I Am Sorry For Everything

105 9 63
                                    

Shoto'nun ağzından

-Eee, ne söyleyecektin?

Katsuki'nin üzerinden konuşmaya başladım.

-Üstümden kalktığında söylerim.

-Üstünden kalkmasam da söyleyebilirsin.

-Kalksana çocuk!

Onun bu tatlı sinirli hallerini izlemeye devam edebilirdim ama söyleyeceği şeyleri merak ettiğim için fazla uzatmadım.

-Tamam kalkıyorum.

5 dakikalık yere yapışıp kalma faslından sonra sonunda o da kalkmıştı.

Konuşması için birkaç saniye bekledim. İkimiz de hâlâ yerdeydik ama bu sefer zeminde oturuyordum.
Sonunda konuşmak için ağzını araladığında gergin görünüyordu.

Direkt konuya girdi. Lafın pek de dolandırılacak bir tarafı yoktu sanırım.

-Endevour seni görmek istiyormuş, Sho.
Bak ben gerçekten üzgünüm bunu sana sorduğum için. Ama Aizawa sensei sormamı istedi. Eğer kabul etmezsen seni daha fazla zorlamaya çalışmayacağım. Onu görmeyi isteyecek son kişisin, farkındayım.

"Endevour seni görmek istiyormuş, Sho."

İstemiyorum.
Hayır henüz değil.

Onu görmem gerekeceğinin farkındaydım. Sadece daha hazır olduğum bir şey değildi.
Kendimi hazırlamamıştım henüz.
Komik olan şey ise yıllardır yüzünü görmeye katlandığım kişinin son bir kez daha(?) görmeye cesaretimin olmamasıydı.

İçimden bir ses bunu yapmam gerektiğini söylüyor.

Çünkü öğrenmem gereken bir şey var:

Neden itiraf etti?

Cevabını bir şekilde öğrenmem gerek.
Bunun için de onunla yüzleşmem lazım.

-Tamam, peki ne zaman?

-... Zorunda değilsin.

-Biliyorum ama öğrenmem gerekiyor, neden her şeyi itiraf ettiğini.

-Önemli olan bu değil biliyorsun ama zorunda olduğunu düşünüp de gitmiyorsan sorun değil, seninle geleceğim.

-Gerek yok Katsuki. Kendi başımın çaresine-

-Kes sesini. Geliyorum dedik işte! Daha hastaneden yeni çıktın düşüp kalma oralarda.

-Oh, peki.

Onu her işe karıştırıp yormak istemiyorum. Zaten günlerdir uyumuyormuş gibi görünüyor.

Yine de ısrar etmemin bir anlamı yok sanırım.

-Seni...

-Beni ne?

-Biliyorsun dimi?

-Neyi biliyor muyum Katsuki?

-SEVDİĞİMİ İŞTE! AZ ÖNCE... Az önce kabalaştım, üzgünüm... Tch!

-Ben de... Yani seviyorum ve sorun yok gerçekten.

-Her neyse hadi çıkalım.

-Ah, tabii.

-Aizawa sensei bizi bekliyor.

Bazenleri nasıl buraya geldiğimizi anlayamıyorum.
Nasıl birini sevebildiğimi de.
Ama sorun yok çünkü o her zaman yanımda.

Korkmam gereken bir şey yok. Sadece biraz konuşacağım ve sonra onun yüzünü görmem gerekmeyecek.

Bu tuhaf ve güzel konuşmamız ardından dışarıya, Aizawa sensei'in bizi beklediği yere, doğru yürümeye başladık.
Zaten onca işinin arasında bir de buna katlanmasına gerek yoktu.

What A Waste~ TodoBakuOnde as histórias ganham vida. Descobre agora