İyi Ki Sevmişim Seni

Start from the beginning
                                    

“Siyah, beyaz ve sarı.” Dedim gülümseyerek. Beni ilk bu renklerle analiz ederek etkilemeyi başarmıştı. Daha öncesinde de etkileniyordum tabii ama o gün çok farklıydı. Aklıma utançla yediğim browniler gelince gülümsemem büyüdü. O da gülümseyerek karşılık verdi. Çiçekli kutuyu biraz daha kaldırarak havada olan ellerimin arasına koydu. Kalbim hızla atağa geçerken aptalca gülümsüyordum. Aras bana ilk defa hediye alıyordu.  Merak tüm vücuduma yayılırken gözlerinin içine baktım. O da benim gibi heyecanlı görünüyordu. Gülümseyerek kutuyu gösterdi. Derin bir nefes alarak dizlerimin üzerine çökerek oturdum ve kutuyu yere bıraktım. Aras da benim gibi dizlerinin üzerine çöktü. Ellerimin titrememesine özen göstererek derin bir nefes vererek kutunun kocaman kurdelesini  açtım ve kapağını yere bıraktım. İçinde kırmızı bir zarf ve açtığım kutunun bir küçük boyu bulunuyordu. Dudağımı ısırarak zarfı elime aldım. Aras’ın gözlerinebaktığımda gözlerinin ışıl ışıl parıldadığını görmek merakımı hat safhaya çıkardı. Derin bir nefes daha alarak zarfı açtım ve içindeki o muhteşem el yazısıyla yazılmış yazıyı okumaya başladım;

“Seni ilk gördüğüm zamandan beri ilgimi çeken gözlerini seviyorum”

Yazıyordu. Gülümsemem büyürken tekrar Aras’a baktım. O da beni izleyip gülümsüyordu. Derin bir nefes daha aldım. Kalp atışlarım artık tamamen benden bağımsız bir hale gelmişti. Yutkunarak diğer kutunun kapağını kaldırdım. Onda da tahmin ettiğim gibi kırmızı, küçük bir zarf ve küçük boy bir kutu bulunuyordu. Zarfı elime alarak tekrar yutkundum. Boğazım kurumaya başlamıştı. Hafifçe titreyen elimi hareketlendirerek zarfı açtım ve yine o mükemmel el yazısıyla karşılaştım.

“Sürekli kızaran sevimli yüzünü seviyorum : ) “

Yanaklarımın kızarmaya başladığını hissedebiliyordum. Sabırsızlanmaya başlamıştım. Zarfı özenle kenara koyarken diğer kutunun kapağını açtım. Onda da bir zarf ve bir kutu bulunuyordu. Hızla hareket ederek zarfı elime aldım ve içindeki yazıyı okumaya başladım.

“Yüzüne çok yakışan o minik burnunu seviyorum.”

Kalbim şuan resmen boğazımda atıyordu. Dişlerimi göstererek gülümsemeye başladım. Titrek ellerimi kaldırarak diğer kutuyu da açtım. Kutu boyutunun gittikçe küçüldüğünü varsayarsak sona az kalmıştı. Sabırsızlıkla diğer zarfı alarak onu da okudum.

“Bir türlü yerinde durmayan yaramaz kalbini seviyorum.”

Kalbim sanki ona söylendiğini anlamışçasına daha hızlı atmaya başladı. Göğüs kafesime yapılan baskı biraz ağrımasına neden oluyordu ama umursamadan gülümsemeye devam ettim. Aras’ın gözlerine baktım tekrar gülümseyerek kutuyu işaret etti. Hızlı hareket ederek bir küçük boyutta olan kutuya uzandım. Onu da açtım. Bu seferki zarf gümüşi bir renkteydi ve diğerlerine nazaran biraz daha  büyüktü. Yutkunarak elimi kaldırarak zarfa uzandım ve hızlı davranarak açtım. Yazı biraz daha uzun gibi görünüyordu.

“Bunca sene sonra aşktan umudumu kesmişken, atmayan kalbime dokunup aşka inanmamı sağlamanı seviyorum. Her öptüğümde hayat bulduğum dudaklarını seviyorum ve sonsuza kadar benim olmanı istiyorum. Zahmet olmazsa diğer kutuyu da açar mısın sevgilim?”

