9

388 36 5
                                    


***

- Carla,

Bana her zaman kendi çocuklarımın olmadığı kadar yakın oldun. Yanımda olduğun her an için o kadar minnettarım ki. Babanın ölümüne sebep olmuş olmama rağmen ,beni yalnız bırakmadın ve hala bana inanıyorsun. Başına belki de belalar açtım. Peaky Blinders ile yüzyüze gelmek zorunda kaldın. Bundan sonrasında senin hayatına yük olmaktan başka birşeye yaramam. Manevî olarak sana verebileceğim birşey yok ancak maddi olarak neyim varsa senindir. White Lion ve Nichelson's şirketini sana devrediyorum. Tüm işlemler avukatım aracılığı ile yürürlüğe girdi. Senden isteyeceği imzayı ona vermelisin. Ben uzun bir süre buralarda olmayacağım , belki de geri dönmem. Sana verdiğim herşeyi kabul et ve sahip çık Carla.
Mutlu ol ve yaşa.

Neil. -

---

"Teşekkür ederim. İyi günler."
"Dikkatli olun , buralar hırsızlarla doludur."

Carla , gülümseyerek taksinin gidişini izledi. Adamın telgraf gönderdiği adres burayı işaret ediyordu. Yakınlardaki bir barda onunla alakalı birilerini bulabilirdi. Bardan içeriye girince White Lion'u anında özlemişti.
White Lion güzel bir dekora sahipti. Burası ise oldukça karanlık ve kasvetliydi.

"Merhaba , viski lütfen. İrlanda olsun."
"İrlanda mı ? Bu nazik hanımefendi için ağır bir seçim."
"Belki de bu nazik hanımefendi göründüğü kadar nazik değildir."
"Mümkün değil , bu güzellikle nasıl nazik olunmaz ?"
"Güzellik tehlikelidir. "
"Tehlike, burada yaşayanlar için viski içmek gibidir. Bilirsin , kahvaltıdır ,ara öğündür , yemek gibidir. Yani tehlike , sıradandır. Bu güzel kadın , ne arıyor burada?"
"Yardımcı olabileceğin bir konu vardır belki de."
"Ne olursa."
"Birini arıyorum. Richard."
"Richard ? Pek buralı gibi gelmiyor kulağa. Daha Amerikan sanki."
"Doğru , öyle. Ancak bir süredir buralarda. Tanır mısın ?"
"Hmm emin değilim. Pis işler yapan biriyse ,ben tanımam ama seni tanıyabilecek birine götürebilirim."
"Sana güvenip neden seninle geleyim ?"
"Güzel kadınlara zaafım var. Yardımsever oluyorum bir anda. "
"Yanlış birşey yapacak olursan , ölürsün. "
"Takip et beni."

Adamla birlikte bardan çıkıp karanlık sokaklarda ilerlediler. Gözden uzak , tenha bir sokağa geldiklerinde Carla , tereddüt etmesine rağmen adamın peşinden ilerlemeye devam etti.

"İşte şu dükkan. Oraya git ve onlara sor. "
"Teşekkür ederim."

Adam , gülerek yanından ayrılmak üzere hareketlendi.

"Bakalım içeride ne varmış."

Ağır adımlarla dükkana girdi , etrafına bakındı. Kırmızı ışığın yoğun olduğu odada uzağı görmek zordu. Aşağıya inen bir merdiven olduğunu gördü. Oraya yönelmişti ki bir adam yukarıya çıkıyordu.
Hızla silahı çekip , Carla'ya doğrulttu.

"Sakin olun lütfen. Sizinle konuşmak için geldim sadece. "
"Sen de kimsin ? Burayı nereden duydun ?"
"Birisi yönlendirdi beni. Birini arıyorum."

Silahını indirip masanın üzerine koydu.

"İçecek birşey ister misin ?"
"Hayır , teşekkürler."
"Beni yanlış anlama ama buralarda pek işin olurmuş gibi gelmedi bana. Yani... Güzel bir kadınsın ve oldukça gençsin. Kimi arıyorsun?"
"Richard adında birini. Aslında , Boston'da yaşayan ancak bir süreliğine burada kalan birini. Sizin tanıyor olabileceğiniz söylendi ve geldim."
"Richard... Hmm... Öldüğünü duydum."
"Öldü mü? Ama nasıl olur ? Bana telgraf göndermişti ve beni buraya çağırdı. "
"Yalan söylüyorsun. Seninle işi olmaz. Kadınlarla iş yapmaz o."
"Benimle değil zaten babamla iş yapıyordu. Ancak babam , öldü. Onun yerine benimle iletişim kurmak zorundaydı. Babamla anlaşma yaparak sakladığı silahları bana teslim edecekti. Bunun için ona ödeme dahi yapmıştım."
"Öyle mi ? Yaptığın ödeme nerede peki ?"
"Hesabında olmalı , bilmiyorum. Parayı nakit aldı."
"Benim payımı vermedi."
"Sizin payınız mı ?"
"Evet. Sen ona ödeme yaptıysan , benim payıma düşeni de vermeliydi. Şerefsiz herif ! Silahları saklamak konusunda yer sağlayan benim. "
"Merak etmeyin , ben ödeme yaparım size. Bana silahların yerini söyleyin. Onları alıp sahibine teslim edeyim ve paranızı alın siz de. "
"Parayı önden alırım. Ticaretin güveni olmaz değil mi ? Ayrıca senin gibi kadınlara da güvenilmez. Güzelliğini kullanıp beni etkileyemezsin."
"Öyle bir niyetim de yok. Pekâlâ tamam , parayı size gün içerisinde veririm. Şimdi , silahları görmeliyim."
"Tamam , gel benimle."

REBORN // Peaky BlindersOnde histórias criam vida. Descubra agora