"Siktiğimin orospu çocuğu artık kim olduğun umrumda bile değil! Lanet arkadaşımda daha fazla seni savunursa siktirsin gitsin. Daha ne kadar zaman geçti tanışmamız üzerinden, ha? Bir gün, bir gün bile dolamamış daha. Bu ne özgüven ya! Ne boksun sen?! Şöhretin, ünvanın, gücün hiç biri umrumda değil! Sen benim için sadece sikinin derdinde olan azgın pisliğin tekisin!"
"Bitti mi? Pekala, sıra benim konuşama vaktime geldi. Park Jimin, bu günü aklına kazı. Ki sonra 'neden böyle oldu?' dediğin zaman soruna kolayca cevap bul. Cevabın bu gün olacak. Bu gün bana ettiğin laflar olacak, tanıştığımız ilk gün olacak cevabın.
Kalbin kırılacak Park. Üzüleceksin, ağlayacaksın, kendini yerlere atacaksın, umutlanacak sonra o umutları yakacaksın. Kalbininin ısınmasına, yumşamasına şahit olacak sonrasında üstüne buz gibi su dökülüp donmana taşlaşmana ben sebep olacağım. Yani bundan sonra kendine çok dikkat et."
"Ben direk bu sözleri siktir edeceğim."
"Öyle mi o zaman şimdiden başlayalım oyunumuza."
Jeon cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı ve beni içeri savurdu. Ben ise sırıttım.
"Şen böyle mi üzücekşin beyi oy oy kıya-"
Sözümü kesen eliydi, kapının kitlenmesiydi, üzerime yürümesiydi demeyi o kadar çok isterdim ki ama nasipte yokmuş. Sözümü kesen yumşak, kırmızı, ince ama bi o kadarda harika olan dudaklardı.
Şu an nasıl mı hissediyorum?
İki taraf var.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Birinci tarafım
Şu an kanatlarım çıkmış, gökyüzüne süzülüyor gibi. Ilıman bir su akıyor başımdan aşağı bütün bedenimi sarıyor, gökyüzünde temizliyor beni. Cennette çıkarıyor arınmış bedenimi. Baldan daha tatlı ama asla rahatsız etmeyen şeker gibi bir içecek içiyorum. Dudaklarıma mühür koyuyor o içecek. Bir üst, bir alt dudakla mühürlendi şimdi dudaklarım. Özgür hissettiriyor ruhumu. Sanki hiç günah işlememiş biri gibiyim huzur doluyum. Sonra bu ufak tatlı mühür başka bir zevk türüne dönüşüyor. Fazlaca şehvet barındırmaya başlıyor. Bir anda cehenneme çekiyor beni. Ama hiç rahatsız değilim. Yanıyorum, bütün bedeneim yanıyor, yakıyor bu acımasız ateş beni fakat canımı acıtan tek şey dudaklarımı ısıran dudaklar oluyor. Sonra bir içecek daha koyuyorlar önüme. Bu sefer ki sıcak demin ki gibi ferahlatıcı, buz gibi değil. Onu da içiyorum. Bu sefer kalçamdan başlayarak tüm bedenim mühür altına alınıyor. Başta iki büyük elle, sonra bir vücut oluşuyor ve beni sarıyor. Eller kalçalarımı avuçluyor, yoğruyor.
İkinci tarafım
Nefret etmeme neden oluyor.iğrendiriyor kendinden. Elleri ve dudakları masum birini kirletiyor. Midem bulanmıyor ama. Bu yüzden kendimden de nefret etmeye başlıyorum. Onu istiyorum. Yine bu sefer kendimden de ipreniyorum. Aptalsın diyorum. Sorgula diyorum. Mantıklı bir şey bul diyorum. Ama kimin umrunda sadece karşılık veriyorum. Keşke zorlasada yapsaydım diyorum. Kendi isteğimle yapmasam keşke diyorum. Kendimi haklı çıkarmak için mantıklı bir bahane arıyorum. Azdığım için diyorum. Ama içten içe biliyorum ben ne kadar azarsam azayım asla yapmam böyle bir şeyi. Yine en nefret ettiğim kişi ben oluyorum. Yin kabeden taraf ben oluyorum. Bu adam yüzünden değişiyor her şey. Hızlıca soyunuyoruz şimdi. Ama maalesef her şey çıldırtıcı derece de ya yavaş ya da çok uzun sürsün istiyorum.
Eheheh şimdi kocacımla yorumlarda konuştuk fark etmeden sınır koyuyom 57 yorum gelirse yeni bölüm atçam diğer bölümün sınırı 16 olcek