“Elbette sevgilim.” Diyerek tatlı tatlı elimi diğer kutuya uzattım. Sevgilim demesi  her zaman hoşuma gidiyordu. Aras da sırıtarak yüzüme bakıyordu. Sona yaklaştığımı hissederek zaferle gülümsedim ve kutunun kapağını açtım. İçinde ufak, kırmızı bir kutu beni bekliyordu. Ellerim artık zangır zangır titriyordu. Yutkunmaya çalıştım ama tükürük mükürük kalmamıştı. Titrek ve derin bir nefes alarak gözlerimi Aras’a çevirdim. Gözlerimi kocaman açmış gülümseyen yüzüne baktım.

“Aras bu?” dedi sesim. Kulaklarımın uğuldamaya başladığına yemin edebilirdim. Kutuyu açmaya başladığımda hiç böyle bir şey beklemiyordum.

“Aç lütfen.” Dedi yumuşacık bir sesle. Ellerimi sıkarak titremesini engellemeye çalıştım. Gözlerim buğulanmaya başlamıştı. Minik kırmızı kutuyu ellerimin arasına alarak kapağını hafif dokunuşlarla açtım. İçinde ufacık bir kağıtta “Sonsuzluğuma anlam kat.” Yazıyordu. Yüzük yoktu. Gözlerimi tekrar Aras’a çevirdim. Aras iki elimden tutarak beni ayağa kaldırdı. Dizlerim tutuyor mu bilemiyorum ama ayakta durabildiğim için şükrediyordum. Göğüs kafesim hızla yukarı kalkıp inerken Aras tek dizinin üzerine çökerek cebinden çıkardığı kalp şeklindeki pırlantayı bana doğru uzatıyordu.

“Benim İlkim olur musun? ” dedi heyecanlı ve bir o kadar da yumuşaktı. Gözümden bir damla yaş aşağıya doğru süzülürken dişlerimi göstererek gülümsedim.

“O-olurum.” Dedim titreyen sesimle. Aras sağ elime o muazzam yüzüğü takarken ben resmen ağlıyordum. Bir hıçkırık daha dudaklarımın arasından kaçmasına izin vermeden dudaklarımı birbirine bastırdım. Yüzüğü taktığı elimi iki elinin arasına alarak ufak ve dikkatli bir öpücük kondurdu. Doğrularak ayağa kalktı. Gülümsemeye çalışıyordum ama olmuyordu. Gözlerimden akan yaşlara mani olamıyordum. Burnumu çektim. Tam bir moron gibi davranıyordum. Aras meftunu olduğum çikolata kahvesi gözlerini gözlerime dikerek gülümsedi. O kadar coşkulu bir şekilde gülümsedi ki, karşılık vermeden edemedim. Yutkunarak ufak bir kahkaha attım. Ağlamayla karışık bir kahkaha olduğu için boğuk çıkmıştı.

“Bunları yaptığına inanamıyorum Aras. Ne ara yaptın?” dedim heyecanla. Sesim istemsiz bir şekilde yüksek çıkıyordu. Duygu değişimleri fazlasıyla hızlı gelişiyordu. Bir saniye önce gülerken bir saniye sonra ağlıyordum.

“Sen uyurken bolca zamanım oldu. “ dedi sırıtarak. Kalbim hala göğüs kafesimi delip de dışarı çıkmaya çalışır gibi atıyordu. Derin bir nefes daha vererek dişlerimi ortaya çıkararak gülümsedim.

“Seni çok seviyorum.” Diye fısıldadım boynuna sarılırken. Çok geçmeden kolları belimi sardı. Her saniye daha sıkı sarılıyor, kokusunu içime çekebilmek için daha fazla sokuluyordum. Sarıldığım yetmiyordu çünkü. Hep daha fazlasını istiyordum.

“Biliyorum güzelim çünkü hissedebiliyorum.” Dedi boğuk bir sesle.  Sırıta sırıta daha sıkı sarıldım. Normal bir insan olsa boğulabilirdi ama o halinden memnun gibi duruyordu. Boynuma ufak bir öpücük kondurarak hafifçe geri çekildi. Kollarım hala belindeydi. Onun elleri ise belimden yukarı doğru kayarak yanaklarımda durdu. Baş parmakları yanaklarımı okşarken Aras yüzlerimizi aynı hizaya getirmekle meşguldü.

“İyi ki sevmişim seni” dedim onun repliğini kullanarak. Gülümsemesi bütün yüzünü aydınlatırken tek bir cümle çıktı dudaklarından;

“İyi ki sevmişim seni.”

Uzuuuun uzun bir bölümdü ve biraz da şaşırtıcı :) Eminim kimse çikolata şelalemizden böyle sürpriz bir evlenme teklifi beklemiyordu :) Yorumlarınızı çok merak ediyorum :) Öpüldünüz ;)

Sıra Arkadaşım Bir Vampir!Where stories live. Discover now