1.3

1.4K 201 166
                                    

.✞︎.

Minho, kafasının içindeki karman çorman düşüncelerle bir süre Hyunjin'in arkasından bakakalmıştı.

Ancak çok geçmeden son sınıf öğrencilerinden birkaçının ellerindeki sigara paketleriyle olduğu tarafa doğru geldiğini görmüş ve ayağa kalkarak hızlıca toparlanmıştı. Çekingen adımlarla arkadaş grubunun önünden geçerken, büyük ihtimalle onu ilk kez gördüklerinden dolayı -çünkü okula geldiğinden beri sadece kendi sınıfı, kütüphane ve resim sınıfı arasında mekik dokuyordu- gözleri kahverengi saçlının üzerinde dolaşıyordu merakla. Minho ise bunu takmayarak bakışlarını yerden çekmemiş ve okulun içine doğru hızlıca yürümeye başlamıştı. Şu an kimse ile muhattap olmak istemiyordu. Felix, Seungmin veya başka biri.

Sırtındaki çantasının kulbunu iyice kavradıktan sonra nihayet sınıfına girecekken farkında olmadan onun aksine dışarı çıkan Chanhee ile çarpışmış ve çocuğun elindeki -kalınlığından dolayı soru bankası olduğunu düşündüğü- kitabın yere kapaklanmasına sebep olmuştu. Bir de kötünün iyisi olarak sadece kafaları çarpışmış ve sınıfı tok bir 'pat' sesi doldurmuştu.

"Ah, özür dilerim Minho! Bir şeyin yok değil mi?" Chanhee yere düşen kitabını önemsemezken bir yandan refleks olarak sağ eliyle başının sızlayan tarafını okşuyordu. Buna rağmen çok geçmeden Minho için endişelenen tarafı ağır basmış ve kendi durumunu unuturken bu seferde Minho'nun acıdığını düşündüğü başını minik avuçları arasına alarak titreyen sesiyle konuşmuştu. Emin olun, hayatınız boyunca başkalarının canını yakmaktan Chanhee kadar korkan birini tanımamışsınızdır.

Minho, refleks olarak birkaç adım geriye çekilip Chanhee'nin ellerinden kurtulurken başını olumsuz anlamda iki yana salladı. "Hayır, yok bir şeyim merak etme." Başı, duvara kafa atmış gibi fena hâlde sızlasa da birkaç dakika sonra hiçbir acı kalmayacağını bildiğinden zaten yeterince endişelenmiş genci daha da merak içinde bırakmak istemedi.

"Oh, iyi. Tekrar özür dilerim dikkatim çözemediğim sorudaydı, göremedim geldiğini."

"Hayır, özür dilemene gerek yok. Ben de önüme bakmıyordum. Dalmışım işte." Sonrasında yüzüne mahçubiyetini gösteren buruk bir gülümseme kondurmuştu.

Chanhee de gülümsemesine karşılık verdi tereddüt etmeden. "Sen öyle diyorsan, tamam o zaman. Şey bu arada..."

"Efendim?"

"Bahçede falan Baekhyun öğretmeni gördün mü acaba? Şu bir türlü çözemediğim fizik sorusunu ona göstermem gerek."

Minho başını olumsuz anlamda iki yana salladı. Okula geldiği gibi kimse ile bir diyaloğa girmek istemediğinden hızlı adımlarla okulun arkasına gitmişti ve sonrası bilindikti zaten.

"Bilmiyorum, görmedim."

"Oh, peki."

"Ama istersen soruna bir de ben bakayım, fizik ile aram fena değil."

Chanhee'nin yüzü yine eksi, neşeli hâlini almıştı. "Gerçekten mi, buna çok sevinirim cidden."

blue neighbourhoodTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang