BÖLÜM 62• GÜN 90'''''

Start from the beginning
                                    

Bir daha hiçbir insana karşı güven duygusu hissedemeyeceğimi düşünen ben, bu güvenin oluşmasına engel olamamıştım. 

Ve şimdi hissetmeye yabancı olduğum bu duygu, tanıdık bir şekilde paramparça oluyordu.

Acınası hayatımın yarısından çoğunu güven duygusundan eksik geçirmem mi buna neden olmuştu yoksa Kutay'ın bana her zaman iyi davranması mı, bilmiyordum. Tek bildiğim, Kutay karşımda durup kötü bir şey yapacağını ilan ederken korku hissini bastıracak kadar kuvvetli bir hayal kırıklığı hissetmemdi. Ağır nemin olduğu öldürücü bir sıcaklıkta nefes almaya çalışıyormuş gibi hissediyordum. Ağırlaşmış soluklarım ciğerlerime doluyordu fakat nefes alıyormuş gibi hissetmiyordum.

Biri karşımda durup bana kötü bir şey yapacağını söylediğinde, bunun olma olasılığını hemencecik kabul edebilirdim. Başıma gelmeyen ne kalmıştı ki?

Tabii bunu söyleyen kişi Kutay olmasaydı.

Gözlerim kısa bir anlığına kapıya kaydı. Kaçma dürtüsü iliklerime kadar işlemişti ve bedenimin aksine bu düşünceye eskisine oranla daha çok hazırdım. Yapayalnızken Ölüm'den kaçmayı bile denemiştim. Şimdi ise yalnız değildim.

"Bir şey olursa kuralları siktir et. Benim odama geliyorsun."

Mete'nin yanına gitmek, kağıda ismini yazdığım kişiye Ölüm'ün bir şeyler yapmasına neden olur muydu? İçimden bir ses Ölüm'ün dört gözle bu fırsatı beklediğini söylüyordu çünkü hepimizden bir isim almasının nedeni canımızı daha çok yakmak istemesiydi.

Yeterince hızlı olabilirsem kapıya Kutay'dan önce ulaşabilir miydim? Kabul etmek istemesem de bu ihtimal çok uzaktı. Vücudum yeni doğmuş bir bebek kadar güçsüzdü ve bir krizden yeni çıkmıştım. Küçük titremeler hala kaslarımda oynaşıyordu.

"Kutay, lütfen-" derken sesimle bir yılgınlık vardı. Yalvarmaktan nefret ediyordum. Erkeklere yalvarmaktan daha çok nefret ediyordum. Kendi kulaklarımı dolduran kabullenişin hissi midemin daha da kasılmasına neden oldu. "Biraz düşün. Biz arkadaşız. Biz... Biz aynı şeyleri yaşıyoruz." 

Cümlenin devamı zihnimde belirdi: Beni deli gibi korkutmayı bırak ve sadece git.

Kutay gözlerini ağır bir şekilde kırptı. "Aynı şeyleri yaşamıyoruz." İleriye doğru bir adım atmamasına rağmen geriye doğru çekilme isteğim tüm bedenimi ele geçirmeye çalışıyordu.

"Aynı şeyler canımızı yakıyor," dedim devam etmek için cesaretimi zar zor toplayarak. Yeterince mantıklı şeyler söyleyebiliyor muydum? Ne dediğimi bilmiyormuş gibi hissediyordum. "Gözyaşlarımızın rengi aynı. Hepimiz burada tutsağız ve hepimiz..."

Sözümü keserken kaşları hafifçe çatılmıştı. "Beni burada en iyi anlayabilecek kişi, bana en çok benzeyen kişi kim, biliyor musun?" diye sorarken sesinde tuhaf bir donukluk vardı. Islak saçlarının ucunda toplanıp düşen bir su damlası omzuna doğru kaydı. 

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Where stories live. Discover now