37.

882 42 27
                                    

Sezen Aksu - İki Gözüm

İki gözüm seneler geçiyor. 🌼

🌼

Sevgili günlük;

Ben öldüm.

Ben bugün omuzlarıma yüklenen yükü ilk kez kaldıramadım. Yıllarca mazi peşimi bırakmadı. Yıllarca, şiddet uygulanan bbedenim bana çocukluğumu hatırlattı. Yara almış zihnim, acılarımı diri tuttu.

Sevgili günlük,

En çok kalbim acıdı. Çok acıdı.

Küçücük bir çocuğun bin parçaya ayrılmış kalbi büyüdüğümde boğazıma batmaya başladı.

Ben, ölümün ne anlama geldiğini bile bilmediğim yaşlarımda ölümü diledim.

En ağırı buydu.

Benim sığınağım yoktu. Elimi tutan kimse yoktu.

Anlamadılar.

Zaten, anlamalarını beklemedim.

Günlük,

Ben bugün yine öldüm.

Bir gün bedenimi de gömmeyi unutmayın lütfen.

O kadar yara almıştım ki hangisinin daha fazla canımı yaktığını anlayamıyordum. Zihnime balyoz darbesi bırakan acılar sürekli kendini hatırlatıyordu.

Unutsam olmaz mıydı?

Çocukluğumu, vücudumdaki morlukları, çekilen saçlarımı, sevilmediğim her günü, en çok da beş gün önceki geceyi unutsam olmaz mıydı?

Anne, diye fısıldadım kendi kendime. Ne olur yaşamama izin versinler. Ne olur, her gece öldürmesinler.

Duymadı beni.

Bir kez de içimdeki çocuğa seslendim.

Pes etme, dedim elimle içimdeki çocuğun gözyaşlarını silerek. Onlar hiçbir zaman pes etmeyecek.

Annesiz yanımı anlayan bendim, çocuk yanımı anlayan bendim ama bu yaşımı, yirmi birimi anlayan ben değildim.

İlk kez beni benden başkası düşünüyordu.

Yiğit.

Öyle farklı ve güzel seviyordu ki hiç sevilmeyen ben, sevgisi karşısında ağlamak istiyordum.

Hislerim o kadar bana yabancıydı ki sanki hiçbir şey hissetmiyor gibiydim. O kadar yorulmuştum ki nefes aldığımda, kaburgalarım ciğerime batıyordu.

Babam hayatımı mahvetmişti. Bana hayat bile bırakmamıştı lakin neydi bu yüreğimin ortasına oturan hüzün?

Üzülmemem gerekiyordu ama kahrolası vicdanım sürekli bana o adamın babam olduğunu hatırlatıyordu. Düşünmek istemiyordum, bir şekilde unutmak istiyordum lakin geçmiyordu.

Geçmeyecekti.

Çocukluğumu almıştı benden, bugünümü de mahvediyordu. Varlığı da, yokluğu da beni diri diri toprağa gömüyordu.

Beni öldürmek isteyen adamı kim öldürmüştü?

Öldüren adam her kimse beni yaşattığını biliyor muydu?

Beni hem yaşatıp hem de onun öldüğü gerçeğiyle boğazıma bir idam ipi geçirmişti. Bu nasıl bir çıkmazdı?

On dört yaşımdayken hayatım kahrolsun istemişti zaten, bugün beni böyle hüzne boğması çok değildi.

Yol | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin