4.7

89 5 37
                                    

"Kayra"

Kayra dilini yutmuş gibiydi. Burada olduğunu nereden biliyordu?

K: E.. Efe

E: bana anlatman gereken bi şey var

K: senin burda olduğumdan nasıl haberin oldu?

E: konumuz bu değil

K: beni takip mi ettin

E: konumuz bu mu şimdi gerçekten?

Efe sesini yükseltmemek için kendisini gerçekten çok zor kontrol ediyordu.

E: ne zaman söyleyecektin

K: neyi?

E: KAYRA!!

Sesi apartmanda yankılanırken Kayra yerinden sıçradı. Gözleri dolmaya başlamıştı bile. Bir an önce çıkıp gitmeliyim burdan dedi kendi kendine.

K: gitmek istiyorum

Efe gözlerinin dolduğunu görünce sıkıntıyla derin bi nefes verdi

E: özür dilerim bağırmak istemedim bi an tutamadım kend..

Kayra omuzuna hafifçe çarparak bir hışımla apartmandan dışarı çıktı. Efe de hemen arkasından yetişmek için hareketlendi

E: kayra!! bekle!! LÜTFEN!! ÖZÜR DİLERİM

Kayra hızlanırken bir yandan da taksi için yola bakıyordu. Bir taksi yavaşladığında kapısını açtı ve kendisine yetişmeye çalışan Efe'ye döndü. Ağlıyordu

K: şu anda konuşmak istemiyorum. Beni yalnız bırak lütfen

Kayra taksiye binip taksinin kapısı kapanırken Efe olduğu yere mıhlanmıştı sanki. Eşşeksin efe. Tam bir davarsın dedi dizlerine vururken.

.

Kayra çantasındaki kartı çıkardı. Telefonundan numarayı çevirdi. İlk çalışta açmıştı aradığı kişi

K: barış

B: Kayra? Sen misin

K: 5 dakika içinde Beşiktaş iskelesinde

B: beş dakika?? Koşmaya başlıyorum

Kayra telefonu kapattı. Hiç güvenmediği biriyle kapalı bir mekanda buluşacak kadar bilincini yitirmiş değildi. Efe'ye kaydı beyni. Gözleri doldu tekrar. Bu şekilde olmasaydı keşke dedi camdan dışarı bakarken. Hangi şekilde olacaktı ki? Dedi beyninden başka bir ses. Efe'ye bir seçenek sunacaktın. Ya çocuğu, ya sen. 3. Bir ihtimal yok. Kayra'nın gözyaşları daha da artarken Barış'la görüşmesine odaklanması gerektiğini hatırlayıp kafasını iki yana salladı.

K: ışıklarda durabilir misiniz

.

Taksiden indiğinde telefonu çaldı. Bir yandan yürürken diğer yandan telefonu açtı. Buğra'ydı arayan.

B: Kayra?

K: Buğra?

B: ağlıyo musun sen?

K: hayır

B: nerdesin

K: neden?

B: bi kahve içeriz dertleşiriz diye.. şey etmiştim

K: daha sonra olsa olur mu Buğra? Müsait değilim şu an pek

B: ben şey.. kız arkadaşımdan ayrıldım. Biriyle konuşmaya ihtiyacım var lütfen

K: Buğra çok üzgünüm keşke yardımcı olabilseydim ama gerçekten işim var

B: ne işin olduğunu söyle bari

K: görüşürüz diyip kapattı. O sırada telefon menüsünde daha önce görmediği bir uygulama olduğunu farketti. Bunu Efe mi yüklemişti? KENDİSİNİ TAKİP ETMESİ İÇİN? Sinirleri tepesine çıkarken telefonu kapattı. En yakındaki çöp kutusuna fırlattı. Parçalara ayrılan telefon artık yalnızca bir çöptü.

.

Barış'a söylediği yere geldiğinde bir banka oturup denizi izlemeye başladı. Çocukluğu geldi aklına. Annesiyle evlerinin yakınındaki göle pikniğe gidip yüzmeleri, annesinin şen sesi, yemekleri, oyunları gelince gözleri doldu tekrar. O anki kahkahaları kulağına doldu. Çok özledim seni diye fısıldadı gökyüzüne bakarak. Bir yıldıza takıldı gözü. Yıldızdaki parıltı annesinin son anlarında o cümleyi söylerken gözündeki parıltı gibiydi: 

"Diana'yı bulma fırsatı geçerse eline, minik ve bitkin bir nefes aldı, annem seni affetmiş de kızım." 

Kayra dehşete düşmüştü. Onca yıldır şeytan olarak bildiği kadını affettiğini mi söylemişti annesi? Ne yapmıştı ki? 

"Anlaştık mı?" 

Dedi gittikçe kısılan ve bitkin hale düşen sesiyle. Kafasını salladı Kayra. Sadece adını bildiği bir insanı bulması imkansız gibi bir şeydi ve hiç istemediği bir şeyi de söylemek istemiyordu. Bu yüzden kabul etmişti. 

"Seni çok seviyorum akıllı, güzel, temiz kalpli, yetenekli kızım. İyi ki doğurmuşum" 

sevecen ve acı içinde bir yüz ifadesi vardı. 

"Anne ne diyorsun, iyileşeceksin deme böyle." 

Annesi gülümsedi. Babasına döndü yüzünü yavaşça. 

"Kayram sana emanet. Ona en iyi şekilde babalık yapacağına inanıyorum. Seni çok seviyorum."

 Babası kendisini tutmaya çalışmasına rağmen bir damla yaş düştü gözünden. 

"Ben de seni çok seviyorum. Gözün arkada kalmasın."

 Babası cümlesini bitirdiğinde annesi rahatlamış gibi bir nefes verdi. Kalp monitöründeki o tiz iğrenç ses hala Kayra'nın kulaklarındaydı. 

Arkasından gelen sesle düşüncelerinden ayrıldı.

"Geleceğini düşünmüyordum hiç."

.

bu bölümü yazarken ağladığımı bilmeseniz de olurdu ama bilseniz de bi şey olmaz... duygusal biriyim şu an iyi akşamlar :')

Rebellin | DJARTZजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें