30.

1.2K 53 94
                                    

Ahmet Kaya - Hani Benim Gençliğim

Nilüfer - Ağla Kalbim

En sevdiğim ve bolca ağladığım bir bölümdü.

Satır aralarında yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

Biraz geç geldi ama beklediğimize değen bir bölüm bekliyor sizi ;)

🌼

yirmi bir yaşındaydım ve bu yaşıma kadar hayatım babamın hakaretleri ve şiddetiyle geçmişti. Canım yanmıştı ancak yine de hiçbir zaman sesimi çıkarmamıştım. Babam diyordum, ne yapsa haklıdır diyordum tıpkı etrafımdakiler gibi. Lakin en son bana öyle bir şiddet uygulamıştı ki ne ben artık susabilirdim ne de vücudum bu acıya katlanabilirdi.

On sekiz yaşına girdiğim günün ertesinde gidip şikayet etmiştim.

Pişman değildim, ben onu şikayet etmeseydim o beni öldürecekti.

On sekiz yaşıma kadar hiç doğum günüm kutlanmamıştı mesela. Hiç doğum günü pastam olmamıştı. hiç hediye hayali kurmamıştım. İlk doğum günü hediyemi on sekiz yaşıma girdiğimde almıştım.

O adamın içeriye alınması ilk ve en güzel hediyemdi.

Sonrakilerde ise genelde Gülce ve Nil oluyordu. O yoktu ya, mutlu olurdum zaten.

Sonra bir adam tanıdım. O adam bana tüm yaşlarımın en güzelini yaşatmaya geldi. Kimseye yanmayan kalbim bir ona yandı. Kim olduğunu dahi bilmediğim bir adam çıkageldi.

Yaşamaktan korktuğum her şeyi onunla yalnızca iki ayda yaşadım. Güldüm, mutlu oldum, yaşadım, anlattım, inandım, güvendim, kırıldım. Ben bir adamla bütün her şeyi yaşadım.

Üzerime giydiğim krem rengindeki takım elbisenin yakasını düzelttim. İçine giydiğim beyaz cropu bir miktar aşağıya çektim. Bugün mahkeme vardı. Bana kalsa eşofmanla giderdim ancak resmi giyinmenin daha iyi olduğunu söylemişlerdi.

Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştım ancak pek mümkün gibi görünmüyordu. Korkuyordum. Onun çıkmasından deli gibi korkuyordum.

Yiğit güzel olduğunu düşündüğüm bir savunma hazırlamıştı ve Yiğit gerçekten iddialı bir avukattı. Diğer mahkemelerde de gerçekten başarılıydı ancak yalnızca mahkeme ertelenmişti.

Aylardır beklediğim o gün gelmişti ama ben mahkemeye gitmek yerine pijamalarımı giyip yatağımda ağlamak istiyordum. Kendimi halsiz ve bitkin hissediyordum. Bunca gündür hazırlandığım bugün için kendimi güçsüz hissediyordum. Oysa ki benim gücüm olmasaydı çoktan pes etmiş olurdum.

Evden çıktığımda zaman kaybetmeden arabama bindim ve adliyeye sürmeye başladım.

Birçok kez gelmiştim adliyeye. Keza mahkemeye de katılmıştım ancak bu kez farklıydı. Bu kez, her şey daha farklıydı.

O adamı en son kafeye geldiğinde görmüştüm. Zaten ondan sonra da tutuklanmıştı ve mahkemeye kadar tutuklu kalmıştı. Şimdi ise her şeyin başlangıcı olacaktı.

İçimi huzursuz eden bir his vardı ve bu geçmek bilmiyordu.

Dün gece Yiğit yanıma gelmişti ve ben daha önce ağlamadığım kadar çok ağlamıştım. Birinin yanında ağlamayı sevmezdim. Her ne kadar ağlamak güçsüzlük olmasa da insanlar öyle sanıyordu ve beni öyle görmelerini istemiyordum. Bu nedenle kolay kolay kimsenin yanında ağlamazdım. Ancak Yiğit'in şefkati öyle huzurlu gelmişti ki içimde sakladığım tüm acım ortaya çıkmıştı.

Yol | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin