10.BÖLÜM

5.9K 637 395
                                    

_________________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_________________________________________

Çelik'ten Devam:

Çocuklarla konuştuktan sonra telefonu kapatıp şirketten dışarı çıktım sıkıntıyla.

Benim küçük kızım bünyesinde barındırdığı onca hastalığa ve düşük bağışıklığına rağmen yemek yememe konusunda inat etmişti.

Tuna
-Abi hayırdır nereye, imzalanacak dosyalar vardı daha?

Kardeşimin kulağıma gelen sesiyle toparlanıp ona döndüm.

-Sonra hallederim aslanım. Bizim küçük yemek yemiyormuş. Yanlarına gidiyorum şimdi.

-Ne demek yemiyormuş. Şu vakte kadar aç aç mı dolaşmış kar tanesi.

Arkamızdan gelen Asel'in sesiyle oraya çevirdik yönümüzü.

Bugün onun da imzalaması gereken yerler olduğu için hastaneyi bırakıp bizimle şirkete gelmişti.

Ve anlaşılan o ki konuşmalarımızı da duymuştu.

-Yemek yiyesi yokmuş küçük hanımın.

Tuna
-Abi ne demek yiyesi yokmuş. Bir öğün bile atlasa olacakları bilmiyor mu. Çok hassas onun bünyesi.

Derin bir nefes verdim ben de sıkıntıyla.

Doğumu bile o kadar sıkıntılı gerçekleşmişti ki onun için en ufak şeyde endişelenmeden edemiyorduk. Normal insanlar gibi bir bünyeye sahip değildi benim kızım.

-Şimdi eve gidip ben müdahale edeceğim olaya.

Tuna
-Abi çok kızma ve ağlatma bebeğimi tamam mı.

Asel
-Başka türlü yemez ki o inatçı kar tanesi.

-Elimden geleni yaparım ama işin sonunda triplerinden kaçabileceğimi sanmıyorum.

Cümlemin sonuna doğru yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.

Küçük cadının triplerinden kaçarım yoktu maalesef.

Asel
-Benim buradaki işlerim azdı zaten ve bitti. Ben de geleyim seninle.

Asel'e dönüp kafa salladım. Gelsindi bakalım.

Tuna
-O zaman ben de geleyim abi ya. Ağlarsa diye onu güldürmeye çalışırım hem.

Kardeşimin beni ikna etme çabasına ufaktan gülüp ona da kafa salladım.

-Hadi o zaman gidelim bir an önce cadı kızımın yanına.

Gülüp kardeşlerim de bana kafa sallarken arabalara doğru yöneldik.

Birden aklıma gelen Enis'le kolumdaki ceketi hafif sıyırıp saatime baktım. Tam şuan onun da dersi bitmiş olmalıydı.

Arabamın kapısını bana açan valeyle ufak bir kafa işaretiyle selam verip hızla sürücü koltuğuma yerleştim. Benim arkamdan da kardeşlerim kendi arabalarına yerleşince en önde ben çıktım yola.

NADİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin