13. SAHİPSİZ KALPLER MEZARLIĞI

12.2K 1K 1.1K
                                    

14.05.21




🕯


yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.

keyifli okumalar (:





kendimden hallice- zaman durmaz

fırat ağacık- yaralı ruhlar bahçesi

kaldık böyle- işgal

Hafızamın, küçük rahatsız edici ayak izlerini zihnimin her bir nefesinde hissederken direnemedim.

Kaç yaşımda olduğumu bilmediğim bir gündü. Benim zaten beş yahut altı yaşımdan sonrası zihnimdeydi. O zamanlarda da yaşım yedi diye tahmin ediyordum ama tam kestiremiyordum. Sevgisizliği kabul ettiğim yıllarda altmış yaşına bile basmış olabilirdim ama anıların acısı çok net göğsümdeydi.

Anne ve baba işteyken beni evde tek bırakırlardı fakat bir gün baba eve erken gelmişti. Normal zamanda işten çıktığı saatten bile geç gelen adam o gün erken gelmişti. Kapıdan girişini duyduğum gibi gözyaşlarımı yazdığım kara kaplı defteri saklayıp koşa koşa kapıya gitmiştim. O defteri benden başka kimse bilmiyordu, zaten o iğrenç olaydan sonra yazdığım her sayfayı yakıyordum. O an odaklandığım yek şey babanın geldiğiydi.

Baba gelmişti. Çizgi filmlerde ve annenin izlediği dizilerde gördüğüm kadarıyla baba eve gelince coşkuyla karşılanırdı.

Geldiği gibi babaya, 'Hoş geldin babacığım. Seni çok özledim.' demiştim. Babanın yüz ifadesinde bir değişiklik bile olmamıştı. Beni görmemişti. Sanki ben yoktum, sanki ben onların yaptıkları çocukları değil de hayalettim. Dümdüz bir suratla geçiş gitmişti yanımdan. Yüzüme bile bakmazdı, benden iğreniyordu işte.

Daha sonra içeri gidip televizyonun karşısına oturmuştu. Televizyondan bir maç açarken bile ben, 'Günün nasıl geçti babacığım? Biraz üzgün gibisin.' diye sorduğumda da o kahverengisinden ölesiye nefret ettiğim göz bebekleri bana dokunmamıştı.

Babaydı, babalar çocuklarına bakmaz mıydı?

Okulda duyduğuma göre babalar için kız çocukları ayrı bir değerli olurdu. Ben hem kız hem de evin tek çocuğuydum. Neden onlar için bir şey olamamıştım? Neden baba için bir şey ifade etmiyordum?

Baba maçını izlerken ya düşüncelere dalmıştım ya da öylesine değişik bir şeye gözüm takılmıştı bilmiyorum ama bir süre sonra, 'Nasılsın?' sorusunu duymuştu kulaklarım. Babanın sesiydi. Hevesim içimde öyle yükselmiş, öyle yakmıştı ki göğsümü, bana diyor sanıp göğsümdeki havai fişekle babaya bakmıştım. Hatırlıyorum, gözlerim sevgiden ve umursanmanın getirdiği mutluluktan dolmuştu.

Kafamı kaldırdığımda o dolan gözlerimin sebebi tamamen değişmiş, göz yaşlarım matemle yanaklarıma düşmüştü.

Baba benim nasıl olduğumu önemsemiyordu. Baba bir telefona karşı birisinin nasıl olduğunu merak ediyordu ama benim nasıl olduğum umurunda değildi.

Hatırlıyorum, gözyaşlarım bir denizi kıskandıracak kadar göz çukurlarımı doldururken sessizce kalkıp odama gitmiştim. O gün bir futbol maçı olmadığıma, bir telefona karşı nasıl olduğunu sorduğu o insan olmadığıma ağlamıştım. Benim ağladığım zamanlarım o zamandı zaten. Ona da ağlardım, her şeye ağlardım.

SEDNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin