23. BÖLÜM "GİDİŞLER VE KALIŞLAR"

24.8K 1.3K 1.5K
                                    

Merhalaarrr nasılsınız?

Yazdığım en uzun bölümlerden biri oldu. Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur.

Kısa zaman önce ayırabilecek bir zamanım olmadığı için instagram hesabımı kapatmıştım. Fakat sizinle iletişim kurmadan, bölüm atmak, alıntı atmak zor oluyor. Ve şu sıra biraz yoğunluğum azaldı açıkçası. Bu yüzden yeni bir hesap açtım. Tamamen aniden verdiğim bir karar cismxlwöxldö Benim olmadığım zamanlar bir arkadaşım yönetecek. Fazla aktif kullanılan bir hesap olamayacaktır, ama genel olarak hesapta ben olacağım. Boş bulduğum vakitlerde gireceğim. @/Mystoryswia sizi bölüm sonunda konuşmak için orada bekliyor olacağım.

Bu ay ruhsal olarak pek iyi değildim. Buraya özel hayatımı yansıtmıyorum, ne siz, ne de ben sizi biliyorum. Sizi bu bölüm için oldukça beklettim. Kızanlarınız, elbetteki olmuştur. Ama yine de teşekkür ederim eğer yine buradaysanız.

Sınır: 600 vote 800 yorum

Satır aralarında buluşalımm

Zaman izimizi, ikimizi silerKiminin acısı kalır, anıları gider

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zaman izimizi, ikimizi siler
Kiminin acısı kalır, anıları gider

Bu bölüm de buradaysanız, bir emoji bırakır mısınız bana?💗

23.BÖLÜM "GİDİŞLER VE KALIŞLAR"

Ağaç yapraklarının birbirine çarpış sesi, bağırtıları duymasını engelliyordu. Bir hıçkırık sesi, onun kulaklarına halatlar bağlıyordu. O sesi duydukça o halatların boynuna dolanıp kendini öldürmesi için yalvarıyordu. Omuzları deli gibi sallandı.

Gözlerinden yere düşen yaşlar, bir engel gibi her seferinde onu duraksatıyordu.

Tümsekler dolu yolda, ayağının bir tümseğe denk gelmesi çok olağandı. Ya annesi bunlardan birine takılmışsa?

Aynı sesi, tekrar duydu. Hayatında, en nefret ettiği ses, onun en korktuğu sesti, bu önü ardı kesilmeyen hıçkırıklar. Özür diledi, bağırarak deli gibi haykırdı. Etrafında sadece ağaçlar vardı. Kuş sesleri, belki de herkesin huzur bulacağı seslerken onun duyduğu ağlama sesi, korkunçtu. Biri deli gibi ağlıyordu. Yerdeki topraklara düşen göz yaşları ormanda her santimi çamura çevirmişti. Bu ormana sanki saatlerce yağmur yağmış gibiydi. Bu orman, küçük çocuğu korkutan bir canavar tarafından lanetlenmişti. Bu ormanın girişinde ölüm tabelaları vardı.

Küçük bir çocuğu en çok korkutan ne olabilirdi?

Onu en çok ne yalnız hissettirdi?

Küçük bir çocuk neden özür dilerdi?

"Anne." Dedi, sağına soluna bakarak. Ağaçların arasında hızla koşarken hıçkırıkların bulunduğu bölgeyi bulmaya çalışıyordu. Ama kendi hıçkırıkları, tüm sesleri bastırıyordu. "Anne seni bulamıyorum!" Küçük göğsü hızlı koşmaktan, hızla inip kalkıyordu. Onun ne küçük yüreği ne de küçük bedeni bunu kaldırabilirdi.

LÂL VE KEHRİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin