"Seninle sonra konuşacağız bu işi Hector, kendini hazırlasan iyi edersin!"

Selena odadan çıktıktan sonra bir süre sessizlik yaşandı.

"Neden söyledin ki Charles'a? Söylemeseydin şimdi ikimiz de kârdaydık!" dedi Hector sessizliği bozarak.

"Buna sinirleneceğini düşünmezdim." dedim ve devam ettirdim. "Sanırım artık bana kolyeyi verme gibi bir niyetin yok."

O kolyeyi ne yapıp edip almayı planlıyordum ama Selena'ya verecekse de ondan alamam sonuçta!

Ahh, cidden ne yapacağımı bilmiyorum.

Dalgın bir şekilde odanın dekorasyonunu incelerken Hector'un bana uzattığı kutu ile birlikte dikkatimi oraya verdim. Kutu önceden gösterdiği dilek kolyesinin kutusuydu.

"Bu da ne?" dedim Hector'a bakarak.

"Görmüyor musun, kutu!" dedi Hector en duygusuz ses tonunda.

"Ne yani sana artık sadece kutusunu veririm mi demek istiyorsun?" dedim alaycı bir ses tonuyla.

Gözlerini devirdi. "Hayır gerizekalı. Sana kolyeyi veriyorum, anlamıyor musun?!"

Şaşkın bir tavırla sordum. "Yoksa sahtesini yaptırdın da bana sahtesini mi veriyorsun?"

"Hayır!" dedi bıkkın bir sesle. "Sana vereceğimi söylemiştim zaten."

"Ama 2 randevuda daha Charles'ı oyalamalıydım hani!"

Birazcık mahcup bir tavrı olduğunu gördüm ama numara yapıyor da olabilir. Her şeyi beklerim ondan!

Konuşmaya başladı. "Hayır, ilk randevudan sonra sana vermeliydim. Saçma davrandığımı kabul ediyorum ama özür dilemeyeceğim." dedi ve elindeki kutuyu salladı.

"Bunu al da git artık! Yarınki randevuma hazırlanmalıyım."

Şu anda bile randevuyu düşünüyor. Zaten Selena, onunla bu olanlardan sonra hemen randevuya çıkar mı ki yani?

Ama tabii ki ona kızmayacağım çünkü bana kolyeyi veriyor.

Hahahahahahaha!!

Kolyeyi avını yakalayan bir canavar misali kaptım.

Kapmamla birlikte odadan çıktım. Artık Hector'u görmeme gerek yok sonuçta.

***
Cuma akşamı kolyemi almış ne dileyeceğimi düşünüyordum. Sadece bir dilek hakkım var ve kötü şeyler dileyemem.

Benim için en yararlı olacak şeyi dilemeliyim.

Bunları düşünürken odamın kapısı çaldı. Sara kapıyı açtığında odaya hızla giren Charles, beni kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkardı.

Neyse ki gecelik giymiyordum.

...

Charles konuşmama fırsat vermeden konuştu. "Büyücü geldi, şimdi gidip şu lanet sözleşmeyi bozdurmalıyız!"

Dediği şeye karşılık olarak "Tamam." diyebildim sadece.

Benim hakkımda endişeleniyor mu?

Neden ki?

Birden kendimi başka bir yerde bulunca en başta biraz korktum. Sonra Charles korktuğumu anladı ve elindeki taşı gösterdi. "Bu ışınlanma taşı, ablam gibi ışınlanma büyüsünü kullanabilenlerin büyüsünü aktarabileceği bir taş. Böylelikle bu taşla başkaları da ışınlanabilir. Biz de büyücünün evine ışınlandık."

Yani ben de bu taşı kullanarak ışınlanabilir miyim?! Heyecanlı bir tavırla soracaktım ama Charles, ben soramadan konuşmaya devam etti.

"Ama yine de büyü gücü harcaman gerekiyor, o yüzden sen kullanamazsın!"

Yüzüm düştü ve kafamı çevirdim. "Zaten kullanmak istediğimi hiçbir zaman söylemedim, çok saçma!"

Bir gülme sesi duydum. Sesin geldiği tarafa baktığımda 30'lu yaşlarında bir kadın gördüm. Mor saçlı ve simsiyah gözlü olan bu kadının yanında ise Selena oturuyordu.

Bulunduğumuz yer mum ışıklarıyla dolu bir odaydı, loş bir ortam vardı ve biraz eski püskü görünüyordu.

Mor saçlı kadın konuştu. "Baya eğleniyor gibi görünüyorsunuz. Lütfen gelin oturun ve beraber eğlenelim." dedi ve karşısındaki koltuğu gösterdi.

Dediği yere Charles ile yan yana oturduk.

Kadına dikkatlice baktım, demek bu kadın bir büyücü!!

Yaaaa, ilk defa bir büyücü görüyorum çok heyecanlııı!!

Acaba hangi büyüleri yapabiliyor? Bir ülkeyi tamamıyla yok edecek kadar güçlü mü? Şu ana kadar kaç kişiyi öldürdü???

Bunları düşünürken kadına dik dik bakıyordum, ama elimde olan bir şey değildi.

Bu sırada Selena konuşmaya başladı. "Bu bayan, sözleşme büyüsünü bozabilecek kadar yetenekli olan Büyücü Ellen Severity!" diyerek onu bana tanıttı.

Ben de Büyücü Ellen denen kadına dönerek kendimi tanıttım. "Memnun oldum, ben de Heather Federline!"

Gülümseyerek konuştu. "Kendinizi tanıtmanıza gerek yok. Bir Tanrıça'nın soyundan gelmesine rağmen hiç büyü gücü olmadan doğan Federline düklüğünün küçük kızını herkes çok iyi biliyor."

Birkaç saniye boşluktaymışım gibi hissettim.

Heather, bir Tanrıça'nın soyundan mı geliyor?!

Ben, bunu bilmiyordum!!

Hemen Heather'ın hafızasından baktım.

Yaşadığım şokla birlikte gözlerim büyüdü.

Ben Tanrıça Liberosis'in soyundan mı geliyorum?

Neden Tanrıça Liberosis'in adı benim takma yazar adımla aynı?!!

O an yazar adı Liberosis olan Selen Demir, bir şeylerin farkına varmaya başladı.

'Ben, acaba bu dünyanın Tanrıça'sı olarak biliniyor olabilir miyim?'

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.

Kendinize iyi bakınnn!!

🌼

Yazdığım Romanın Kötü Kadını Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin