gece [boyxboy]

11

"Napıyorsun?" dedi Bulut'a Berk kumral saçlı genç adam elinde telefonu yaklaşık yirmi dakikadır balkonda birisiyle konuşuyordu. 

"Sonra konuşuruz." deyip kapattıktan sonra genç çocuğu kolundan tutmuş ve balkondaki sandalyeye oturtmuştu, ışıldayan gözlerle kara gözlere bakarken mutlu bir haber verecekmiş gibi gözüküyordu.

"Bugünden itibaren sizle yaşayacağım!" 

Berk Bulut'un neşeli ses tonuna eşlik edemedi, kaşlarını çatıp "ne?" diye sorarken Bulut Berk'in sorusuna aldırmadan yanına oturdu.

"Derya'nın odasına yerleşirim herhalde,  Hülya teyze hastanedeyken sana göz kulak olacağım."

"Bakımcısın yani." dedi çatık kaşlarıyla. Bulut'un o güzel, onlarca odalı, Boğaz manzaralı evini bırakıp Berk ve ailesinin ortalama büyüklükteki, üç odalı apartman dairesine taşınması kadar büyük bir saçmalık yoktu. 

"Saçmalama. Mutlu olmadın  mı?" 

Meraklı gözlerin sahibinin kara gözlerden bir yaş büyük olması, üniversiteye gidip derslere girmesi gerekiyordu ve ne burada kalıp Berk'e  göz kulak mı olacaktı?

"Hayır, niye burada kalıyorsun ki? Yalnızken iyiyim." dedi. Berk, Bulut gibi mutlu bir çocuk olamıyordu, yapısında yoktu, o her zaman Bulut'a ve Derya'ya kıyasla daha ciddi, biraz asosyal bir çocuk olmuştu.

"Olmaz."

"Bulut lütfen-"

"Odana mı taşınayım?" sorusu ile Berk bir anda sessizleşti, anne ve babasının çoktan haberi olduğunu hatta belki hep birlikte bunu tartıştıklarını varsaymıştı. Ela gözlerin parlaklığını söndürmek, tartışmak istememişti. Gelen mesaj sesiyle telefonuna baktığında sınıftaki tek arkadaşı Sinan'ın mesajını görmüştü.

Sinan: berk

okuldan mı ayrıldın sen

Berk: evet

Sinan: neden

Berk: konuşmak istemiyorum

Sinan: yarın

seni ziyarete gelebilir miyim

Berk: bilmiyorum

sonra buluşsak olur mu sinan

başım ağrıyor

Sinan: hastaneye mi kaldırıldın

Berk: beni

sen bulmadın mı?

Sinan: ben mi

hayır

seni arkadaşın bulmuş

Berk: wtf,

kim

senin dışında okulda bir tane bile arkadaşım yok

Sinan: bilmiyorum

Şule siyahlı sweatshirt giymiş bir çocuğun seni taşırken görmüş

başın kan içindeymiş

Berk: çocuk

o nasılmış

Sinan: görmemiş 

Berk: tamam

sonra konuşuruz