33- ERHAN'IN ACISI

9.6K 1.3K 2.2K
                                    

1 hafta sonra...

"Bugün yemekleri ben yapacağım." dedi Asef, dışarıdan yemekten bıkmıştı.

"Köfte istiyorum." dedi Bulut yine çatık kaşları ile.

"Ya sen önce bir kaşlarını düzelt, başında mı ağrımıyor hiç?" dedi Asef isyan ederek salona geçerken. Kavga ettiklerinden beri sürekli sinirli ve huysuzca geziyordu ortalıkta.

"Senin sesin zaten başımı ağrıtıyor merak etme."

Asef ona gözlerini devirdi, çok uğraşmak istemiyordu. Sevgilisine döndü, aşırı dalgın duruyordu. Bacaklarını titretiyordu ve bir şeyler düşünüyor gibiydi.

"Aşkım," diye seslendi ama sesi ona ulaşmadı. Parmağını ucuyla belini dürttü, Kerem'in dalgın gözleri saniyeler görüş alanına girdi.

"Ha?" seslendiğini bile fark etmemişti.

"Noldu? Ne düşünüyorsun öyle derin derin?" diye sordu anlam veremeyerek. Saatler önce baya iyiydi çünkü.

"Hiç," dedi bakışlarını çekip. "Öyle, boş."

Asef inanmadı ama bir daha sormadı, Kerem ise telefonunun ekranını açıp baktı ve bir şey olmadığını görünce geri kapattı.

"Abiler, Kenan gelecek akşama." Arda'nın sesi geldiğinde merdivene döndü.

"Gelsin," dedi Bulut, ardından arkasını dönüp buzdolabına yöneldi. "Bir o eksik zaten."

"Eksik evet." dedi Arda kısa bir bakış atıp. "Gereksiz kişiler buradayken o neden olmasın?"

"Arda, gereksiz dediğin kişi Erhan'ın sevg-"

"Aynen Turgay." Asef'in sözünü kesmesi ile tip tip baktı.

"Söylesin, artık sinirlenmiyorum." dedi Arda sakince koltuğa otururken.

"Erhan'ın sevgilisi." dedi Turgay, Arda az önce dediği sözü söylememiş gibi bakışlarını kaçırdı, suratı düştü.

"Tamam, demeyin o kadar." dedi Arda.

"Senin de sevgilin var Arda." dedi Turgay bu sefer.

"Abi sanki bilmiyor musun hâlâ Erhan'a aşık olduğumu? O benim sevgilim bile değil. Öyle olmaya zorluyor, olmak istiyor." dedi Arda sıkıntıyla.

"Ve sende Erhan'ı kıskandırmak için ona ayak uyduruyorsun."

Turgay'ın söylediği şeyle sustu, bir şey demedi. Zaten bu evde herkes bunun farkındaydı.

"Bu arada onlar nerede kaldı ya? Mekandan çoktan çıkmaları gerekiyordu." dedi Turgay sevgilinin kendisine doldurduğu meyvesuyunu içerken.

"Bilmem, gelirler herhalde. Onlar gelene kadar ben yemeği hazırlarım." dedi Asef ayağa kalkıp. Bu gergin ortamdan kaçmanın tek yolu buydu.

Mutfağa doğru birkaç adım attığı sırada zil çaldığında sıkıntıyla kapıya yürüdü. Neden anahtar almadıklarını bilmiyordu, yanında olsa bile mutlaka zile basıyorlardı. Ama belki de Oğuz gelmişti. Onun hâlâ bir anahtarı yoktu çünkü. Olmaması da gerekiyordu, yakında gideceği belliydi.

İsteksizce kapıyı açtığında gördüğü manzara ile gözlerini iri iri açtı.

Erhan kızarmış gözleri, bembeyaz olmuş suratı ve yer yer çamurlanmış sakalı ile dehşete düşürecek kadar ruhsuz bakıyordu. Titriyordu.

"Erhan?" dedi istemeden sesini yükseltirken.

Bakışları eline indiğinde siyah bir silahı gördüğünde irkildi, geriye doğru bir adım attı. Paçaları ve elleri çamura batmış gibiydi. Öyle kötü duruyordu ki kalbine saplanan acıyla dehşet içinde ruhu çekilmiş çocuğa baktı.

Erhan gözlerinin içine bakmadan içeriye doğru bir adım attı, o sırada ayak seslerini duydu. Arkadaşları sesine gelmiş olmalıydı.

Herkes afallayarak korku içinde Erhan'a bakıyordu. Onu gördükleri an adımlarını durdurmuşlardı.

"Erhan?" dedi Arda endişeyle, yüzüne baktığı an gözleri dolu dolu oldu. Onu ilk defa böyle görüyorlardı.

"Kardeşim." dedi Kerem endişe ile yanına giderken. İki adım atmıştı ki kendisine doğrulan namlu ile durmak zorunda kaldı. Asef ona doğru bir adım attı ama bakışları kendisini de durdurdu.

Erhan, az önceki ruhsuzluğunun aksine karşındaki kardeş dediği adama öfkeyle bakıyordu. Ve bu öfkeli hali Asef'in tüylerini ürpertti.

Elleri titriyordu, silah elinden düşecek gibi duruyordu ama öfkesiyle daha sıkı tutuyordu.

"Öldü." dedi, sesi ense köküne bir acı saplayacak kadar kötüydü.

Kerem irileşmiş gözleri ve aralanmış dudakları ile öylece kalakaldı.

"Senin yüzünden," dedi Erhan öfke ve acıyla. "Öldü."

***


RETROUVAILLES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin