41.

914 46 19
                                    

Süleyman Çapar - Mecnun

Biraz fitili ateşleyeceğiz bu bölüm ama diğer bölüm bomba 🤭

Bol çiçekli okumalar 🌼

🌼

"Yiğit, geri mi dönsek?" Diye sordum endişeli bir sesle. Yiğit güldü ve burnumu sıkarak kaşlarını kaldırdı. "Yoksa korkuyor musunuz Papatya hanım? Gelirken tam bir gelin havasındaydınız oysa ki."

Hep birlikte Yiğit'in ananesi ve dedesinin evine gelmiştik. Anıl, Nil, Gülce, Egemen ve Burak da bizimle birlikte gelmişti. İki ya da üç gün kalıp dönecektik. Saniye hanım ve Lütfü bey yani ananesi ve dedesi Ankara'nın Güzelhisar köyünde oturuyordu. Zaten Yiğit'in Ankara'ya gelmek istemesinin bir sebebi de onlara verdiği değerden kaynaklanıyordu.

Bunun yanı sıra babamın ölümünün üzerinden bir ay geçmişti ve ilk zamanlarda hissettiğim boşluk hissi arkadaşlarım ve Yiğit sayesinde son bulmuştu.

İçimde tarif edilemez bir acı oluşmuştu lakin yine de gerçek bir babaymış gibi üzülemiyordum çünkü o bana hiçbir zaman baba olmamıştı.

Geçtiğimiz hafta da ise Yiğit tayinini Ankara'ya istemişti ve sonucu birkaç güne kadar çıkacaktı. Son günlerde İstanbul'a hiç dönmemesinin sebebi hem benim mahkemem olduğu içindi hem de şuan ilgilendiği bir başka dosya vardı ve bu nedenle Ankara'daydı.

"Çalın artık lan kapıyı, tuvalete gideceğim!" Burak'ın bağırmasıyla Yiğit sinirli bir nefes alarak kapıyı çaldı. İki katlı müstakil bir evdi.

Kapıyı, altmışlı yaşlarda başında beyaz bir eşarp olan ve üzerinde bol, çiçekli elbisesi olan oldukça tombul bir kadın açtı. Muhtemelen Saniye hanımdı. Arkasından ise yine tombul olan ve üzerine kareli gömlek ile süveter giymiş olan bir adam çıktığında onun da Lütfü bey olduğunu anlamam çok zor olmamıştı.

Kocaman tebessümle hepimizde gözlerini gezdirdiler. "Geçin çocuklar, hadi hadi." Diyerek kapıyı iyice açan Saniye hanıma gergince gülümsedim.

Hepimiz arka arkaya içeriye girdik ve ayakkabılarımızı çıkararak içeriye yürüdük.

İçeriye adım attığım anda gördüğüm yüzle kaşlarım çatıldı.

"Saniye teyze ev mis gibi yemek kokuyo- oha!" Burak konuşarak içeriye girdiğinde gördüğü görüntüyle konuşması kesilmişti ve haklı bir tepki vermişti.

Cidden oha ama.

Salonda, koltukta üzerinde mini etekli ve sarı saçlı oldukça dikkat çeken bir kadın oturuyordu. Üstelik bizi umursamadan tırnağını törpülemeye devam ediyordu.

Hepimiz içeriye girmiştik lakin kapının önünde duruyorduk. Çünkü kadının bizi takmaması ve rahatlığı bizi germişti.

"Neden durdunuz burada? İçeriye geçsenize." Yiğit'in yanımıza gelmesiyle birlikte oturan kadın elindeki törpüyü koltuğa bıraktı ve aniden gözlerini kaldırarak Yiğit'e odaklandı.

Şaşkın bir şekilde onu izlerken içimde bir şeyin fokur fokur kaynadığını hissettim.

Ayağa kalktı ve üzerindeki göğüs oluğuna kadar açık olan bluzu hafifçe düzelterek gülümsedi. "Hoşgeldin Yiğit." Dudağındaki kırmızıya yakın ruju ben buradayım diye bağırıyordu. Cilveli gülümsemesi de cabasıydı.

Hoşgeldin Yiğit? Pardon?

Sinirle güldüm ve yanımdaki Yiğit'e döndüm. Öyle bir bakış atmıştım ki bu ne ayak? Dediğimi anlamıştı. Gözlerini açıp kapatarak sakinleşmemi istedi.

