Bedenimi koltuğa doğru çevirdi ve birkaç saniye sonra kelepçelerin açıldığını hissettim. Zor bela kollarımı öne çekerken acının yanında ağrıyı da hissettim.

Kelepçeler yere çarptı, parmakları ayak bileklerime değdi. Önce usulca okşadı.

"Ufacıksın... Bileklerin bile incecik ama bana hala burnunu dikebiliyorsun..."

Attığı düğümleri çözmeye başladı.

"Çünkü seni görüyorum, kim olduğunu biliyorum." dedim zorla. "Şu an karşımdaki cesur adam olmanın sebebi, benim."

Ayaklarım da özgürlüğüne kavuştuğunda çarpı şeklinde uzanıyordum koltukta. Kollarım, bacaklarım uyuşmuştu ve bileklerimin kıpkırmızı olduğuna emindim.

"Görüntüyü sevdim... Ama yine de az önceki kurduğun cümleyi unutmadım."

Beni cansız bir şeymişim gibi belimden tutup ayaklarımın üzerine koydu. Yorgunca ona bakarken "Yine mi bağlayacaksın?" diye mırıldandım. "Bak izin veriyorum ama sıra bana da geçecek, haberin olsun. O çükünü bağlarsam, ağlasan da çözmem."

Yüzüme dik dik bakarken elleri ellerime tutundu ve yavaşça beni çekti. Arkasından giderken odamdan dışarısının göründüğü cam kısmın olduğu yere geldik. Gündüzleri diğer çalışanları buradan izliyordum.

"Çıplak çıplak şirkette mi dolaşacağız?" dedim dudak bükerek. "Bana uyar ama kameralar?"

"Evimde dolaşabilirsin ama burada olmaz..." Omzumdan tutup beni önüne çekti. Anlamazcasına ona bakarken "Dön arkanı..." diye emretti.

"Uyumandan daha iyi." deyip direkt döndüm arkamı. Anında bedenimin arkasına yapıştı ve ellerim cam duvarı buldu.

"Buraya her baktığında..." Aleti yolunu hiç şaşırmadan girişime dokundu. "Bu odaya her girdiğinde..." Sert, acımadan içimi dolduruşuyla başımı yan bir şekilde cam kısma yasladım. Boydan dolayı kısa kaldığım için kolunu karnıma dolayıp hafifçe ayaklarımı yerden kesti.

Ellerim pençe gibi camı çiziyor, Emre sürekli bedenini bedenime çarpıyordu.

"Beni her özlediğinde... Her ihtiyaç duyduğunda beni hatırla..." Sesi kulağımda yankılandı. Ensemi öptü, birleştiğimiz noktada parmaklarını dolaştırdı.

"Emre... Ah Emre! Daha hızlı..."

Terli vücudu vücuduma yaslı bir şekilde bir kez daha kasılmaya başladım. Emre yanağımı öperken giriş çıkışlarını yavaşlatmıştı ama yine de durmuyordu.

"Sakin ol, sakin ol..." Erotik sesi daha çok karnımı kastığında zevkten iki büklüm olacaktım. "Güzel bir kız oldun şimdi."

"Sen?" diyebildim zor bela. "Sen hala..."

"Seni izlemeyi seviyorum."

Aletini benden ayırmadan geriye çıktık. Kollarında halsizce duruyordum. Bedenim zevk dalgasını kabulleniyor, bir iki saniyelik rahatlıyor ama asla uzun sürdüremiyordu. Emre'nin akşamdan beri benden ayrıldığı süre beş dakikayı geçmezdi. Uzun zamandır yaşamadığım durum karşısında bedenim dayanıksızdı. Her an kadınlığımı saran kasları uyarması, defalarca beni boşaltabilirdi.

Zaten bunu yapıyordu.

"Her yerde anı bırakmalıyız, değil mi?"

"Bu ahlaksız bir teklif mi Yaman bey?" dedim dalgayla.

"Alt tarafına bakarsan ahlaksız olup olmadığımı anlarsın."

"Terbiyesiz!" Gülüşümle masanın yanına geldik. Benim sandalyeme oturduğunda ben de onun kucağındayım.

YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin