8

1.3K 127 134
                                    

"Kacchan ne yapıyorsun Tanrı aşkına?"

"Eşyalarını geri vereceğim."

"İyi de odanın içinden geçtin."

"Toplarım sonra." Kirishima'nın bende kalan tüm eşyalarını topluyordum. Normalde ne varsa hepsini yakıp yıkıp öyle vermeliydim ama hepsinde birer anı vardı. Anılara saygı biraz.

"Ben bunları verip geliyorum. Bekle beni." Kafasını tamam anlamında salladığında çıktım odadan. Odasına varıp kapıyı çaldım. Açmayınca birr daha çaldım. En sonunda içerden bir sey geldi.

"Kapı açık." Aslında girmek istemiyordum ama gireyim son kez.

İçeriye girdiğimde Kirishima yatakta yorganı üzerine çekmiş oturuyordu. Gözlerinin altı şişmiş, etrafında kullanılmış peçeteler vardı.

"Bakugou, bir sorun mu var?"

"Hayır, sadece bende kalan eşyalarını getirdim."

"Şuraya bir yere koy ben sonra alırım." Elimdeki kutuyu kapının yanına koydum. Tam çıkacakken merakıma yenik düştüm.

"Ne oldu? Gözlerin şişmiş."

"Hasta oldum."

"Geçmiş olsun."

"Eyvallah." Hafiften başımı sallayıp odadan çıktım. Kendi odama giderken elinde tepsiyle Denki'yi gördüm. Az kalsın tepsidekileri üzerime döküyordu.

"Özür dilerim. Seni görmedim." Onu görmezden gelip gidecektim ama arkamdan seslendi.

"Bakugou, biraz konuşabilir miyiz?"

"Ne konuşacağız?"

"Lütfen."

"İyi."

"Akşam yurdun bahçesinde, olur mu?"

"Tamam."

"Teşekür ederim." Sonra o elindeki tepsiyle Kirishima'nın odasına girdi bende kendi odama.

Odama girdiğimde Deku yatağıma uzanmış şarkı mırıldanıyordu. Aslında bu hali tatlıydı. Beni fark edince doğruldu.

"Kacchan."  Bir şey demeden yanına oturdum. Bir süre ikimizde sustuk. Yorulmuştum. Konuşmaya bile mecalim yoktu. Başımı onun dizlerine koydum. Beklemediğinde irkildi sonra ellerini saçlarımın üzerine koydu. Yavaşça okşamaya başladı.

"Deku?"

"Hmm?"

"Ben sevilmeyecek bir adam mıyım?"

"Hayır, değilsin."

"O zaman neden en sevdiğim, güvendiğim insanlar tarafından ihanete uğruyorum?"

"İhanetin sevgiyle bir alakası yoktur. Çok sevensende ihanet edersin, nefret bile etsen sadık kalırsın. Tamamen karakter meselesi."

"Sende ihanet etmezsin değil mi?"

"Etmem."

"Galiba şu an senden başka kimsem kalmadı." Bir anda aklıma bir fikir geldi. "Aklıma bir şey geldi."

"Ne geldi?"

"Eğer birimiz diğerimize ihanet ederse kafasına sıkalım."

"Bu biraz psikopatça. Kafasına tava atsak?"

"Olur."

"O zaman kim ihanet ederse kafasına tava yiyecek."

Akşam olduğunda yurdun bahçesine çıktım. Aslında onunla konuşmak istemiyordum. Ama bu aralar istemediğim şeyleri yapar olmuştum. Hadi hayırlısı.

Bahçeye geldiğimde beni bekliyordu.

"Bakugou, bir an gelmeyeceksin zannettim."

"Gelmeyecektim zaten. Neyse, ne söyleyeceksen söyle."

"Şey.. ben.. ben özür dilerim senden. Arkadaşlığımıza sadık kalamadım."

"Peki, başka söyleyeceğin?" Sesimi son derece soğuk tutmaya çalışıyordum.

"Cidden çok üzgünüm. Nolur beni affet."

"Hayır."

"Ne? Senden özür diledim."

"Evet, bende affetmedim."

"Pekala, affetme. Ama bana da kızma zira burda suçsuz olan benim."

"Suçsuz mu? Suçsuz mu? Sen benim Kirishima'yı ne kadar sevdiğimi bildiğin halde onunla sevgili oldun! Bizim sevgili olduğumuzu bile bile yaptın bunu! Senin ihanetin Kirishima'nın ihanetinden daha ağırdı."

Titreyen sesiyle konuşmaya başladı.

"Sana ihanet etmek istemezdim ama bende sevdim! Hemden senden daha önce. Okulun başından beri, onu gördüğüm ilk andan beri! Onun beni seveceği umuduyla yaşadım hep. Canımı acıtsa bile onun arkadaşı oldum. Sonra ne mi oldu? Sen gelip onu benden aldın. Uzaklara götürdün. Eskiden sabahlara kadar konuşurduk şimdiyse sadece selam verir olduk. Ben Kirishima'yı gerçekten çok sevdim ama sizin mutluluğunuzu görünce bir şey yapamadım. Tüm duygularımı içime attım. Ama daha fazla dayanamadım. En azından ona karşı hislerimi bilsin istedim. Sonra hislerime karşılık verince anın büyüsüne kapıldım. Sana ihanet ettiğinin farkına vardım ama çok geçti. Aşkım büyüsü o kadar sarmıştı ki beni hiçbir şeyin farkında değildim. Ama artık vazgeçemezdim. Dönüşü yoktu bunun."

"Onu sevdiğini bilmiyordum."

"Hiç söylemedim ki. Nerden bileceksin?" Bir an sadece birbirimize bakıp durduk. "Bazen keşke hiç böyle olmasaydı diyorum. Sen Midoriyayla ben Kirishimayla mutlu olabilseydik."

"Senle Kirishima'yı anladım da benle Deku ne alaka?"

"Sakın bana ondan hoşlanmadığını söyleme."

"Deku'yla sadece arkadaş olduğumuzun farkındasın değil mi?"

"Yav he he. Benimde adım pikachu zaten."

"Denki, ne saçmalıyorsun?"

"İnkar edemezsin. Ona olan bakışlarını gördüm. Sen ondan çok fena hoşlanıyorsun. Hatta sen ona aşıksın."

"Değilim."

"Öylesin."

"Değilim."

"Öylesin."

"Değilim dedim."

"Öylesin dedim."

"Uğraşamayacağım seninle. Gidiyorum ben."

"Dur bekle."

"Ne oldu?"

"Aramız iyi mi? Arkadaş mıyız hâlâ?" Tanrım, bunu o kadar masum söylemişti ki evet mi desem hayır mı desem bilemedim.

"Kim bilir?" 

***

Ehe. Bu ikisinin küs kalmasını istemiyorum.

(Hasta hasta bölüm yazıyorum. Değerimi bilin.)

Anlayamadın (Bkdk)Where stories live. Discover now