T1

193 19 0
                                    

I keep a record of the wreckage of my life |

"Kurgu ekibi insanların ölmeden önce hayatları için videolar hazırlıyor."

"Tam benlik."

"Satış ekibi ise rüyalarına girip ölmeden önce bir sözleşme imzalatıyor." Etrafına hayranlıkla bakan adam gözlerini aşağıya diktiğinde siyah giyinimli insanların geçtiğini gördü.

"Peki onlar kim?" Yaşlı kadın gülümsedi merakına.

"Onlar eşlik ekibi. Ölen insanları getiriyorlar. Jungkook, liderleri." Öndeki beyaz tenli adama gözleri gidince soğuk durduğunu fark etti. Şekilli yüzünde mimik oynamıyordu.

"Ben de eşlik ekibine katılmak istiyorum."

"Üzgünüm tatlım. Eşlik ekibi ağır travmalara yol açabiliyor uygun olduğunu sanmıyorum."

Gidenlerden gözlerini çekerken önden ilerleyen yaşlı kadını takip ediyordu. Bembeyaz duvarlar ve koşuşturan insanlar vardı.

Hoseok geçirdiği bir kazadan dolayı komadaydı. Ve kendini burada bulmuştu. Şuan takip ettiği yaşlı kadına ise direktör diyorlardı. Ona 2 seçenek vermişti.

Ya 6 ay boyunca şirkette çalışacak ya da 3 yıl komada kalıp uyanacaktı. İlk seçeneği seçti çünkü annesi ve kardeşine o kadar uzun acı çektiremezdi.

Geride kaldığı için hızlıca ilerlerken durdu. Pembe saçlara beyaz tene ve yeşil gözlere sahip renkli giyinimli bir adam ve yanında rahat kıyafetlere sahip saçlarının arasında sarı postişler olan bir adam vardı karşısında.

Kısa boylu olanın yeşil gözleri ona giderken onun da bakışlarının sert olduğunu fark etti. Pembe saçlı olan konuştu.

"Hanımefendi?" Direktör denilen kadına böyle sesleniyorlardı.

"Bu Hoseok. 6 aylık bir süre burada kalacak ve belki yanına almak istersin." Gözler tekrar kendisine döndüğünde gülümseyerek el sallamıştı Hoseok.

Arkadaki adam gülerken pembe saçlı olan gözlerni devirdi.

"Sayımız yeterli."

"2 kişisiniz Jimin. Risk Yönetimi bölümü 2 kişi ile sınırlı olmamalı."

"Biz hallediyoruz hanımefendi." Adının Jimin olduğunu öğrendiği adam önden ilerlerken onları izledi. Buradaki insanlar mutlu durmuyordu.

//

Loş ışıkta 5 siyah koltuk vardı hilal şeklinde konumlandırılmışlardı.

Sağ öndeki koltukta sessizliğini koruyan Jimin soluna dönmüyordu. Kendisi hakkında konuşuluyordu.

'Cehennemden gelmiş."

'Ne suç işlemiş acaba?'

'Risk Yönetimi Grubu da neyin nesi?'

Konuşmayan bir kişi daha vardı. Üstünde siyah takımını düzelterek koltuğa yaslanmış ileriyi izliyordu.

Geceleri uyuyamazken gördüğü kabusun açıklamasını daha 2 gün önce öğrenmişti ve 1 metre bile uzağında olmayan adamın eşi olduğunu kabullenemiyordu. Onların bağlarını kader örmüştü.

Fakat kabullenemediği ve sinirini çıkartmak için zor tuttuğu bir gerçek daha vardı. Eski hayatında eşini yani Jimin'i nasıl kaybettiği.

Risk Yönetimi adlı bölüm intihar etmek üzere olanları engellemek için kurulmuş bir bölümdü ve lideri de Park Jimin'di.

Fakat Park Jimin'in cehennem'e gitmesinin nedeni ise kendi canına kıymasıydı.

Jungkook'un hayatına tekrar doğsa da izini bırakmış olan o an. Eşinin kendini öldürdüğü andı. Tüm anılar 2 gün önce zihninine kazınırken ilk kez şimdi görüyordu onu.

Eğer bir insan intihar ederse kader bağı kopardı. Onlarınki kopmamıştı belli ki. Fakat çok sinirliydi. Bunca zaman uyuyamamasına, kabuslarına giren anı her sorduğunda direktörden cevap alamamasına ve en çok da kendi canına kıyan bir adamın kendisi gibi insanları çaresizce kurtarmaya çalışmasına.

Topuklu ayakkabı sesleri duyulurken yaşlı kadın ortaya geçti. Herkes onun söyleyeceklerini bekliyordu.

"Jung Hoseok 6 aylık bir süre burada çalışacak kim ekibine almak ister?"

Kurgu ekibinin başı konuştu.

"Çok doluyuz. Üzgünüm hanımefendi."

"Biz de satış ekibi olarak yeni birini alamayız." Gözleri dik bakışlarını üstünden çekmeyen adama gitti direktörün.

"Jungkook? Eşlik ekibi?" Jimin'in gözleri adını duyduğu adama giderken sol profilini izledi. Kendisine bakmıyordu.

"Çömez eğitecek ne zamanım ne de sabrım var risk yönetimine verin yakında dağılacak zaten." Dudaklarını birbirine bastırdı gözler kendisine kaymıyordu fakat hala sinirini sözlerinden çıkarmayı başarıyordu. Sakin kaldı.

"Ben alırım hanımefendi." Arkadan konuşmalar yükselirken herkes Jungkook ve Jimin'in geçmişini öğrenmişti ve aralarındaki gerginlik her yerden okunuyordu.

"Tamamdır artık risk yönetiminde." Herkes ayaklanırken Jimin'in gözler ona doğru gelen siyah takımlı adamda gezindi. Boy farklarından dolayı kafasını kaldırırken diğer beden bir şey söyleyeceğini bildiği için karşısına geçti.

Herkesin çıkmasını beklediler kapı kapandı loş ışıkta ikisi kalmıştı.

Gözlerini beyaz tenli adama dikerken sinirliydi.

"Kendine hakim ol. İşe karıştırıyorsun, duygularını."

"Duygular söz konusu değil. Bana yalan söyledin. Bölümünün kaldırılması gerek senin gibi bir insan diğerlerini kurtaramaz." Sinirle gözlerini kapatmıştı kısa boylu olan.

Kader bağlarını koparması gerekiyordu fakat kopmamıştı ve şuan bununla uğraşmak zorundaydı. Elleri beyaz gömleğin yakasına gitti ve sertçe kendisine çekti, artık yüz yüzelerdi.

"Senin gibi intiharı cinayetle bir tutan bir insan mı kurtaracak?" Jungkook belki de eski anılarından intihar eden insanları kurtarılmaya değer görmezdi, intihar da bir cinayettir derdi. Bunu ona Jimin yapmıştı.

"Bu yüzden cehennemde değil miydin? Ben mi yanlış hatırlıyorum?" Bileğine dolanan el sözlerini söylerken yakasını bırakmasını sağladı.

Belki de kader ağlarını çoktan koparmıştı. Şuanki sinir sadece yalan söylemesinden kaynaklıydı.

TomorrowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin