3.6

143 8 13
                                    

Eve vardığında Kayra daha gelmemişti. Koltuğa kendini bıraktı. Süreç uzadıkça midesindeki kasılma daha da artıyor, elleri titriyor, avuç içleri terliyordu. 

Fazla tepki veriyorsun 

diye mırıldandı. 

Alt tarafı bi konuşma. En fazla ne olabilir ki? 

.

Efe duvarları aynayla kaplı bir yerdeydi. En soldaki aynadaki Efe biraz sıkılgan biçimde 

ya bizden ayrılırsa???!!?!?!?!?!?!?

diyip çığlık atmaya başladı. Onun yanındaki onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Ortadaki Efe ise hiçbir şeyi umursamıyor, gürültüden rahatsız olduğu için elleriyle kulaklarını kapatıyordu. Biri dışındaki tüm Efe'ler çığlık atan Efe'yi sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Bir süre sonra sakinleşmişti. Ortadaki Efe şeytani bir bakışla 

kıçına tekmeyi basıcak biliyorsun değil mi

dedi sırıtarak. Bu sefer yalnızca en soldaki Efe değil hepsi çığlık atmaya başladı. Kaos ortamından Efe çok rahatsız olmuştu ve bağırmayı kesmelerini söylemek hatta ondan önce burdan defolup gitmek istiyordu. Ama ne sesi çıkıyor ne de hareket edebiliyordu. Bu sırada ortadaki Efe bir televizyon ekranının karşısına geçmişti. Ona gözlerini dikti Efe. 

Napıyor bu? 

Diye geçirdi zihninden. Televizyon yüksek sesli bir kahkahayla açıldı. Kayra bir tiyatro sahnesinin ortasındaydı. Ve arkasında bir orkestra şefi koskoca bir orkestrayı yönetiyordu. Efe nasıl olduğunu anlamadığı şekilde kendini bir anda izleyicilerin yerinde otururken buldu. 

Ne boktan bi konser bu? nota diye bir şeyin varlığından haberiniz var mı sizin? 

diye geçirdi içinden Efe. Ama bu sıradan bir konser değildi. Kayra da şarkı söyleyeceğe benzemiyordu aslında. 

Ne halt yemeye çıktın oraya Kayra? neler oluyor?

Çaldıkları boktan müzik klasik müziğe, ya da müziğe benzemiyordu. Rastgele çalınan enstrümanlardan çıkan ses zaten rahatsız olan Efe'yi daha da rahatsız etmeye başlamıştı. 

Kayra napıyorsun orada 

dedi yine zihninden. Kayra spot ışıklarının altında beyaz bir elbise giymişti ve ten rengi de bembeyazdı. Yukarılarda boşluğa bi yere boş bakışlarla bakıyordu. 

Buradayım 

diye bağırmak istedi Efe. Ama ağzını bile açamıyordu. 

İşte Kayra buradayım! Gel ve birlikte gidelim bu işkenceden!

Bir uyumdan oldukça uzak olan saçmalık en tiz yerine geldiğinde orkestradaki kişiler gözlerini Efe'ye dikerek hep bir ağızdan avazları çıktığı kadar bağırmaya başladılar.

"Kayra Efe'yi terk edeceeek!"

"Kıçına tekmeyi baasacaaak!"

"Ondan daha iyilerine layıksın"

"Kay

raa"

"İşte bak" diyip bir noktayı gösterdiler

"Zengin bir adam!!"

"Sana layık olan biri"

"Seni asla üzmeyecek"

Kayra gözlerini boşluktan çekip gösterdikleri noktaya döndü. Yüzündeki ifadesizlik sürüyordu. Efe içinden çığlık atma denemelerine devam etse de uzay boşluğu kadar ürkütücü sessizliğini sürdürüyordu. 

Hayır Kayra gitme! Bak ben buradayım!

"İşte" diyip salonun diğer tarafını gösterdiler

"İşte tam senlik bir delikanlı"

"Yakışıklı"

"Uuuu vaaay"

"Sempatik"

(Sokakta kedi gördüğümüzde verdiğimiz şirin tepki gibisinden)

"Aaaaaa"

"Seni"

"Gerçekten" (bunu bütün orkestra Efe'nin gözlerinin içine bakarak haykırmışlardı.)

"Hakeden biri"

Kayra'nın yüzü yumuşamaya başladığında Efe'nin sinirleri had safhaya ulaşmıştı bile. İkinci yavşakla sarılmış, el ele tutuşmuş salondan çıkıyorlardı. 

Nasıl yapabilir ki bunu 

dedi sinirden köpürürken. Yerinden kalkmaya çalıştı. olmadı. 

Dur Kayra nereye gidiyorsun

 diye bağırmaya çalıştı. Ağzını bile açamıyordu ki? Hareket edemediği için normal zamanda sinirden yaptığı hiçbir şeyi yapamıyor, bu orospu çocuklarına iki çift laf bile edemiyordu. Müzik artık dayanılamayacak yüksekliğe çıktığında orkestra yavaşça kendisine doğru yürümeye başladı.

"Yapma Efe"

"Biz senin beyninin içindeyiz"

Sahneden inip koltukların üzerinden Efe'ye doğru yürümeye devam ettiler

"Kendine orospu çocuğu demen çok yanlış"

"Bizi sen yarattın"

"Korkak"

"Aptal"

"Değer bilmez"

"Sesin bile çıkmıyor"

"Nasıl Kayra'yı hak edebileceğini düşündün ki?"

"O genç"

"Ve güzel"

"Çok parlak bi kariyeri var"

"seninle hiçbir işi yokk"

Kahkahalar yükseldi. Artık iyice başına üşüşmüşlerdi ve şu "şarkı" dedikleri gürültü kirliliği son raddesine uğramıştı. Kendisine uzanan suratları elleriyle itmeye çalıştı ama bi türlü yapamıyordu. yüzünün dibindeki iğrenç varlıklara ulaşamıyordu..

.

Sıçrayarak uyandı Efe. Kayra? Diye seslendi eve. Ama ses yoktu. Nerede kaldı bu kız diyerek saatine baktığında yalnızca 15 dakikadır evde olduğunu farketti. Bu korkunç kabustan uyandığı için biraz da olsa mutluydu. Ama bunu uzun süre zihninden atamayacağının da farkındaydı. Mutfağa geçip bir bardak su içti. Camı açıp temiz havayı içine çektiğinde kendini çok daha iyi hissediyordu. Kapıdan kilit sesleri duyduğunda derin bir nefes aldı.

İşte başlıyoruz.

.

ufak bir geçiş bölümü olsun istedim ve Efe'nin duygularının ne kadar yoğun olduğunu da görmenizi istedim biraz heheheh. 

Rebellin | DJARTZМесто, где живут истории. Откройте их для себя