eight

3 0 0
                                    

BİLİNMEYEN BİR YER

"Tebrik ederim, Degaton. Dikkatimi çekmeyi başardın." dedi gölgelerin arasından çıkarak. Kanlar içindeki duvara sabitlenmiş Hawkman'e baktı. "Sarışın olduğunu bilmiyordum."

Degaton çenesini ovaladı. "Ne istiyorsun, Zard?"

"Teklifimi yeniden değerlendirmeni." dedi Wizard hala duvara bakarken. "Benim Injustice Society'me katıl. Bu getirdiğin geçmişin kopyalarını geri gönder ve tüm JSA tıpkı bana hizmet ettiği gibi sana da etsin. Ne diyorsun?"

Degaton kanlar içindeki Carter'a bakıp gülümsedi. "Daha iyi bir fikrim var."

JSA KARARGAHI

"Durumu nasıl?" diyerek Hal sedyede yatan Alan'a baktı. Pieter dikiş atmayı bitirdikten sonra Kent ellerini karnındaki yaraya koyup birkaç büyülü söz mırıldandı ve yara iyileşti. "Tamamdır."

Alan doğrulup karnına baktı. "Teşekkürler."

"Kendini bir daha bıçaklama." dedi Kent, başına başlığını geçirirken.

Hal onların arkasından bakarken kapıda ona bakan Jim Corrigan'ı fark etti. Jim içeri girip ona baktı. "Neden daha önce söylemedin?"

"Neyi?" diyerek Alan bir ona bir de Hal'e baktı. "Neler oluyor?"

Hal bakışlarını kaçırırken Jim soğuk bir sesle devam etti. "Hal'i sorgulamak için orada değillerdi, Hal JSA üyesi olduğu için ona saldırdılar."

"Ama..." Alan şaşkınca Hal'e baktı. "Ama buradaki tek Green Lantern benim. Bilgisayar öyle söyledi."

Hal nefesini dışarı verdi. "Çünkü ben o dönem Green Lantern değildim. Spectre'ydim."

-

Billy hararetle konuşup eski günleri yad eden Wesley Dodds ve Sandy'nin yanından geçip kendine boş bir koridor buldu. Tam telefonunu çıkartmış Mary'i arıyordu ki duyduğu hıçkırık sesiyle durdu. Arkasını döndüğünde onu gördü. "Courtney?"

"Billy." Courtney ağlayarak ona doğru bir adım atmıştı ki Billy geriledi ancak bedenindeki tüm kaslar ona direniyor gibiydi. "Billy özür dilerim."

Tam olarak ne kararını anında değiştirdi Billy bilmiyordu ancak aradaki mesafeyi kapatıp Courtney'e sarıldı. "Kurtulmuşsun."

Courtney ağlayarak başını salladı. "Billy çok korkunçtu."

"Şşh geçti." diyerek Billy saçlarını okşarken Courtney ondan ayrıldı. "Doctor Mid-Nite nerede? Black Canary hakkında bilmesi gerek..."

Billy telefonu cebine sokup elini tuttu ve onu Pieter'ın olduğu odaya doğru çekiştirdi. "Bu taraftan," Onu laboratuvarda Hector ile birlikte buldular. İkisi şaşkınca bakarken Billy hızlıca konuştu. "Star kurtulmayı başarmış! Sana Dinah hakkında diyecekleri var Pieter!"

Pieter heyecanla ona döndü. "Dinah iyi mi?"

Courtney elini kemerine götürürken omuz silkti. "Aslında yalan söyledim. Dinah'tan değil, Terrific'ten bir hediyem var." dedi ve cebinden çıkardığı gaz topunu yere fırlatıp parçaladı. "Hepinizin uyumasını istiyor."

-

"Spectre olmak ne demek?" Alan sorarcasına Jim ve Hal'e baktı. "Sadece bir ünvan değil mi? Jim senin güçlerin bile yok."

Jim başını salladı. "Aslında vardı ancak bu zamandayken kullanamıyorum."

"Problem de bu zaten." Kent'in arkalarında belirmesiyle hepsi irkildi. Kent tek hareketle Jim'i karşı duvara fırlatırken belinden bir hançer çıkarttı. "Bize asıl Spectre lazım.

Hal ve Alan yüzüklerini parlatırken Alan'ın ayaklarına birden siyah gölgeler dolandı. "Merhaba, baba." diyerek Todd onu karşı duvara sabitledi. "Boşa çabalama, şu anki eğitiminle beni asla yenemezsin."

Hal onu kurtarmak için atılacağı sırada yeşil yapılar tüm bedenini kapladı. Yaşlı Alan parmağından yüzüğünü çıkartıp odanın diğer ucuna attı. "Şşh yaramazlık yapmak yok, evlat."

"Alan savaşmalısın, seni kontrol ediyorlar."

Yaşlı Alan bir şey demeden genç olan olduğu yerde çırpındı. "Bırak onu! Diğerleri duymayacak mı sanıyorsunuz? JAY! WESLEY! YARDIM-"

Tüm bina birden korkunç bir gürültüyle sarsıldı ardından bir çığlık sesi duyuldu. Hal korkuyla yutkunup tavana bakarken Todd güldü. "Tam zamanında, Albert."

"Kimse sizi kurtarmaya gelmeyecek." dedi Kent elindeki bıçağı çevirerek. Hal'e yaklaşıp gömleğini parçaladı.

Jim düştüğü yerden zorlukla kalktı. Alnı kanamış, kızıl saçları dağılmış ve kıyafetleri parçalanmıştı. "Yapma! Eğer bunu yaparsan..."

"Ah neler olacağını çok iyi biliyorum ama Bay Jordan harcanabilir bir bedel." Kent hançeri göğsüne sapladığında Hal'in ciğerlerindeki hava kesildi. Kent bir büyüyle hançeri çevirirken Hal'in gözlerinden yeşil ışıklar çıkmaya, kanlar süzülmeye başladı. Acıyla bağırmak istedi ancak boğazından hiç ses çıkmadı.

"Ona ne yapıyorsun?" diyerek Alan tekrar çırpındı. "Lütfen, bırak onu."

Jim zorlukla karnını tutarak yerinden kalktı. "Hayır, çok geç." Odada birden rüzgarlar esmeye başlayınca parçalanan tavana baktı. "Tanrım..."

"SEN!" Birden odayı korkunç bir ses doldurdu. Odanın ısısı düşüp herkesin tüyleri ürperirken Spectre belirip Doctor Fate'in boğazına yapıştı. "ONU İNCİTMEMELİYDİN!"

Kent sırıttı. "Ufak mirasını öldürmenin seni ortaya çıkartacağını biliyordum."

"BUNA PİŞMAN-" Spectre'nin parlayan gözleri birden normale döndü. Jim'in ağzına kan dolarken yavaşça başını arkasına çevirdi. Biraz önce Hal'in kalbindeki bıçağı sırtına saplanmış şekilde gördü.

Bıçağı saplayan Jay başıyla onaylayarak zaferle Kent'e baktı. "Görev tamamlandı. JSA tamamlandı, Spectre artık bizimle." dedi ve her yanı yeşil bir ışık kapladı.

visitors | jsaWhere stories live. Discover now