FlashBack/ Chapter:32

Start from the beginning
                                    

Masanın üzerinden üzerine atlayıp onu yumruklamaya çalışırsa büyük ihtimalle söylediği şey yüzünden hala gülmeye devam eden babasından büyük bir azarlama alacaktı. Bu yüzden öfkeyle nefesini vererek, ona yenilmeyi tercih edip kollarını birbirine doladı.

Eninde sonunda intikamını alacaktı nasıl olsa..

##

" Burası senin odan. "

Miryo önünde ki tahta kapıyı açarak babasının onun için hazırladığı tavan arasında ki odaya doğru girdi. Eski harabe görüntüsünden kesinlikle eser yoktu. Babası burayı adam etmek için oldukça uğraşmak zorunda kalmıştı sanırım. Miryo'dan yardım istese de her defasında geri çevrilmişti sert bir şekilde.

" Odan niye benimkinden güzel? "

Miryo kendi kendine konuşurken Junghoo'nun onun arkasından sırıtışını elbette göremiyordu.

" Bu arada, benden büyük olduğun halde sana adınla hitap edeceğim. "

Miryo kollarını çaprazlayarak arkasını dönünce alaylı suratla yeniden karşılaştı.

" Seni gözüm tutmadı, Seo Jung Hoo. "

Parmağını ona uzatıp gözleri kısık bir şekilde geriye doğru yürürken gözden kayboldu.

##

" Vay canına! Yüce Seo Jung Hoo, küçük bir hız treninden mi korkuyor yoksa? "

Ahn Miryo, yüzünde ki kocaman bir sırıtışla uzun bilet sırasına girmeye bir türlü gönüllü olmayan, olmaktan korkan Junghoo'ya doğru dalga geçmeye devam ediyordu. Hemen arkadasın da bekleyen Kyungsoo ve Suho'nun bile ona sırıttığını görebiliyordu Junghoo. Ne kadar utanç verici bir durumun içinde kalmıştı.

Ahn Miryo'nun onu buraya getirmekte ki tek amacı onunla dalga geçmek olmalıydı diye düşünmeden yapamadı Seo Jung Hoo.

" Korktuğumu nerden çıkardın? Sadece fazla mide bulandırıcı duruyor. "

Junghoo ürkek bir şekilde diğerlerine çaktırmamaya çalışarak bakışlarını festivalin girişinde bulunan daha önce görmediği kadar büyük ve oldukça karmaşık bir şekilde hızla ilerleyen trene çevirdi. Kyungsoo ve Suho bunu göremese de gözünü bir saniye olsun ondan ayırmayan Miryo'nun dikkatini hemen çekmiş daha fazla gülmesine neden olmuştu.

" Yanımıza bir poşet almalıyız o zaman. Kusarken ağzına bağlarız. "

Miryo, Junghoo'nun itiraz etmesine daha fazla izin vermeden önden giderek tuttuğu kolundan çekiştirerek nihayet sıraya girmeyi başardı. Junghoo hala arkasında onunla alay eden kuzenlere doğru döndü öfkeli bir şekilde. Aralarında en büyük olan kendisiydi ve onunla bu şekilde dalga geçmelerine izin veremezdi.

Alt tarafı hızlı giden trene bikaç dakika katlanması gerekecekti, değil mi?

Fakat..

Aniden ona yüklenen aptal cesareti daha koltuğa yerleşir yerleşmez aniden uçup havaya karışmışt ne yazık ki.

Başının üzerinde bulunan demir korumalık görevlinin yardımıyla üzerine doğru kapanırken trenin daha hareket etmemesine rağmen şiddetle çarpmaya başlayan kalbine doğru götürdü elini hızlı bir çekimle. Fazla panik yapmamaya çalışsa da 23 yıllık hayatında ilk defa böyle birşeye binmişti.

Birde Miryo onu zorla en öne oturtmuştu. TANRIM!

" YA! Bu kadar korkmana gerek yok. Eğlenceli olacak, söz veriyorum. "

She is a Rainbow. / OMS / (✓)Where stories live. Discover now