13

219 19 0
                                    

Bulut uyuyordu. Ondan hoşlanmaya ne zaman başladığını düşündü Berk, bulamadı. Kumral saçlarına sabah ışıkları düşmeye başlamıştı. Bugün birlikte yaşamaya başlayalı beş gün olmuştu.

Sanki farklı bir evrende aynı evde kalmaya başlamış iki sevgili gibiydiler.

Tek farkı bu evrende akşam gelen bir anne babası vardı, onun dışında her şey gerçekten hayal ettiği gibi gidiyordu Berk'in. Bulut asla yanından ayrılmıyordu. İlk başta Bulut onu gerçekten rahatsız ediyor ve Berk onu bakıcısı olarak düşünmekten kendini alamıyordu, ama sonra ona alışmıştı. Önyargısız bir şekilde genç adamın hareketlerini gözlemlediğinde Bulut'un ona eşlik ettiğini anlamıştı. Ders çalışacağı zaman genç adam sessizce odadan çıkıyordu, uykusu geldiğinde bir anda elinde iki kahve beliriyordu ve bazen de ikisi de hiç konuşmadan kitap okuyorlardı. Bulut'u hiç bu kadar sakin, monoton bir hayat biçimiyle görmeyen Berk ise sanki bambaşka bir Bulut işe tanışmıştı. İlk kez onun abisiyle yaşıt olduğunun farkına varıyordu.

Kendisine menemen yapan hafif kaslı bedenin sırtını izlerken o sırta dokunmayı hayal ettiği sırada kendisine seslenen ela gözlerle gerçekliğe dönmüştü.

"Pul biber ister misin?"
"Hayır."
"Peki, ne düşünüyordun ağzının suyu aka aka?"

Yakalanmanın verdiği utançla yanakları kızaran Berk en uygun cevabın "canım sucuklu yumurta çekti." olduğunu düşünmüştü ama ardından gelen itirazı beklese bu cevabı vermeyeceği kesindi.

"Ne? Biraz önce menemen çektiğini söylemiştin! Og Berk ya oyuncak ev robotu muyum ben?" Diye söylenmeye başlayan çocukla Berk oturduğu yerfem kalkmış buzdolabını açmışken yanıt vermişti.

"Tamam bende sana sucuklu yumurta yapacağım, oldu mu?" Yanıtı alan Bulut ise anında susmuş, başını hevesle sallamıştı. Berk mutfağa çok zor girerdi ama girdi mi adeta sihirle yapmış gibi güzel yemekler çıkartırdı ortaya, bazen Bulut hiç çalışmaması ve direk gastronomi okumasını söylerdi.

"Ellerine sağlık." diyen ikili, günlerdir süren aralarındaki sessizlik anlaşmasına geri döndüler, gerçekten de büyük bir sessizlik içinde kahvaltı ettiler. Berk, Bulut'un bu halinden rahatsız olmaya başlamıştı, sanki genç adam sessizliği ile tepkisini ortaya koyuyor gibiydi.

En sonunda "bir sorun mu var?" diye sorarak patladı Berk, Bulut'a. Kumral saçlı genç adam salonda kitabına gömülmüştü ve Berk'in sorusuyla yaptığı tek şey bakışlarını kendisine yöneltmesi olması Berk'i çıldırtmıştı adeta.

"Sen.. beni takmıyor musun?" dedi Berk sinirle.

"Sen beni hiç taktın mı Berk?"

Bulut'un ciddi ses tonu, bu konuşmaya hazır olduğunu hatta beklediğini gösteriyordu.Bulut'un beklemediği tavrıyla şaşıran Berk yine de siniri koruduğu için "elbette!" demişti.

"Gerçekten mi?

Herkese ama herkese yalan söyleyebileceğini düşünürdüm... ama ben dışında herkese."

Bulut kırılmıştı. Mehmet Bulut Tunalı, Tunalıların bir numaralı varisi, multi-milyoner bir aileye sahip, hayatı boyunca en az dört rakamlı sayılar barındıran kıyafetler giyen, asla bir sıkıntı çekmemiş genç adam deli gibi kırılmıştı hatta. Hayatına çok kişiye almazdı, çoğu insanın onunla para ve güç için birlikte olduğunu bilirdi.

Ama Derya veya Berk öyle değildi. Kayahan ailesi öyle değildi.

Aslında Berk'in neden böyle davrandığını Bulut anlayabiliyordu, çünkü gerçekten de Berk'in düşündüğü gibi başlarda Derya ondan rica ettiği için normalde çok samimi olmadığı bu çocukla daha yakından ilgilenmeye başlamıştı.

"Sanırım ben yanılmışım."

gece [boyxboy]Where stories live. Discover now