twenty three

1 1 0
                                    

ÖNCEKİ GÜN

"Richard!" Joan bir koridordan geçtiğinde Jay'i bir kenara koyup Hawkman ve Hourman'in girmesini bekledi. İçeri girer girmez kapıyı arkalarından kilitledi. "Richard neredesin?"

Rex, Jay'i kendine çekti. "İyi misin?"

"Yaşıyorum işte."

Carter kanatlarını kapattı. "Shade nerede? Diğerlerinin yetişmesi uzun sürmez."

"Bu taraftan," diyerek Joan başka bir koridora döndü. Diğerleri de peşinden koşarken sonunda Shade ve Bruce Gordon'ı buldular. Joan ona sıkıca sarılacağı sırada Carter onu tuttu. *Zaman yok. Shade bizi buradan götürmen gerek. Hemen."

Bruce inanamayarak onlara bakarken Shade'in gözleri öfkeyle ona baktı. "Çek ellerini karımın üstünden. Eğer onu esir alarak-"

"Richard hayır," Joan göğsüne dokundu. "Injustice Society saldırdı. Diğerlerini ele geçirdi, geriye tek kalan onlar."

Shade'in siyah gözleri kocaman açıldı. "Hayır, mümkün değil…"

Carter kelimelerin üstüne bastırarak konuştu. "Buradan gitmeliyiz. Hemen."

"Beni takip edin, almamız gereken biri daha var." diyerek Shade arkasını döndü. Hızlı adımlarla ilerlerken diğerleri de peşinden gitti.

Zindan gibi bir yere geldiklerinde Shade kapının kilidini açtı. Hücrede oturan Jim başını kaldırdı. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Onları görünce ağzı şaşkınlıkla açıldı. Hızla en yakındaki Carter'ın üstüne atladı. "Yaşıyorsunuz!"

"Onu zindana mı hapsettiniz?!" Rex üzerlerine yürüyeceği sırada Jay onu tuttu. "Sakin ol."

Rex ona öfkeyle baktı. "Sakin mi olayım? Jay şuan ölmüş olabilirdin!"

Jay yere bakarak mırıldandı. "O zaman ele geçirilecek bir bedenim olmazdı."

Carter üzüntüyle ona baktı. Jay'in neler hissettiğini anlıyordu ancak Shade ve diğerleri yanılmıştı. Yine de ölmeleri gerekmiyordu. "Jay için bir panzehir var mı?"

Shade, Jay'e baktı. Saçları dağılmış, yüzü bembeyaz olmuştu ve zorla ayakta duruyordu. "Üzgünüm, zehri Dragon King yapmıştı."

"Dragon King öldü." Carter ellerini saçlarından geçirdi. Kent biraz önce ona geldiğinde Wizard ve Dragon King'in öldüğünü anlatmıştı.

Joan üzgünce Jay'e baktı. "Bir… Bir yolu olmalı."

"Gitmeliyiz." Jay öksürdü. Birazdan bize yetişirler."

Shade ona baktı. Kendi Flash'ı ile savaştığı onca yıldan sonra ilk defa ona bakarken başka bir şey hissediyordu. Jay'in gözlerinde nefret ya da öfke görmüyordu, sadece yorgun bir adam görüyordu. Ona dönüşmektense ölmeyi seçen bir adam… "Bir tedavi bulacağız, Flash. Söz veriyorum."

"Jay'in nesi var?" diyerek Jim endişeyle ona yaklaştı. Jay güven verircesine gülümsedi. "İyiyim ben. Ama gelecekler şimdi, gidelim."

Carter arkasına baktı ancak o kadar endişeli gözükmüyordu. "Jay haklı, gitmeliyiz."

"Nereye? Burası en güvenli yerimizdi!" Shade kollarını iki yana açtı.

"Sonsuzluk Kayasına. Orada bizim dünyamıza bir geçit açabiliriz, JSA bize yardım edebilir."

Bruce başını yana eğdi. "Oldukça mantıklı, bu nasıl bizim aklımıza gelmedi?"

Rex heyecanla konuştu. "Jay'i de tedavi ettirebiliriz!"

visitors | jsaWhere stories live. Discover now