A Match Into Water

223 18 34
                                    

Shoto'nun ağzından

İlk saldırıyı yapanın ben olmamı bekliyordu. Düşündüğüm gibi savunma yapacaktı. Beklemenin anlamsız olduğunu bildiğim ve ne kadar beklersem bekleyeyim saldırmayacağını biliyordum. Yaklaşık 14 yıldır arkadaşız... Tabii ki de onu bu kadar da olsa tanıyorum. Her karşılaşmamda yaptığım gibi yine sağ tarafımı kullanarak harekete geçtim. Buzlarımı ne ile durduracağını bilmiyorum. Zaten ilk savunmasını buzdan kaçarak yaptı. Her seferinde kaçarak bir yere varamaz. Daha fazla bekleyerek açıklık yaratmak anlamsız olur, tekrar harekete geçtim. Ama bu sefer buzlarım ona ulaşmadan eridi alevlerle beraber neredeyse yarısı su haline gelmişti.
Momo en sonunda buzların arkasından çıkarak kendini gösterince anladım. Elinde resmen devasa bir kurutma makinesi tutuyordu ama sadece sıcak hava üfleyenlerden değil.

Gerçek alevler.

Bu kız beni bazen gerçekten korkutuyor. Hemen toparlanarak tekrar bir hamle yaptım. Onu yaratmak Momo'yu zorlamış olmalı ama hiç de öyle görünmüyordu.
Sonsuza kadar buz yaratıp Momo'nun onları eritmesini izleyemeceğime göre bir plan düşünmeliydim ondan önce.

...

Saha giderek daha da sular içinde kalıyordu. Büyük ihitmalle dışına da akıyor olmalı. Daha fazla bunu ne ben ne de o sürdürebilirdi. Artık bitirmemiz gerekiyor.

Momo'nun son savunmasından sonra buzdan yol yaparak arkasına geçtim. Bunu yapacağımı biliyordu büyük ihtimalle ama ondan önce davranmıştım. Tekrar sağ tarafımı kullanarak karşılaşmayı sonlandırdım.

Biraz tuhaf hissediyordum aslında. Nedense en yakın arkadaşıma karşı kazanmak tuhaf hissettirmişti. Çünkü kazanmayı o da hak ediyordu.
Yine de birinci olmayı gerçekten çok istiyordum. Pişman değilim bu konuda.

Arkadaşlık tuhaf bir his.

-Oh, g-güzel bir m-maçtı Shoto ama d-donuyorum.

-ah, şey evet kusura bakma.

Momo donarak can vermeden önce onu hapsettiğim buzları eritsem hiç de fena olmayacak sanırım.

Mic sensei'in konuşmaları sırasında buzu erittim. O buz kütlesi de tüm sahaya su olarak geri döndü. Sanırım buradan çıkmak için bir sandala ihtiyacımız olacak.

(YN-Savaştıkları sahanın kenarlarının kalkık olduğunu düşünün ki su gerçekten diz boylarına gelebilsin qqpwöwşwelmaqşwpsm)

Bakugou'nun ağzından

Bu sefer yarım p*ç'in kazanması 20 dakikasını aldı.
Kesin bu aptal melez kıyamadı en yakın arkadaşına. Göründüğü gibi sert birisi değil belli.

Her neyse.

Böylelikle benim rakibimin de kim olduğu ortaya çıktı.

Çok ilginç ya hiç beklemezdim yarım p*ç olacağını(!)

Tabii finale kadar benim bir karşılaşmam daha var.

Çok da s*kimde sanki...

Tabii ki de ben kazanırım bunu düşünmeye gerek bile yok. İnek Deku'nun karşımda kazanma ihtimali yok. Çünkü meleze ulaşmak için onu ezmekten başka şansım yok.

Onun bana karşı tüm gücünü kullanmasını istiyorum. Onu rahatsız eden her neyse ya da kimse delik deşik etmek istiyorum.