"Hadi, geçin oturun." Diyen Yiğit'le birlikte sıkıntıyla oturdum. Diğerleri de oturduğunda henüz adını bile bilmediğim kadın tekrar cilveli bir şekilde gülerek Yiğit'e baktı. "Yiğitciğim gelip oturabilirsin yanıma." Dediğinde kaşlarım çatıldı ve gözlerimi Yiğit'e çevirdim.

Yiğit, tereddüt dahi etmeden yanımdaki boşluğa oturarak elini oturduğum kısmın sırtına attı. "Yok, ben sevgilimin yanında iyiyim, Selda." Sözleriyle birlikte içimin yağları erirken bunun için sevgilimin alnından öpmeyi aklımın bir kenarına not ettim.

Yüzü asılan Selda tekrar yerine oturdu. Mini eteği otururken biraz daha sıyrılınca öfkeyle nefes verdim.

Gözlerim Yiğit'e kaydığında minik bir tebessümle beni seyrettiğini gördüm.

Bu nasıl bir adamdı böyle?

Saniye hanım yavaş adımlarla içeriye geldi ve kocaman gülümsemesiyle hepimizde gözlerini gezdirdi. Boğazımı temizleyerek ayağa kalktım ve kapının önüne gelen Lütfü bey ve Saniye hanımın ellerini öptüm. Beğeniyle beni süzen Saniye hanımdan utansam da gülümsedim ve yerime geçtim.

Yüzümü Yiğit'in kulağına yaklaştırdım. "Kim bu kadın?" Diye fısıldadım. Gülmemek için dudaklarını ısırdı ve kulağıma yaklaştı. "Dedem ve Ananem tek kalmasın diye yanlarında kalıyor bebeğim. Yardımcıları gibi." Sözlerinin ardından şaşkınca baktım.

"Böyle yardımcı mı olur be?" Diye çemkirdim kısıkça. Gülümsedi ve sol gamzesi gözlerimi şenlendirdi. "Bende bilmiyorum sevgilim, oluyormuş demek ki." Kulağıma biraz daha yaklaştı ve nefesini kulağıma üflediğinde vücudumun gerildiğini hissettim. "Hem, sen ne güzel kıskanıyorsun." Diye fısıldadı farklı bir tonda.

Yutkundum.

İnkâr, inkâr, inkâr!

"Ne kıskanması? Yok öyle bir şey." Dedim ve inandırıcı olması için gülümsedim.

Başını onaylamazca salladı ve muzip bir şekilde gülümsedi. kıskanıyordum hem de deli gibi kıskanıyordum ancak bunu onun bilmesine gerek yoktu.

Gerek yoktu çünkü biliyordu.

kolunu omzuma sardı ve bedenimi göğsüne çekti. Bir miktar rahatlasam da bu kadının burada olacağı düşüncesi içimi kemiriyordu.

Mühim olan Yiğit'in o kadına bakması değildi çünkü içimde gram şüphe yoktu. O kadına göz ucuyla bile bakmayacağını biliyordum. Lakin kadının gözleri öyle iğrenç bakıyordu ki sakınmak istiyordum. Benim bakmaya bile kıyamadığım kadar çok sevdiğime böyle bakması berbat hissettiriyordu. Tüm bunların yanı sıra Yiğit'in gözleri bir saniye bile üzerimden ayrılmıyordu.

Bakışlarımı Yiğit'in gözlerine çevirdiğimde alttan alttan ona bakmaya başladım. "Keşke baş başa bir yere gitseydik." dediğinde damağımın kuruduğunu hissettim. Sözleriyle gerilmiştim ve dilimle dudağımı ıslattım. Yiğit'in bakışlarına şaşkınlık çöktü. "Papatya'm, bilerek mi yapıyorsun?"

Yanaklarım yanmaya başladığında yanından kalkmak için bir hamlede bulundum lakin kolumdan nazikçe tutarak buna engel oldu. "Daha şimdi geldik. yorgunsun, otur biraz." dedi ve tekrar göğsüne yasladı bedenimi.

bu kadar güzel olması haksızlıktı.

onu bu kadar sevmem akıl kârı değildi. ben onu, sevilmediğim kadar çok seviyordum. Bunun haddi hesabı yoktu.

Bölüm Sonu

Selam.

Aklımda bambaşka kurgular var ve hiçbirine Yol bitmeden başlamak istemiyorum ve şöyle bir şey de var, yolun bitmesini de hiç istemiyorum...

Bölüm nasıldı?

Selda?

Yiğit ve Papatya'nın sevgisi?

sizi çok seviyorum. 🌼

öpüyorum, çiçekli kalbinizden.

İnstagram: nazii.wtp

twitter: nazii_wtp

Yol | TextingWhere stories live. Discover now