11

3K 181 36
                                    

"Olanların hiçbiri tesadüf değil, sadece bunu hissedebiliyorum."

Sabahtan beri kafamın içinde dönen şarkıyı düşünürken, öğrenmeye çalıştığım dans beni nefes nefese bırakmıştı. Tek bir harekette takılı kaldığımda sinirlenerek şarkıyı durdurdum. Yerde duran suyuma uzanırken, hala şarkı sözleri dolanıyordu aklımda. MAMA 2021 için Taehyung ile ortak bir performans sergileyeceğimizi, ödül törenine sadece iki hafta kala öğrenmiştik. Bunun için endişe etsem de, Taehyung üstesinden gelebileceğimizi söylediği için içim biraz daha rahattı. Bunun yanında,şarkı seçimi kafamı karıştırmıştı. Şarkı, sözleri için seçilmişti sanki. 

Aklıma sürekli olarak Taehyung gelmesi iyice saçmaladığımın bir göstergesiyken, arkadaşım hakkında bu tarz şeyler düşünmem, beni utandırıyordu. Ama elimde değildi, istemsizce gözlerimin önüne geliyordu kare gülüşü. Şarkıda hiçbir şeyin tesadüf olmadığı, her şeyin kader olduğu geçiyordu. Bu da aklıma sadece Taehyung ile aramızda olanları getirdiği için, saçma sapan düşüncelere dalıyordum.

Kafamı sallayarak ayağa kalkarken, saati kontrol etme ihtiyacı duydum. Kolumdaki dijital saate baktığımda, kendi kısımlarımı bitirmem için az bir zaman olduğunu fark etmiştim. Telaşla şarkıyı tekrar açtım ve yapabildiğim yere kadar baştan aldım.

Burada Taehyung arkadan belime sarılarken, benim ona doğru dönmem, omuzlarına tutunmam ve yavaş bir şekilde kalçamı hareket ettirmem gerekiyordu. Ama yanımda biri olmadığından, hareketi tam yapamıyordum. Heyecanlanacağımdan emin olsam da, ortaya iyi bir çıktığından emin olmalıydım, bu yüzden şirkete gelecek Taehyung'u beklemek benim için çok daha iyiydi.

Askılı siyah renkteki üstümü düzelterek, elime mikrofonu aldım ve şarkıyı tekrar baştan başlatarak, bu sefer söylerken dans etmeye başladım, şarkının başları yavaş olduğundan, basit ama şık duran hareketler beni zorlamıyor, şarkıya uyum sağlamamı kolaylaştırıyordu.

Benim partım tekrar biterken, kapının açıldığını duymuştum ama Jisoo da şirkette olduğundan o olduğunu düşünerek devam etmiştim. Fakat çalışmam bittiğinde duyduğum alkış sesi ile şaşırarak oraya dönmüştüm. Taehyung gülümseyerek beni izliyor, alkışlıyordu. Utanarak küçük bir kahkaha attım ve şarkıyı durdurdum.

"Geldiğini görmedim, burada mıydın?''

Kafasını sallarken, yanında getirdiği çantayı köşeye bırakmış, pratik odasını incelemeye başlamıştı. Saçları fönlenmediğinden gözlerinin önüne düşmüştü. Siyah eşofmanın üstüne geçirdiği beyaz renkte tişörtle bile yunan tanrılarına benzemesi beni hayrete düşürüyordu. Çok yakışıklıydı. Ve bunun için hiç çaba göstermesine gerek yoktu.

"Şarkıyı Jimin'den iyi söylüyorsun. Duyduğunda kıskanacak. "

Kıkırdadığımda, bakışları bir süre yüzümde dolandı, ardından çantasına eğilerek bir bandana çıkardı ve saçının önüne gelmemesi için dikkatle kafasına taktı. Onu izlerken hiç sıkılmadığımı fark ettim, sadece onu izlerken değil, onunlayken hiç sıkılmıyordum. Bu beni gülümsetirken, işini bitirmiş, komik bir surat ifadesiyle bana dönmüştü.

"Nasıl, yakıştı mı?"

"Yakıştı."

Hiçbir şey söylemeden bakışmaya başladığımızda, utanmaya başlamıştım, hızla gözlerimi kaçırarak, kuru bir öksürükle mikrofonu elime aldım ve şarkıyı başlattım. Yavaş şarkıya eşlik ederek dans etmeye başladığımda, beni izlemeye başladı. Her hareketimi  takip etmesi hoşuma gitmişti. Sıra onun partına geldiğinde, yanıma gelerek açıkta olan belimi kavramış, şarkıyı söylemeye devam etmişti.

"Belki de evrenin yazgısı böyle, sadece olması gereken buydu."

Kalın ve rahatlatıcı sesi ile şarkıya eşlik etmeye başladığında, ona doğru döndüm, kalçam yavaşça hareket ederken, tek düşünebildiğim, neredeyse birbirine değmek üzere olan dudaklarımızdı. Belimi tutuşu sıklaşırken, gözleri hala dudaklarımdaydı.

"Biliyorsun, biliyorum.Sen bensin, ben senim."

Belimdeki elini çekerken, parmaklarını tenimde gezdirmesi, karnımdaki kelebekleri hareketlendirirken, şarkının da bu kadar anlamlı olması hiç yardımcı olmuyordu. Yaklaşık bir haftadır kendi partlarımıza çalışıyorduk, ve bir araya gelince hareketler daha akıcı bir hale gelmişti, itiraf etmeliydim ki; biz cidden oldukça uyumlu bir çift olabilirdik.

Uyumlu birkaç hareketten sonra, tekrar beraber yapacağımız kısma geldik. Taehyung tekrar benim arkama geçerken, başımı ona doğru çevirdim, saçlarını tutup, kafasını üstüme doğru eğmesini sağladım. Bu kısım bana ait olduğu için sadece susuyor, nefesini yüzüme üflüyordu.

"Bana baktığında,bana dokunduğunda.."

Telefonumun çalmaya başlaması ile müzik durmuştu. İkimiz de duraksamıştık, ama ikimiz de birbirimizi bırakmıyorduk, nefes nefese kalmış bedenlerimiz inip kalkarken, birbirine değiyordu. Sonunda elimi Taehyung'un saçından çekerken, utançla telefonuma koşmuştum. 



wrong [düzenleniyor] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin