-0.9-

3.7K 363 96
                                    

-M-

-Yetişkin İçerik-

°°°

Jeongguk'umu yatağa yatırdığımda belerttiği gözleriyle öylece bakmaya başladı bana, sevimliliğine takıldım bir süre, öylece güzel yüzünü izledim.

"Eminsin, değil mi?"

"Kaçıncı soruşun bu sevgilim? Ne istediğimi biliyorum ben ve sana güveniyorum."

Hafifçe titreyen sesiyle gülümseyip dudaklarına yaklaştım, ateş ve barutun yan yana gelmesi gibiydi, ikimiz de birden bire alev aldık. Parmaklarını enseme bastırıp beni kendine daha fazla çekiyor, aklımı ciddi anlamda kaçırtıyordu.

Beni bozmuştu, darmadağın etmişti, sadece tek bir öpüşmeyle.

Beni her zaman yenecekti, ben de yenilmenin zevkiyle dudaklarında tekrar tekrar ölecektim.

O beni yenecekti ama kazanan ben olacaktım.

Nefes isteğiyle kendisini geri çektiğinde dudaklarım gün içinde fazlasıyla özlediğim boynunu buldu, önce derince kokusunu içime çekip tenini dudaklarımın arasına aldım.

Bir yaprak gibi titredi ve saçlarımdaki parmaklarını sıkılaştırdı. Minik dudaklarının arasından kayan günah dolu tonlarla gülümseyip beyaz tende filizlenen mor çiçeklere baktım.

Jeongguk Frezya kokuyordu.

Bu çiçekler de bizim mor frezyalarımızdı.

Şapırtılı bir öpücük daha bırakıp üzerindeki pijamanın düğmelerini açmaya başladım, elimin altındaki göğsü kasılıyor, titrek nefesler alıp vermeye devam ediyordu.

"Güzel bebeğim, minik kurabiyem, sakin ol. Benim için rahat olman her şeyden daha önemli, durmak istediğin zaman sakın kendini zorlama, istediğin zaman durabiliriz, gerçekten."

"Durmak değil, acele etmek istiyorum Taehyung. Bir olalım, asıl kutlamanı benimle yap istiyorum."

"Sen inanılmaz birisin."

Pijamasını omuzlarından sıyırıp tekrar yatırdım, bedenini öpmeye başladım bu kez de. Dikleşmiş göğüs uçlarını, kokulu sıcak tenini, parlak omuzlarını, her bir zerresini güzelce öptüm. Dudaklarımın değmediği bir noktası kalmayana dek öptüm, emdim, çiçeklerden bıraktım yine.

Üzerimdeki pijamayı sıyırıp çıkarmış, ellerini, kollarımdan başlayarak omuzlarıma kadar gezdirmişti. O sırada alt pijamasını ve iç çamaşırını çıkardım, yerinde kasıldığında bacaklarını okşayıp minik bir öpücük bıraktım göğsüne.

"Canını yakmamam için ıslanmaya ihtiyacın var."

Haşince sırıtmıştım, ne dediğimi anlamamış olacak ki komodinin çekmecesine yöneldi.

"Şurada kayganlaştırıcı olacaktı.. -"

"Buraya gel şapşal."

Bacaklarından tutup arkasını çevirdim ve belinden tutup kalçasını dikelttim. Nefesi kesilmişti, bana dönüp büyük gözlerle bakmaya başladı.

"N-Ne yapıyorsun? Saçmalama Taehyung, istemiyorum."

"Dayanamam demiyor da, istemiyorum diyor."

Kalçasına minik bir öpücük bıraktım gözlerimi ondan ayırmadan, dudaklarını ısırıp önüne döndü, göğsü yatağa yaslanacak şekilde eğildi ve bel kavisini öyle güzel gösterdi ki bana, yükselip dudaklarımı her bir yerine bastırmadan edemedim.

Utopia×Taekook ✓Where stories live. Discover now