7- GECE

10.4K 1.3K 1.7K
                                    

Erhan uykusunun derinlerine dalıp kendisine ulaşan ağlama sesiyle rahatsızca uzandığı yerden kıpırdandı.

Uzaktan, yabancı bir gözle kendisini izliyordu. Ağlıyordu, kalbi acıdı. Ruhu sancıdı.

Ses giderek kendisini rahatsız ediyordu.

Uykudan sıyrıldığında gözlerini açtı, karanlık tavanla bakıştı. Saniyeler sonra rüyasına işleyen ağlama sesinin hâlâ kulaklarında olduğunu fark ettiğinde kaşları çatıldı.

İç çekiş sesini duyduğunda ise bedenini yataktan kaldırıp etrafına bakındı. Karanlık olduğu için yanda duran gece lambasını açtı. Yeniden etrafına bakındığında tam karşısında, duvar kenarında duran beden ile afalladı.

Arda, bacaklarını kendisine çekmiş ağlıyordu.

Telaşla yerinden doğruldu, yataktan kalktı. Ve gözlerini ağlayan bedenden ayırmadan uyku mahmuru bir şekilde küçülmüş bedenin yanına yaklaştı.

"Arda?" endişeli ve boğuk sesi odanın içinde yankılandı. Dudakları aralıktı ve kalbi hızlı hızlı atıyordu.

Hemen yanına gidip diz çöktü ve yüzüne bakmaya çalıştı. Zaten Arda anında kafasını kaldırıp kıpkırmızı, şişmiş kısık gözleri ile kendisine baktı. Sanki yüzüne baktığı anda daha çok ağlaması gelmiş gibi yüzünü buruşturdu.

"Noldu?"

"Rüyamda seni gördüm." titreyen öfkeli sesiyle konuştu. Erhan bir şey diyemeden yüzüne baktı.

Karşısındaki çocuğun dudakları büküldü, kaşları yay gibi gerildi. Hem öfkeliydi hem de yoğun bir acı çekiyor gibiydi.

"Neden bana karşı bu kadar kötüsün?" diye sordu ardından, cevap bekliyormuş gibi değildi. "Hiç mi sevmedin beni?"

Ağlayan çocuğun yüzünü izledi, kalbine bir acı saplandı. Dudaklarını araladı ama çocuk konuşmasına izin vermedi.

"Sensiz hayatıma nasıl devam edeceğimi bile bilmiyorum. Eski anılarımız geliyor aklıma, niye böyle olduk?" dedi ardından.

"Arda," dedi Erhan yutkunup.

"Senden nefret ediyorum." dedi bu sefer, sesi tam tersini haykırıyordu.

Arda derin bir soluk çekti içine ama ardından yüzünü buruşturdu. Daha fazla sinirlenip, üzüldü.

"Benim dört yılım onun yedi ayına anca mı denk düşürüyor?" dedi acı çekerek. "Dört yılı silmek için yedi ay yeterli miydi?"

Ardından daha da ağladı.

"Seni artık istemiyorum ama dünyanın başka bir ucuna gitsemde her aklıma geldiğinde kalbimi acıtacağını biliyorum. Sen bende kalıcı hasar bıraktın. Engel bıraktın." dedi titreyen sesiyle.

"İstemiyorum ya," dedi kendisine isyan ederek, biraz daha duvara yaslandı. Erhan gözlerini üzüntü ile kapattı, saniyeler sonra sakinleşmeyi dileyerek açtı gözlerini. Çocuk hâlâ sayıklıyordu ve ağlıyordu.

Ona bir şey söylemeden belinden tutup kendine çekti ve aşina olduğu vücudu direkt kucağına aldı. Düşmesin diye sıkı sıkı tuttu.

Yatağına ilerlerken adımları yavaştı, çocuk ise uslu uslu duruyordu kucağında. Yatağın başına gelip çarşafı açtı ve zarifçe onu yatağa bıraktı. Arda bacaklarını direkt kendine çekti, ağlayışları iç çekişlere dönüştü.

Erhan yanına oturmak için bir hamle yaptığında Arda eliyle onu durdurdu.

"Sakın, yaklaşma." dediğinde Erhan durdu ve yeniden bedenini dikleştirdi. Arda onun oturmayacağını anladı.

"Pencereyi aç." diye mırıldandı, neden böyle dediğini anlamıştı.

"Hava soğuk, olmaz." istemsizce konuştuğunda Arda kafasını yastığa bastırdı.

"Aç, nolur." yalvarır tonda söylediğinde Erhan afalladı, parmak uçları uyuştu.

Göğsüne bir yumruk inmiş gibi nefesi kesilirken bodrum katının havalandırmak için kullanılan penceresine ilerledi ve elini uzatıp açtı. Soğuk hava yüzüne akın ettiğinde tüm vücudu titredi.

Onun bu halde olmasına dayanamıyordu.

Birkaç dakika öylece durdu ve ardından arkasını döndü. Yatağa yaklaştığında Arda'nın gözlerini kapatmış, cenin pozisyonunda uyuduğunu gördü.

Derin bir nefes alıp çarşafı üzerine kapattı, hava soğuktu ama bu sefer onu dinleyecekti.

Bir geceliğine odadaki çilek kokusunun yok olmasına izin verdi.

RETROUVAILLES Where stories live. Discover now