17|| Diagon Yolu

637 47 20
                                    

Bu sabah kalktığımda boynum fena halde tutulmuştu. Bölümün yarısını kafam eğik yazmaya çalıştım. Değerinizi bilin yani asdfghjşqöğmdsajka

3. Bölüm: Diagon yolu

 Ashley, Harry'nin Kovuk'a gelmesinin üstünden yaklaşık bir hafta sonra, güneşli bir sabah Hogwarts'tan haber aldı. Harry ve Ron kahvaltıya indiklerinde, o ve Ginny çoktan masaya oturmuşlar, sohbet ediyorlardı. Ginny, Harry'yi gördüğü anda yulaf lapası kâsesine yanlışlıkla çarpıp büyük bir gümbürtüyle yere düşürdü. Ginny, Harry bir odaya her girişinde ona buna çarpmaya çok yatkın görünüyordu. Ashley ona yardım etmek için onula birlikte masanın altına girip kırıkları toplamasına yardım etti, çıktıklarında Ginny'nin yüzü batan güneş rengindeydi. Ron Ginny'nin Harry karşısında bu kadar utangaç olmasına şaşırıyordu ("Bu kadar utangaç olması garip, bilmiyorsun, normalde çenesini hiç kapatmaz.") Ama Ashley kızın arkadaşlığından gayet memnundu.

"Dumbledore burada olduğunuzu zaten biliyor, o adamın da gözünden gerçekten de hiçbir şey kaçmıyor." Demişti Mr. Weasley, Ashley ve Harry'ye mektuplarını uzatırken.

Çarşamba günü –yani bugün- Mrs. Weasley hepsini erkenden uyandırdı. Çarçabuk pastırmalı sandiviçlerini yedikten sonra mutfak şömünesinin önünde durdular. Mrs. Weasley şöminenin üzerindeki saksıyı alıp Harry'ye uzattı.

"Peki, once konuklar! Sen önden buyur, Harry'ciğim!"

Harry onlara bakakaldı, hepsi gözünü ona dikmişti.

"Ne... Ne yapmam gerekiyor?" diye kekeledi.

Ron birden, "Uçuç tozuyla hiç uçmamışlar," dedi "Kusura bakmayın Harry, Ashley, unuttum."

"Oh, Tanrım. Daha once hiç kullanmadıysanız, o zaman..."

Fred, "Bir şey olmaz anne," dedi. "Önce bizi izleyin, anlarsınız hemen."

Saksıdan bir tutam ışıl ışıl parlayan toz aldı, ateşin önüne geldi ve tozu alevlere savurdu.

Ateş bir kükreyişle zümrüt yeşiline döndü, yükselerek Fred'in boyunu aştı. Fred dosdoğru ateşin içine girerek,

"Diagon Yolu!" diye bağırdı ve yok oldu.

George da elini saksıya sokarken, Mrs Weasley, "Açık seçik konuşmalısınız, canım," dedi. "Ve doğru ızgaraya çıkmaya da dikkat edin..."

"Bir şey olmaz, Molly, merak etme," dedi Mr Weasley, kendisi de Uçuç tozu alarak.

"Eh... peki... öyleyse siz Arthur'dan sonra gidin," dedi Mrs Weasley. "Şimdi, ateşe girince, nereye gittiğinizi söyleyin..."

"Ve dirseklerinizi vücudunuza yapıştırın." diye akıl verdi Ron.

Mrs Weasley, "Gözlerinizi de kapatın," dedi. "Yoksa kurum..."

"Rahat durun," dedi Ron. "Yoksa yanlış şömineden çıkarsınız..."

"Ama paniğe kapılıp erken de çıkmayın, Fred'le George'u görene kadar bekleyin."

Harry, Ashley'den once ilerleyip gergin biçimde Uçuç tozunu aldı. Ateşin yanında yürüdü, derin bir nefes alarak tozu alevlere savurdu. Bir adım attı.

"Di...Dia...Gon.. Yolu!" dedi öksürerek.

Ama Ashley'nin içini, saniyelik bir zaman diliminde tuhaf bir endişe kapladı. Yanlış söylediğini adı gibi biliyordu. Harry'ye doğru koşup onu cüppesinden geri çekmek istedi. Ona doğru atıldı, kolunu tutu ama ansızın o da onula birlikte zümrüt alevlerin içine dalıverdi.

Ateşin içinde, topaç gibi dönerken Harry'ye tutundu. Kulaklarında sağır edici bir gürleme vardı. Midesi bulanıyordu ikisininde, gözlerini açıp bakmaya çalıştı Ashley ama tozlar gözlerine kaçıyordu. Harry'de onunla aynı duygular içerisinde gibi görünüyordu. Onun "Keşke dursa.." diye mırıldandığını duydu.

Yıldızın Dileği || Harry PotterWhere stories live. Discover now