Melezin bana ait olmasını istiyorum.

(YN-azdı bu)

Shoto'nun ağzından

Momo ile beraber sahadan çıkıp revire gittik. Daha doğrusu o gitti ben onu birazdan ziyaret edecektim. Çünkü yolumu sözde "baba" olacak kişi kaplamıştı bile.

-Tüm gücünü göster. Gerçek potansiyelini görmek isteyen çok kişi var. Çocukça inadını bir kenara at ve-

-Bunu daha kaç kez söyleyeceksin?

-Tüm gücünü kullanana kadar.

-O zaman beklemeye devam et çünkü bundan bir önceki karşılaşmamız da söylediklerim hâlâ geçerli.
Momo'nun yanına gitmem gerek. Çekil yolumdan.

Bir şey demedi. Sadece öfkeli gözlerle arkamdan izledi. Bakışlarını tüm vücudumda hissetmiştim ama aldırmadım. Daha önemli işlerim vardı çünkü.

Sadece bekle ve gör, annemin intikamını senden aldığım günü.

.
.
.
.
.
.
Revir kapısının önüne gelince rahatlamak için birkaç saniye bekledim. Momo'yu görmeye gelmiştim, onu endişelendirmeye değil. Nefes alış verişimi düzene sokup sinirimi biraz olsun hafifletince odanın kapısını tıkladım. İçerden "gelebilirsin" sesini duyunca ise içeriye girdim. Momo yatakta uzanıyordu. Biraz da titriyordu sanırım.

Üzgünüm... Yine sevdiğim birine zarar verdim değil mi?

Bir anlık bana kızgın olup olmadığını düşündüm.

(YN-Hemen de duygusala bağladım yaaa)

Momo beni görünce kalkamak istedi tabii karşı çıktım.

-Dinlenmelisin.

-Eh, bu sefer hayır diyemeyeceğim galiba.

Hafifçe güldü. Sanırım bu kızgın olmadığının bir işaretiydi.

-Teşekkür ederim Sho! Gerçekten güzel bir oyundu.

-Evet... Evet ama biraz fazla ileri gittim sanırım. Üzgünüm.

-Hey, hey! Saçmalama. Sana karşılaşmamızdan önce ne dediğimi hatırlıyorsun değil mi? "Sakın bana karşı yumuşak olayım deme, Shoto." Bu ne anlama geliyor sence?

-Haklısın ama-

-Aması falan yok. Bana karşı gerçekten oynadığın için teşekkürler. Bunu tekrar yapmalıyız!

Hafifçe gülümsedim. Onun hâlâ böyle enerjik olması beni mutlu etmişti.

-Her neyse. Senin de dinlenmen gerek. Birazdan final karşılaşman var. Kazanmadan gelirsen hiç hoş şeyler olmaz. Rakibin Midoriya-san ya da Bakugou-san olsun kazanmadan geri dönme.

-Bana güvenmiyor musun yoksa?

Bu soruyu şakayla karışık sormuştum ciddi değildim ama sanırım Momo şaka yapmama pek alışık değil.

-Tabii ki de sana güveniyorum. Öyle demek istemedim ben-

-Tamam Momo, sakin ol. Şakaydı. Bana güvendiğini biliyorum.

-Sen pek şaka yapmazsın ama...

Birkaç dakika daha konuştuktan sonra bana dinlenmem ve rahatlamam gerektiğini ve gitmemi söyledi. Hatta kovdu bile diyebilirim. Ben de dediğini yaptım ve başka bir odaya geçerek rahatlamaya çalıştım. Bir sonraki rakibimin kim olacağından emin değildim fakat bu kişinin Bakugou olacağını düşünüyordum.
Umarım ona da zarar vermem ve kazanabilirim.

Heheheh
Bitti bölümcük
Bu uzun oldu he.
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınnn
Kendinize iyi bakın😍😍

What A Waste~ TodoBakuWhere stories live. Discover now