31.

1.1K 52 40
                                    

Ömer Başçı - Ah Be Kadın

Okuma tarihinizi alabilir miyim buraya?

Bomba gibi bir bölüm bıraktım.

Güzel okumalar :)

🌼

Ben hayata bir adım geride başlamıştım. Zaten erken doğan ben, erken bir yaşta da annemi kaybetmiştim. Annesizliğin hüznünü kavrayamayacak kadar küçük olmama rağmen babamdan gördüğüm şiddet beni büyütürken diğer insanlardan gerideydim.

Sevmek yahut sevilmek benim henüz tam olarak bilmediğim kavramlardı. Gülce, Nil ve Egemen ile tanışmadan önce sevgiyi, babamın okşamak yerine tokat attığı yanağımda ki eli olduğunu sanıyordum.

Babamdan uzak yaşadığım her bir gün huzurun tanımıydı benim nezdimde.

Birkaç ay önce hayatıma giren bir adam ise bana, arkadaşlarımda olduğu gibi kardeşlikten farklı bir sevgi öğrettiğinde kalbim hiç bilmediği bir yola girmişti.

Kalbim; saftı, bilgisiz ve tecrübesizdi.

Kucağında olduğum adam bana tüm geçmişimi sarmak ister gibi bakıyordu. Sanki hiç yaşamamışım da şimdi yaşıyormuş gibiydim.

Dudaklarıma değen dudakları beni hiç yaşamadığım duyguların tam ortasına bıraktı.

Yan bir şekilde kucağına oturduğum Yiğit, bir elini belime sararken bir eliyle boynumu kavramıştı. Dudaklarımız kavuşmuştu lakin ikimizde bir tepki veremiyorduk. İkimizde hareketsizce bekliyorduk.

Göğsünde olan elimin birini kıpırdattım ve onun duyduğuna emin olduğum kalp atışlarımın yavaşlamasını dileyerek dudaklarımı araladım.

Benim aralanan dudağımla birlikte sırtımdaki eli sıkılaştı ve alt dudağımı kavradı.

Kalbim göğüs kafesimden çıkmak için çabalıyor gibi çırpınıyordu. Daha önce kimsenin dudağına değmeyen dudaklarım bu durumu garipsiyor ancak hemen uyum sağlıyordu.

Alt dudağıma dişlerini geçirmesiyle hafifçe inledim ve bunu duyan Yiğit, dudaklarımı daha çok öptü.

Öptü, tüm yaralarımı sarmak ister gibi öptü.

Dilini dudaklarımın sınırlarında hissetmem tüm vücudumun kasılmasına sebep olurken üst dudağını emdim. Bir elimi ensesine kaydırdım ve parmaklarım yumuşak saçlarının arasına karıştı.

Dilini damağıma sürttü ve dilimi kavrayıp hafifçe emdi. Dizlerim titriyordu ve kucağında bayılacak gibiydim.

Dudaklarımda gezinen dudakların sahibi öyle rastgele birisi değildi. Dokuz ayını bensiz bana harcamış, beni babamdan kurtarmak için çabalamış, hiç kimsenin sevmediği kadar çok sevmiş bir adamdı.

O, Yiğit Karayel'di.

Dudaklarımız yavaşça ayrıldı ve alınlarımızı birleştirdi. Yakıcı ve hızlı solukları yüzüme çarpıyor, nefesimi daha çok kesiyordu. Yanaklarım yanıyordu ve gözlerimi açamıyordum.

"Aç gözlerini Papatya'm," diye fısıldadı boğuk bir ses ile.

Sırtımdaki elini vücuduma sürterek çıplak bacağıma indirdi ve hafifçe okşadı. Gözlerim açılırken gördüğüm simsiyah gözler, nefesimin boğazımda tıkanmasına sebep olmuştu.

Yan olan vücudumu hızlı bir hamleyle hafifçe havalandırdı ve yüz yüze gelecek şekilde oturttu.

"Akıl alır gibi değil," diye fısıldadı ve ardından tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Bu sefer acemice değilde tıpkı onun yaptığı gibi karşılık vermeye başladım.

Yol | TextingWhere stories live. Discover now