Sana gözümü kırpmadan zarar verebilirim / Chapter : 5

3.5K 277 21
                                    


♧ ♧ ♧

" Demek kardeşimiz sen olacaksın, ha? " adının Chanyeol olduğunu söylemişti biraz önce, gerçi ona ismini söyleyebilecek kadar yakın olmayı da düşünmüyordum ama, arabasını kullanmaya devam ederken arada sırada dönüp bana bakıyordu, bıyık altından gülerken. Gerçekten sinir olmuş bir şekilde oturduğum yerde kudurmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ne kardeşi olmaktan bahsediyordu bu salak? Hem kaç kardeşi vardı da " Kardeşimiz " diyordu bana?

" Aslında hep bir kız kardeşim olmasını istemiştim. Evde 6 erkek olarak yaşamak cidden zor. Kendimi askeriye de gibi hissediyorum. " Küçük bir kahkaha atınca ona dönmek zorunda kaldım, yüzümde hayret verici bir ifadeyle. Çenesinin düşük olduğu oldukça açıktı.  

" Açıkça söylemek gerekirse babam evlenmeye karar verdiğini söyleyince, S*KTİR! NE YAPTIĞINI SANIYORSUN? "

Arabayı sürmeye devam ederken aniden ortamızda bulunan el frenine tüm kuvvetimle asılıp hızla çektim. Çıkan " Çıt " sesinden sonra, arabanın lastikleri büyük bir çığlık atarak arabayı bir on metre daha ileriye götürüp yolun ortasında kalmamızı sağladı. Emniyet kemerlerimiz takılı olmasaydı sanırım ön camdan fırlamıştık bile.

" Ne evlenmesinden bahsediyorsun sen? " Otoyolun ortasında durmak ne kadar akıllıca bir fikirdi böyle. Geçen arabalar tüm minnetlerini gürültülü uzun kornalarla bize sunuyorlardı. Onları duymamaya çalıştım.

" El frenini çekerken ne düşünüyordun? Aklımı kaybedeceğimi sandım burada. Delirdin mi? Aptal mısın sen? " Chanyeol oldukça korkmuş bir şekilde emniyet kemerini çözdükten sonra derin nefesler alıp vermeye başladı.

" Sana bir soru sordum! Yoksa baban evlenme teklifi mi yapacak? " Tüm bedenim öfkeden köpürmeye başlarken yanlış bir şey yapmamak için yumruklarımı sıkmaya çalıştım. Uzun tırnaklarım etime batarken canımı fazlasıyla yakıyordu. Ardından bende hızlıca emniyet kemerini çözdüm. Olduğum yer bana dar gelmeye başlamış, nefes alamaz hale gelmiştim resmen.

" Yapmış bile. " Sonunda korkusunu üzerinden atmış olacak ki başını koyduğu direksiyondan kaldırıp bana döndü. " Ve sen bunu bilmiyordun, değil mi? " Yaramazlık yapmış çocuklar gibi dudaklarını dişleyerek bana bakmaya devam etti. Büyük bir pot kırmıştı, hem de çok büyük olandan ve bunun farkın yeni varmış gibiydi. 

" Babana söyle bu evliliği unutsa iyi olur. Çünkü böyle bir şey olmayacak. "

Başka bir şey söylemeden arabadan inerek dikkatli bir şekilde yolda ilerlemeye çalıştım. Saat neredeyse gece yarısına ulaşmıştı bile. Tatil olmasına rağmen dışarıda çok fazla insan yoktu. Hızlı ve Öfkeli serisinin devamı için bana teklif gelmeliydi bu durumda. Koşar adım yürürken ne yapacağıma dair bir şeyler düşünmeye çalışıyordum bir yandan. Eve gidip anneme ağzıma geleni sayabilirdim aslında. Fakat o kadar gücüm kaldığını sanmıyordum ve açıkçası böyle önemli bir konuyu sakin bir kafayla konuşmak daha doğru olurdu.

Evlenmek mi? Buna izin vereceğimi cidden düşünüyor muydu acaba? Tüm evi üzerlerine yıkardım da annemin o adamla evlenmesine asla izin vermezdim.. Bu yaştan sonra 5 kardeşim bir de üvey babam mı olacaktı yani? Cidden bunu kabul edeceğimi düşünüyor muydu? Beni hiç mi tanımamıştı ki? Kafama koyduğumu yapan biri olduğumu çok iyi biliyordu ama..

Ben hepinize yapacağımı biliyorum..

" Ne var yine Miryonie? " Uykulu bir sesle telefonu açan Jongin'e değildi aslında öfkem. Fakat ona patlamıştım. Her zamanki gibi.

" Ya! Seni gerizekalı! Bu saatten ne uyuması? Çabuk kalk. Bana yardım edeceksin. " Sonunda otobandan çıkıp düzgün ve daha çok insanla dolu olan bir caddeye girdim. Daha nerede olduğumu bile bilmiyordum. Önce bu sorunu ortadan kaldırmamız lazımdı.

She is a Rainbow. / OMS / (✓)Where stories live. Discover now