🕍FRİENDSHİP BORN İN CHURCH🕍

578 22 2
                                    

W: hikaye kilisede geçiyor.





Boş kilisede sadece sen vardın. Ellerini birleştirmiş,gözlerini kapamış tanrıya dua ediyordun.

                             ~•••~
Yıllar önce kiliseye yetim bir kız olarak gelmiştin. Gidicek başka bir yerin yoktu ve fazlası ile yorgundun. Görevli kadınlar sana her imkânı sağlayarak aile sevgisini hissettiriyordu. Sen büyürken sana kilisede çalışabilmen ve başka insanlara yardımcı olabilmen için seni eğitiyor,aynı şekilde senin tanrıya olan inancını geliştiriyorlardı.
                             ~•••~

Kilisenin sessizliğinde dua etmek sana huzur vermişti. Güneş batarken kilise fazlaca sessiz ve sakin olurdu. Sende bundan yararlanır,zamanını burada geçirirdin.

"Tanrıya dua etmek,herhangi bir şeye yarıyor mu?"

Arkanı döndün. Yüzünde dikişler olan bir adam duvara yaslanmış sana bakıyordu. Dine yeni katılacak biri olduğunu düşünerek gülümsedin ve sorduğu soruyu cevap vererek onurlandırdın.

"Evet,kendimi güvende ve mutlu hissetmemi sağlıyor. Ayrıca dileklerinizin  gerçekleşmesi için dua etmeniz gerekir."

Adam biraz homurdandı. Verdiğiniz cevap onu tatmin etmişe benzemiyordu.

"Hangi dine mensup olduğun veya ne yaptığın beni ilgilendirmez. Saygı duyuyorum ama "tanrı'nın" varlığına inanmıyorum."(liu sanırım ateistti ya da hiçbir dine mensup değildi.)

Adamın inançsızlığı seni kırmıştı. Bunca yıldır inandığın o büyük güce laf etmişti. Durdun ve düşündün. Eğer adam inançsız biri ise ve inanmayı red ediyorsa,neden kilisedeydi?

Sana yaklaştı ve elindeki bıçağı boynuna yaklaştırdı. Kısık kısık inledin. İlk önce kapıya sonra sana baktı.

"Bak,burada olmamın sebebi ne din ne de başka bir şey. Burada oluşumun sebebi polisler."

Gözlerini kocaman açtın. Kilisede,bir suçlu ile birlikteydin ve seni tehdit ediyordu. Fısıldarcasına konuştun.

"Tanrım..."

"Üzgünüm ama tanrı şuan sana yardım edemez. Şimdi,uslu dur ve eğer buraya polis gelirse ben yokmuşum gibi davran."

"A-anladım."

Elini boynundan çekti ve arkaya doğru ilerledi. Kapılardan birini açıp içeriye girdi. Sende şüphe çekmemek amacıyla, Kiliseyi süpürmeye başladın. Yaklaşık 10 dakika sonra birkaç polis içeriye girdi. Tedirgin bir şekilde onlara yaklaştın ve gülümsedin.

"Bir sorununuz mu var efendim?"

Polis elindeki kağıdı size uzattı.

"Bu adamı herhangi bir yerde gördünüz mü?"

Kafanı refleks olarak geri çevirdin. Sonra tekrar polislere döndün.

"H-hayır. Buraya kimse gelmedi."

"Hanımefendi eğer sizi tehdit ediyorsa bize söyleyebilirsiniz."

"Bakın gerçekten o burada değil."

Polisler ikna olmuş gibiydi.

"Size rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz."

"Sorun değil tanrı sizi affedicektir."

Kapıyı arkalarından kapadın ve derin nefes aldın. Kağıtta adamın isminin "liu" olduğu yazıyordu.

"Liu,polisler gitti."

Cevap gelmeyince girdiği odaya girdin. Etrafta kimse yoktu. Sadece bir zarf vardı. Dikkatlice zarfı açtın.

'Beni idare ettiğin için teşekkürler. Sen polisler ile konuşurken biraz etrafı inceledim ve okuduğun kitaplar hoşuma gitti. Eğer istersen bir ara buraya gelir ve sana yeni kitaplar getirebilirim. Sende bana dinin hakkında daha fazla bilgi verirsin. Kabul ediyorsan bir hafta sonra kilisenin arkasında,gün batarken bekle. Orada olacağım.'

Bir bakıma heyecanlanmıştın. Kilisede kimse normal kitap okumazdı. Okudukları kitaplar genellikle dini kitaplar olurdu. Bu yüzden liu ile buluşacak ve yakınlaşmayı deneyecektin.




Bir ay sonra




Liu ile buluşmalarınız sıklaşmıştı. Sen ona din hakkında bildiklerini anlatıyordun o ise kitap getiriyor ve seninle birlikte okuyordu. Kendi yaşıtlarında ilk arkadaşındı...


SELAM. NE YAZIK Kİ ÖLMEDİM HALA YAŞIYORUM :') UZUN ZAMAN OLDU SİZİ ÖZLEDİM.

Bİ' ŞEY SORMAK İSTİYORUM. EĞER DREAM SMP HAKKINDA KİTAP ÇIKARIRSAM OKUR MUSUNUZ?

𝔽𝕒𝕟𝕕𝕠𝕞 𝕏 ℝ𝕖𝕒𝕕𝕖𝕣Where stories live. Discover now