Yeni Ekip

4.1K 302 269
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Otomatik kapı açıldı ve koridora adım atarak hızlı bir şekilde yürümeye başladım.

Üstümdeki kanlı koruma yeleğini çıkarıp sol elime aldım ve belimdeki savaş kemerini de çıkararak yeleğin üstüne koydum.

Alt kata inmek için merdivenlere yöneldiğim sırada üst kattan yoğun şekilde sesler geldiği için adımım daha ilk basamaktayken durdu.

Merdiven boşluğundan yukarı doğru baktım ama buradan bir şey görünmüyordu.

Çocukların birbiri arasında muhabbet ettiğini düşünerek tekrar inmeye başlamıştım ki bu sefer kesinlikle daha önce duymadığım bir ses duydum.

"Eren! Yerinde dur!"

Başımı üst kata çıkan merdivenlere çevirdim ve direkt o tarafa dönerek hızla yukarı çıkmaya başladım.

2 kat sonra babamın odasının katına gelmiştim.

Koridorda sola döndüm ve astlarımın yaptığı kalabalığa yöneldim.

"Jean! Ne oluyor?"

Askerlerin arasından geçerek Jean'a ve karşısında onun yakasını tutan tanımadığım çocuğa baktım.

Çocuğun elini hızlıca kavrayarak geri çektim ve Jean'ı arkama aldım.

O sırada kısa saçlı bir kız karşımdaki çocuğun önüne onu korumak istermiş gibi geçti.

Hem şaşkınlık hem de öfkeyle karşımdaki 15-16 yaşındaki çocuklara baktım.

"Siz kimsiniz lan?"

"Biz yeni asker-"

"Mikasa! Eren!"

Yeşil gözlü çocuğun sözünü sert bir tonda başka bir ses kesti. O sırada bir kapı kapanma sesi geldi ve çocukların arkasından benden 1-2 santim kısa biri çıktı.

İki çocuğu da yakalarından tutarak kendisinin arkasına çekti ve dimdik bana bakmaya başladı.

"Sen kimsin?"

Ne diyordu lan bu? Benim mekânımda bana mı hesap soruyordu?

Baştan aşağı onu süzdüm, "Asıl sen kimsin ve diğer veletlerle burada ne işin var? Siz buranın ne olduğunu biliyor musunuz?"

Arkasındaki gençlerden birkaç tanesi hafifçe kıkırdamaya başladılar ama karşımdaki kısa boylu omuz üstünden onlara baktığı an sustular.

Tekrar bana döndü, "Komutan Levi."

"Pardon?"

"Komutan. Levi. Duyma sorunun mu var?"

Tekrar baştan aşağı onu süzdüm. Bu mu komutandı? Kaç yaşındaydı ki bu?

Derin bir nefes aldım, "Peki, Komutan Levi. Burada ne işiniz olduğunu açıklar mısınız? Ben Komutan Isabella. Buranın sorumlusuyum."

"Ha... Demek o sendin."

"O derken?"

"Birliğim ile buraya atandım. Artık burada görev yapacağız."

Uzun bir sessizlik oldu. Ya da bana çok uzun geldi çünkü gerçekten kafayı yediğimi düşünmeye başlamıştım.

Biri hafifçe kolumu sarstı, "Efendim?"

Jean'ın sesini duyduğumda gözlerimi kapatıp 5'e kadar sayarak geri açtım.

"Jean, misafirleri alt kata götür."

"Ama efendi-"

Başımı hemen yanımda duran çocuğa çevirdim. "Jean. Merak etme. Hadi diğer çocukları alt kata götür."

Bana daha fazla karşı çıkamayacağını bildiği için başını salladı ve karşımızdaki çocuklara baktı.

Komutan Levi önce Jean'a, sonra bana baktı. Daha sonra da arkasındakilere bile bakmadan konuştu.

"Onunla gidin."

Çocukların hepsi 1 dakika sonra tüm koridoru boşaltmıştı.

"Bir yanlışlık olmalı. Böyle bir şey olacağından haberim yoktu."

"Yanlışlık yok. Daha az önce başkanın odasından çıktım. Sizin bana etrafı gezdireceğinizi söylemişti. Karşıma çıkmanız iyi oldu."

Gözüm arkada sağ taraftaki babamın odasına kaydı.

Dilimi ağızımın içinde sinirle gezdirirken mırıldandım. "Demek başkan istedi."

Gülümseyerek karşımdaki adama döndüm. "Madem başkan istedi, o zaman emri yerine getirmeliyiz, değil mi?"

 

Levi x Reader (Aot x Reader)Where stories live. Discover now