümseme ile girdikten sonra hemen babannemin odasına yöneldim. Hâla onun küçük bir çocuğu olduğum adımlarımın hızlarından çok net anlaşılıyor.
Odasına tıklatıp girdikten sonra tekerlekli sandalyesinden dışarıyı izleyen babaanneme kocaman bir gülümse ile karşılık verdim.
- Oğlum! Hoşgeldin.
-Hoşbuldum babaannem. Bak sana ne getirdim.

Elimde tutuğum kabı hemen açarak içindeki babannemin ve benim en sevdiğim havuçlu, tarçınlı ve cevizli keki gösterdim.

Bir çocuk neşesi ile gülen Babannem konuşmaya başladı.
- Oy benim hamarat oğlum. Ne gerek vardı yapmana.
- Olur mu hiç Babannem. Yiyelim diye yaptım işte. Hadi bakalım al içinden Bi tane.
İçinden aldığı keki keyifli bir şekilde yerden konuşmasına devam etti.
- Semih. Aslında varya iyiki de yapmışsın oğlum. Çok özlemişim senin bu kekini. Oyy benim canım torunum. Kuzum benim.
- Babannem çok güzel seviyorsun ama kuzum dediğin adam yirmi altı yaşında.
-Ee nolucak yani. Bu benim kuzum olduğun anlamını değiştirmez.

Güzel gülüşmeler eşliğinde kekimizi yerken yine konu derinlere kadar ilerlemişti.
-Baban nasıl?
-İyi babanne. Aynı, nasıl olsun işte.
-Oğlum. Ben bu adam nasıl yola gelicek bilmiyorum. Ne kadar dua ettimse, elimden ne geldiyse ettim ama olmuyor. Değişmiyor bu adam Bi türlü. Şu illeti Bi türlü bırakmıyor.

  Gözleri hemen dolan Babanneme teselli misali cevap verdim.
- Senin hiç bir suçun yok babannem. Hem bak sende diyorsun ne kadar dua ettim diye. Kabul buyrulması için zamanı var demekki. Ya da babamı artık imtihanımız olarak kabul edeceğiz. Yapıcak başka bir şey yok. Ben öyle yapıyorum işte.

- Oy kuzum benim. Aslında sende bir evlensen o evden taşınsan ona bakmak zorunda da olmazsın.

- Babanne lütfen başlama yine. Bak şurada kekimi yiyorum ne güzel.

-Ye oğlum. Ben bişey mi diyorum sanki. Evlendikten sonra eşinle beraber de yiyebilirsin diyorum sadece.

- Babannem iyi ikna edici laflar buluyorsun. Ama mesleğe daha yeni başladım, çok yoğun geçiyor. Şu sıralar evlilik falan düşünemem. Hem olması gereken vakitte Allah oldurur zaten.

-Oğlum orası öylede sen bi olur desen ben sana hemen kız bulurum.

Alayla gülerken cevap verdim.
-Allah aşkına babaanne kesin burada bana hemşire falan bulursun sen. Doğruyu söyle bütün hemşirelerin soy ağacına kadar öğrendin demi?

-Yok be! İNe hemşiresi. Onlar ya senden büyükler, ya evliler ya da sana yakışmazlar. Beğenmedim ben buranın hemşirelerini.

Büyük bi kahkaha atarak gülerken Babannem konuşmasına devam etti.

-Burada Bi kızın ailesinden birisi varmış. Kız çoklukla ziyarete gelir. Gelmişken bizleri de ziyaret eder. Oradan tanıyorum kzı. Sana da çok yakışır.

-Oo bu sefer işleri büyütmüşsün Sevda sultan. Ama yinede şu sıralar olmaz be babannem. Hem babama doktor ameliyat dedi. Bi de onun masrafları, zamanı falan var.

merhem Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang