Merhaba nasılsınız?🤍
Bölümü, okurken yorum ve oy kullanmayı unutmayın, rica ediyorum.
Keyifli okumalar!
Bana ulaşmak için;
İnstagram: MystoryswiaBana bir emoji bırakır mısınız?⏳
9. BÖLÜM "KALPTEN SÖZLERE"
Ay ve yıldızların gökyüzüne uyumu, bir ressam tarafından özenle çizilmiş, o kişinin kalbinin yansıyan görüntülerini gösteriyordu, sanki. Koskoca sonu yokmuş gibi görünen o karanlık gökyüzü, bu gece ikimizi de kucaklamış, onun altına sığınmamıza göz yummuştu. Bizim o gökyüzünün altında kapattığımız gözlerimiz, bir kefen gibi üzerine örtülen göz kapaklarının altında soluklanıyor, yeniden birbirimizi görebilmemiz için can atıyordu.
Bedenimde hafifçe bir uyuşukluk hissederken, derince bir uykunun kolları tarafından serbest bırakılmış gibi hissettim. Ama birbirine yapışan göz kapaklarımı aralayamadım. Kollarıma çarpan o güneşle, günün doğduğunu hissetmek mümkündü.
Gün doğdu, fakat o gecenin gebe kaldığı gerçekler bizim peşimizi asla bırakmayacaktı.
Bikeç dün gece benim avuçlarıma bıraktığı çocukluğuyla, ben bu sabah kabuslara değil, doğan bir güneşe uyanmıştım. Onun eksik çocukluğu yaşadıklarından değil, yaşayamadıklarındandı. Ve ben onun ellerini tuttuğumda, o çocuğun bana bakışını hiç unutmayacaktım.
Bedenime çarpan güneşe inat, yüzümde hissettiğim o gölgeyi bir süre uykulu haldeyken anlamam uzun sürdü. Üstümdeki o günlerin uykusuzluğunu atamazken, gözlerimi açamadım. Kumların üzerindeki elimin üzerince ince bir dokunuş geziniyordu. Ve bu dokunuşun sahibini biliyordum. Sadece elimin üzerine belli belirsiz dokunan bu parmaklar, sınırını bileğime kadar belirlemişti. Sadece elimin üzerini okşuyor, kendine çizdiği sınırı yukarıya çıkarmıyordu. O senin uykunda bile, senden izin almadan, sana temas etmekten kaçınıyor. Sınırını belirliyor, ötesine gitmiyor.
Sadece... sadece burunlarımızın uçları ve ellerimiz birbirine temas ediyordu. Yüzüme sıcak nefesi bile çok uzun aralıklarla çarparken, uykumun bölünmesinden korktuğu belliydi.
Avucumu okşayan parmakların hissiyatı bir anda yok olduğunda, itiraz etmemek için çok zor tuttum kendimi. Aradan geçen birkaç saniyenin ardından sabredemeyerek gözlerimi araladığımda, gördüğüm ilk şey Bikeç'in yukarıda, yüzümün hizasında, gözlerimi güneşten koruyan eli oldu. Benim uyandığımı fark ettiğimde, hızla o yukarıdaki elini indirdi ve gözlerime kirpiklerini defalarca birbirine karıştırarak baktı. Ne yani? Sırf güneşten uyanmayayım diye, ne kadardır o eli güneşten beni korumak ister gibi gözlerimin üzerindeydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL VE KEHRİBAR
Teen FictionMazi, her mutlu oldukları anda ruhlarının peşinde olan bir katil gibi onlarla olucaktı. Her şeye rağmen birlikte olabilirler miydi? Kapıdan çıktığımda, gerçekler yüzüme sert bir tokat olarak indi. Geçmiş ve gelecek arasında, ince bir çizgide yolculu...