Kucağımdaki büyük boy mısırı daha sıkı tutup koltuk numarama doğru ilerledim.
Hemen arkamda da abilerim ve üçüzlerim vardı.
Film henüz başlamadığı için ışıklar açıktı.
Ben ileriye doğru adım attıkça beni görenler yanındakini de dürterek bana bakmalarını sağlıyordu.
Abilerimin dedikleri aklıma gelirken derin bir nefes alıp umursamamaya çalıştım.
Sonunda arka taraflarda olan koltuklarımızın yanına varmamla birine oturdum.
Bir tarafıma Çelik abim bir tarafıma da Asel abim oturdu.
Diğerleri de birer koltuğa yerleşince heyecanla filmin başlamasını bekliyordum.
Birden önümdeki mısır kovasından uzanıp bir avuç alan Baran'la ona baktım.
Eline aldığı o bir avuç mısırı sinirle birinin üstüne fırlatmıştı.
-Önüne bak lan getirtme beni oraya!
Yüzüne yansıyan tüm öfkeyle bir yere sabit ve tehditkâr bakıyordu.
Baran'ın bu ifadesi diğerlerinin de dikkatini çekince hepsi yerlerdinde daha bir dikleşti.
İçimdeki merakla kafamı çevirmemle bana aval aval bakan çocuğu gördüm.
-Bakma oraya!
Diyip kafamı göğsüne bastıran babamla neye uğradığımı şaşırdım.
Yine kıskançlık damarları kabarmıştı anlaşılan.
-Yaa baba bırakır mısın beni lütfen?
Kollarını başımın etrafına dolamış sıkı sıkı gövdesine bastırıyordu şuan.
-Hayır!
Bu duruma oflayıp ahtopot kollardan kendimi kurtarmaya çalıştım inatla.
Ben debelenirken arkadan Tuna abimin lann diye bağırtısını duydum.
Daha önceki tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki şuan bakışlarıyla çocuğu tehdit ediyorlardı. Ve eğer o çocuk bakışlarını çekmezse kesinlikle kavga çıkaracaklardı.
Neredeyse bu evden çıktığım her an gerçekleşen bir durumdu.
Etrafımdaki kolların gevşemesiyle derin bir nefes aldım sonunda. Demek ki çocuk doğru yolu seçip önüne dönmüştü.
Oraya bakma gereksinimi bile duymadan hırsla başımı kaldırıp kısık gözlerimle babama baktım.
Beni göğsünde boğuyordu resmen!
-Bakma bana öyle bebeğim. Yemin ederim ısırasım geliyor.
Bu sefer de kaşlarım çatıldı.
Şurada ciddi bir şey yapıyoruz dimi ama!
-Şuan ısırmıyorsam ortamı olmadığından bebeğim. Ama sen biraz daha böyle bakarsan ısırırım. Ve düzelt bakayım şu tipini. Babaya kızılmaz.
Omuzlarımı hafifçe silkip önüme döndüm.
Trip atacaktım!
Şuan canım trip atmak istiyordu!
-Bebeğim küstün mü?
Yaa bebeğin miyim cidden diyordum ki son anda frenledim kendimi.
Gevşeme lida. Azıcık sabret!
Işıkların bir anda sönmesiyle heyecanla yerimde dikleştim.
Ben heyecanla reklamların bitmesini beklerken yanaklarımı kavrayan eller odağımı başka yöne doğru çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NADİDE
Teen Fictionİliklerine kadar sevgiyi hissetmek isteyen narin ruhları kitabıma davet ediyorum. Keyifli okumalar kuzular.. Not:Fikirlerimin çalınmasına müsadem yoktur.
