34.

985 45 24
                                    

Furkan Olgaç - Bak Burdayım Deyip De Saramam

Yol 1K! 🌼
Hepinize çok teşekkür ederim.

Düşsek de benimle birlikte kalktığınız için teşekkür ederim.

Papatya'ya sahip çıktığımız için teşekkür ederim.

Sizi üzecek en ufak bir şey dahi yaptıysam affınıza sığınırım, çiçeklerim.

Sizi seviyorum.

Bol papatyalı okumalar 🌼

🌼

Salona girdiğimde herkesin oturduğunu gördüm. Anıl ve Nil ikili koltukta otururken Burak, Gülce ve Egemen üç kişilik olan koltukta oturuyordu. Diğer iki kişilik koltukta ise suratı asık olan Yiğit oturuyordu.

Çocuk gibi somurtuyordu.

Yanına oturduğumda sinirli gözleri bana döndü. Birkaç saniye gözlerime baktıktan sonra derin bir nefes alarak güldü ve omzumdan çekerek bedenimi göğsüne yasladı.

"Yengelerin gülü nasılsın?" Diyen Burak'a baktığımda bana sırıtarak bakıyordu.

Yengeydim tabii.

"İyiyim Burak sen nasılsın?" Burak tam ağzını açmış, sorumu cevaplayacaktı ki ondan önce Yiğit konuştu. "İyidir sevgilim iyidir. Sen benimle konuş," gözlerini Burak'a değdirdi ve yüzünü buruşturdu. "O pis, o kötü." Yiğit'in ciddi sözlerine kendimi tutamayıp güldüğümde diğerleri de güldü. Burak sahte bir şekilde üzülmüş gibi yaptı ve kollarını göğsünde bağladı.

Herkes birbiriyle konuşmaya başladığında bende mutfağa gitmek için ayaklanırken Yiğit sorar gibi yüzüme baktı. "Mutfağa gidiyorum." Dediğimde başını salladı ve yanağımı hafifçe okşayarak tekrar sohbete döndü.

Mutfağa girdiğimde yaptığım pastayı dilimleyerek tabaklara koyarken içeriye kızların girmesiyle bakışlarım onlara döndü.

"Aşık olmuş," dedi Gülce melodik bir şekilde. Arkasından Nil konuştu. "Aşık olmuş, canım," güldüm.

Öyleydi, aşıktım.

"Aşkımı teyit edeceğinize şuradan tabak alında götürün." İkisi de sözlerimden sonra yanaklarımdan kocaman öptüler ve ikişer tabak alarak içeriye geçtiler.

Bende son dilimleri tabağa koyup son kalan üç  tabağı da tepsiye koyarak içeriye geçtim.

İlk önce Burak'a verdim sonrasında gözlerini üzerimden çekmeyen Yiğit'e verdim ve son olarak kendiminkini alarak koltuğa oturdum.

Oturduğum anda hemen geri kalktım. "İçecekleri unuttum." Dedim pastayı masaya bırakırken. Yiğit kolumdan nazikçe tutarak tekrar koltuğa oturttu. "Ben getiririm." Dedi ve mutfağa gitti. Sırıtarak arkasından bakarken Burak'ın sesiyle ona baktım.

"Hanım köyün ağası olmuşsun kardeşim." Diye gülerek bağırdı Yiğit'in arkasından. Kendimi tutamayarak güldüğümde elinde kola bardaklarının olduğu tepsiyle içeriye giren Yiğit bana sahte bir kızgınlıkla baktı.

Çok tatlıydı.

Gülerek, eğlenerek, çoğunlukla konuşarak yaptığım pastayı yedik. Sırtım Yiğit'in göğsüne dayalı bir biçimde huzuru iliklerime kadar hissettim. Yanımda arkadaşlarım vardı, sevdiğim vardı. İlk kez bu kadar huzurlu hissediyordum.

Gerçek huzuru ilk onunla telefonda konuştuğumda hissetmiştim ve kokusunu solumak o anın bile yeterince huzurlu olmadığını kanıtladı.

Hiçbir gerçeklik, kokusunu soluduğum anlar kadar huzur verici değildi.

Akşama doğru herkes dağılırken bende gitmek için hazırlanmaya başladım.

Kapıyı kapatıp içeriye giren Yiğit merakla bana baktı. "Nereye?" Diye sordu yanıma yaklaşırken. Üzerime giydiğim montunun fermuarını çektim. "Eve gidiyorum." Diye yanıtladım. Yanıma iyice yaklaşarak montumun içinde kalan saçlarımı çıkardı. "Gitmesen olmaz mı?" Diye sordu ellerini yanağıma bırakırken.

Yutkundum. "Sevgilim, yarın kafeye gitmem gerekiyor ve hesapla ilgili birkaç işim var. Bugün gitmeliyim." Dedim gülümseyerek.

Onunla kalmayı bende isterdim.

Derin bir nefes aldı ve dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı.

"En azından ben bırakabilir miyim?" Dedi masumca. "Biraz daha fazla görürüm." Çocuk gibi konuşmasına karşın gülümsedim. Başımla onayladım ve çantamı alarak onun montunu giymesini bekledim.

Benim de arabam buradaydı lakin onu reddetmeyi hiç istememiştim. Yarın aldırırdım.

Birlikte evden çıkarak arbaaya bindik ve evime doğru gitmeye başladık.

Onu seviyordum. Onu, sevilmediğim kadar çok seviyordum.

Yiğit benim olmayan çocukluğumu bana vermişti. Bu yaşıma kadar gülmediğim kadar çok gülüyordum yanında, sevgi görmediğim kadar çok seviliyordum.

Bu, paha biçilmez bir histi.

Bölüm Sonu

Biliyorum son iki bölümdür bir miktar kısa yazıyorum ama maalesef son zamanlarda müsait olamıyorum ve sizi bölümsüz bırakmak istemediğim için kısa da olsa atmak istiyorum.

Bu bölümü ise Yol'un bugün 1K olmasının şerefine atmak istedim.

Biz 1K olduk hem de ikinci ayımıza girmeden. ;)

Sizi seviyorum.

Bölüm nasıldı?

Papatya ve Yiğit'i birlikte okumayı sevdiniz mi?

Ben yazmayı çok sevdim.

Sizi çok, çok sevdiğimi söylemiş miydim?

Çokça, öpüyorum.

1K papatyası 🌼

Instagram: nazii.wtp

Yol | TextingWhere stories live. Discover now