Dertleşmek

2.2K 246 164
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Levi ne diyeceğini ve ne yapacağını bilemez gibi bana bakarken Jean'a baktım.

"Jean, sen aşağı in."

Kısa süreliğine Levi'a baktı ve başını sallayıp hızlıca yanımdan geçip gitti.

Muhtemelen ona kızmamdan korkmuştu. Saf çocuğum benim.

Levi'a yaklaştım ve birkaç dakika önce Jean'ın oturduğu sandalyeye oturarak masaya ayaklarımı uzattım.

Levi hâlâ ayakta bana bakıyordu. Başımı kaldırıp ona baktım, "Ee, oturmayacak mısın?"

Neredeyse 1 saat önce burada içerken yanımda duran alkol kasası hâlâ buradaydı. Eğilip bir şişe aldım, o sırada Levi tekrar sandalyeye oturdu.

Şişeyi ona uzattım, "İçer misin?"

"İçmem."

Omuz silktim, "Sen bilirsin."

Şişenin kapağını açıp bir yudum aldım. "Ee, filmin en sevdiğin kısmı neresiydi?"

Cevap vermedi, yan gözle ona baktığımda başını sandalyeye yaslamış gökyüzüne baktığını gördüm.

İç çekerek ben de başımı arkama yaslayıp gökyüzüne bakmaya başladım.

"Bugün ay çok güzel, değil mi?"

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından mırıldandı, "Evet."

Elini bana doğru uzatınca anlamsızca kaşlarımı çatarak ona baktım. Uzattığı elini hafifçe salladı, "Şişe ver."

Ne demek istediğini anlayınca gülerek kasadan bir şişe çıkarıp ona verdim. "İçmeyeceğini söylemiştin."

"Canım çekti."

"Çeker tabii, mis gibi şey bu."

Dakikalar boyu sessizce oturduk. Oturdukça havanın soğuk olduğunu hissetmeye başladım.

"Özür dilerim."

2 kelimelik cümleyi duyduğumda şaşkınlıkla ona döndüm, "Ne?"

Şişesinden hızlıca birkaç yudum alıp şişeyi yere doğru hafifçe sallamaya başladı.

"Ne yaşadığını bilmeden bu kadar üstüne gitmem bir hataydı. Özür dilerim."

Şaşkınlıkla ona bakarken bir cevap vermediğim için o da bana baktı.

Yavaşça yutkunup omuz silktim, "Sorun değil canım, her sik kafalı hata yapar sonuçta."

"Her ne?" bu sefer şoka uğrayan oydu.

Gülümsedim, "Soğuk nevale."

Sadece 1 saniyeliğine güler gibi oldu ama tekrar yüzüne o ruhsuz ifadesini takındı.

Önüne dönerek şişesinden bir yudum daha aldı. "Şu ana kadar çok fazla ölüm gördüm."

Bir şey demedim, onu dinlerken içmeye devam ettim.

"Kardeşim gibi gördüğüm 2 kişi, askeri birliğe daha yeni katıldığım zaman öldü. Benimle birlikte katılmışlardı."

Kardeşler...

"Ondan sonra birçok ekip arkadaşım öldü. Malum, basit bir iş yapmıyoruz."

Şişeyi tutmadığı elinin avucunu kendisine çevirdi ve elini yumruk yaptı.

"Sırf genlerim yüzünden güçlü olmak bir süre sonra çok zoruma gitmeye başladı. Herkesi koruyabilirim sanıyordum."

Dilimi damağıma vurarak olmaz anlamında bir ses çıkardım. "Herkes en başında öyle sanıyor ama birileri teker teker ölmeye başlayınca anlıyorsun gerçeği."

"Evet, evet." sanki iç sesini dışa vurmuşum gibi bana döndü.

Şişemden bir yudum daha aldım, "Sanırsın ki her zaman birlikte olacaksınız, hiçbir arkadaşın ölmeyecek."

O da kendi şişesinden bir yudum aldı, "Sonra bakmışsın ki tek sen kalmışsın."

"Bu sefer de yenileri korumak istersin."

"Senden sonra yerini onlar alacak diye."

Hafifçe gülümsedim.

İnsan, ağlamak istemezse gülümserdi. Acısını gülümsemesine saklardı, beynini kandırmaya çalışırdı.

Bilmezdi ki zaten onu yöneten beyin.

Kafamı tekrar sandalyeme yasladım ve karanlık gökyüzüne baktım.

"Saat kaç?"

"1'e geliyordur."

Başımı anlarcasına salladım.

"Sabah eğitim var."

"Alttan alttan uyumamız lazım diyorsun yani."

"Ben çok uyumam, senin için dedim."

Kendi kendime gülmeye başladım, "Düşünceli nevale."

Gerçekten kafayı sıyırdığımı düşünür gibi bana baktığını hissediyordum. "Manyak komutan."

Levi x Reader (Aot x Reader)Where stories live. Discover now