T4

95 13 0
                                    

And you call me up again just to break me like a promise. Cause I remember it all to well|

Jimin,Taehyung ve Hoseok telefonlarında Jane'in gittiği yerlerden geçerken koşuyorlardı.

"Neden ışınlanmıyoruz?" Hoseok'un sorusuna tekrardan Taehyung cevap vermişti.

"Her yerde kameralar var."

"Peki Bay Park nasıl hemen iyileşti 1 saat bile geçmedi." İkidebir soru soran çocuktan çok sıkılmıştı liderleri.

"Ölüm meleğiyiz çünkü. Hızlı iyileşiyoruz şimdi çeneni kapa." Hoseok tam yeni bir soru soracakken aldığı emirle susmuştu.

"Jane binanın içinde gözüküyor." Hepsi içeri girerlerken bir ruhu kaçırmanın büyük sorun olacağını biliyorlardı.

Girdiklerinde dağınık apartmanda bir şeyler arayan kadını gördüler.

"Jane? Bizimle gelmelisin." Taehyung kadına yaklaşırken kadın duvara sinmişti.

"Hayır,hayır lütfen kardeşimi kurtarmam gerek. Kendisini öldürecek." O an telefonlarına gelen bildirmi hoseok görmüştü.

"Kim Choe. %89" kadın haklıydı.

"Biz hallederiz, seni götürmemiz lazım."

"Hayır! Hayır, onu sadece ben kurtarabilirim. Lütfen, yalvarıyorum size onu kurtarmama izin verin. Ben o adamdan kaçmak için kendimi öldürecektim. Ve o da benim öldüğümü öğrenirse kendi canına kıyar. Onunla konuşmama izin verin."

"Hayır." Ses içeride beliren Jungkook'tan gelmişti. Kadını götürmek için yönelirken önüne Hoseok geçti. Ardından Taehyung.

Kim Choee kurtarılmadan onu veremezlerdi.

"Beni ikiniz durdurabileceğinizi mi sanıyorsunuz?" Tekrar götürmek istediği ruha yönelirken bu sefer önüne çıkan beden onu göğsünden yavaşça itmişti.

"Ben durduruyorum." Jungkook göğsüne değen parmaklar ile aniden hissettiği acıyı belli etmemeye çalıştı. Damarların dağıldığını hissedebiliyordu. Daha ileri gitmemesini diledi fakat bu acı daha başlangıç ise devamı gözünü korkutuyordu.

Dikkatini topladı.

"Yolumdan çekil. Ruhun götürülmesi gerek."

"Getirilecek de ama kardeşini kurtarması gerek." Gözlerini sıkıca kapatarak kalbinden dağılan acının geçmesini bekledi cevap verirken.

"Risk yönetimi ekibi kendi işlerini kendi başlarına yapsınlar kuralları ihlal ediyorsunuz." hızla yöneldiği ruha ulaşmadan Taehyung geçti önüne. Hissettiği acı ve sinirle onu duvara fırlatırken tekrar önünü kapatan pembe saçlara lanet etti. Çektiği acının sebebi kendisiydi fakat hala yoluna çıkıyordu.

"Çekil önümden." Sol kolunda hissettiği acıyı yumruklarını sıkarak götürmeye çalışsa da nefesleri hızlanıyordu.

"Çekilmiyorum!" Umursamayarak hızlıca ilerlediği kadına onu Jimin'in sözleri durdurdu.

"Ölüm meleği sorumluluk garantisi"

"Sadece bir intihar vakası için mi?" Şaşkınlıkla sorduğu sorunun cevabını gözlerinden anlamıştı.

"Şartlarını kabul ediyorum, sana 2 saat veriyorum. 2 saat sonra onu almaya geleceğim." Jungkook'un sözleri ile ikisi ortadan kaybolurken Hoseok bu sefer önemli bir soru sormuştu.

"Ölüm meleği sorumluluk garantisi de ne?"

"Buna göre yardım alan ölüm meleği yardım eden ölüm meleğinin talebini yerine getirir. Saklanamaz veya kaçamaz."

Taehyung'un endişeli sözleri orada kardeşini kurtarmayı bekleyen ruhu bile huzursuz ederken Jungkook ve Jimin loş ışıklı bir odada anlaşmayı imzalamak için bulunuyorlardı.

Jungkook imzaladığı kağıdı ona uzatırken hala neden kabul ettiğini anlamıyordu.

"Umarım buna değer." Jimin gözlerini masanın karşısındaki adama çıkarırken mimik oynamayan yüzüne baktı. Kabul ettiği anlaşmanın ne kadar riskli olduğunu biliyordu.

Ve Jungkook'un fırsat bulduğu an onu cehenneme göndermek için bunu kullanacağını da. Bunu bilerek kurtarması gereken kişiye gitti.

TomorrowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin