32. SONU YAZAN CESETLER

14K 825 1.4K
                                    

01.09.21




🕯


yıldıza basarak oyunu vermeyi, satıra aralarına da düşüncelerini bol bol yorum atarak belirtmeyi unutma.

keyifli okumalar (:


bağzıları- güzelliğin falan hikaye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




bağzıları- güzelliğin falan hikaye

yiğit seferoğlu- umurumda bile değil

beycan dağcı- sen, ben ve yanlış işler

kahraman deniz- sevsem


Zihin koskocaman bir okyanustur. Boğulmak da yüzeyde kalmak da senin elindedir.

Kullanmasını bilirsen, yüzeyde sallanır, önünü görürsün. Fakat duyguların işin içine girerse zihnin boğulmaya başlayıp seni nefessizliğin doğurduğu sessizliğe iter.

Zihnimin sessizliğini dinlemek, imkansızdı. Bir zamanlar. O hiç susmazdı benim yaşadığım defterde. Asla susmaz, yedi yirmi dört rahatsız ederdi beni. Dolu bir zihinle yaşamanın ağırlığını fark ettiğim yaşlarım çok geç değildi, on birin ortalarındaydım ve zihnimin beni intihara sürüklediğini fark ederek intihar düşüncesinden kaçmıştım çok kez.

Altı mezar dikmiştim, düşüncelerin beni bir ölüme sürüklediği toprağıma.

Şimdi, bana uzak görünen o sessizliği tattıktan sonra zihnimin sesi ile yaşamaya alışkın olduğumu iyi anlıyordum. Evet, intihara kadar götürmüştü beni ve hayır, intihar korkakların değil, anlaşılmayanların işiydi. Korkmamıştım. Ölmekten de yaşamaktan da hiç korkmamıştım; beni anlaşılmamak ve görülmemek itmişti ölümün kucağına.

Sonra durmuştum ve düşünmüştüm, 'Bu hayata ne günahım vardı da düştüm?'

Hiçbir günahım yoktu. Çocuktum, yaşamıştım. Genç olmuştum, yaşamıştım. Altmış yaşına basan ruhumla, yaşamıştım. Bana bunları yaşatmışlardı. Belki suçum vardı, evet. Yanlış bir hayatta olmaktı ama bu hayatı da bana veren yaratıcıydı.

Ben bundan nasıl kaçardım?

Böyle yaratılmıştım. Tohumum, özüm ve toprağım buydu. Benim yolum belliydi.

Ben buydum. Zihni dolu, kurnaz, gözü açık, dikkatli ve hesaplı kadın.

Elis'tim,cuma günü okulda Pazartesi günü okula giderken giyeceğim kapüşonlumu yıkamak için Cumartesi gecesinin dört buçuğunu düşünürdüm çünkü anne uyumadan çamaşır yıkayamazdım. Sezen'dim, bir gün ekmek almaya gidiyordum fakat zihnimde dört gün sonra işten çıktığımda ne yemek yapacağım dönüyordu. Elzem'dim, beni dört yüz metre öteden izleyen adamın yanındaki karısına onu ne kadar çok sevdiğini fısıldadığını dinliyordum otobüs durağında.

SEDNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin