Gerçeklerin yalanları arasında ilerleyebilir misin?
Asıl yalan sensen ilerlersin.
Bir hayata binlerce kaçış sığdırdıktan sonra kocaman çukura düşersen bocalarsın.
Ne olduğunu bilmediğim kaosun tam içine düştüğümde içimde bir mum, elimde bir ölüm va...
yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.
keyifli okumalar (:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
cem karaca- bu son olsun
dedublüman- geçmesin günümüz
haluk levent- içimde ölen biri
melike şahin- beni yalnız koma
sezen aksu- deli divane
sezen aksu- kaybolan yıllar
Her şeyi düzeltebilirim.
Bir kuyuya düştüğünde sana uzattıkları ipe uzanamadığın için kuyunun derin olduğunu düşünürsün. Çıkamayacağım, öleceğim diye sızlanarak umudunu kendi kendine bitirirsin.
O ipin kurtuluşun olduğunu bilirsin fakat ona uzanamayacak kadar güçsüz olduğunu kabul etmen çok yakındır. Umutsuzluğa düşersin.
Beceriksiz ve kadersiz olduğunu düşünmeye başlarsın.
Oysaki sadece ip kısadır.
Bu yüzdendir ki ya o ipe uzanmak için kuyunun içinde uğraşır, ipe tutunacak yol bulursun ya da sana uzanan ipi boş verip kendin çıkarsın.
Ben o ipe uzanacağım yeri çoktan geçmiştim.
Ben kendi yollarımla o kuyudan kurtulmaya çalışmıştım. Gerektiğinde günlerce o kuyunun içinde çıkış yolumu düşünerek, gerektiğinde düşüp yaralanarak.
Yine bir kuyunun içindeyim.
Erkek kardeşim, canım, ailemin yedisinden biri, dünyanın hangi ucundaydı bilmiyordum. Yaşıyor muydu, can mı çekişiyordu bilmiyordum.
Tanrı şahit, izlediğim video ile üzerimi giyinme hızım, yaşadığım öfke kırıklığından daha hızlı gerçekleşmişti.
Pars sesini çıkarmadan benden de hızlı giyinmiş, elimden tuttuğu gibi aşağı indirmiş, arabaya bindirmişti. O benim konuşmayan dilimi anlayan tek kulalktı. Bir şey dememe gerek kalmamıştı.
Aylar da geçse, yıllar da geçse Pars Kozan bu dünyada beni konuşmadan anlayan, tamamıyla anlayan tek insan olacaktı.
Günlerce beni anlamamış, kapısından kovmuş, kapımdan kovulmuştu. Ama diyorum ya, o aslında görüyordu fakat terk edilmeden önce, aylarca, ona gerçeği öyle keskin harflerle anlatmıştım ki, beni görse de anlayamamıştı.
